Bölüm 5 - Hayat

302 64 29
                                    

Kelime sayımız: 877 

Minho'nun gözleri yanında oturan kişininkilere adeta mıhlanıp kalmıştı. 

Bu çocuk sorgulanamayacak kadar güzeldi, yüzünde kusur aranacak hiçbir taraf yoktu ve cana yakınlığı da her halinden belliydi. 

Şeytan gözünü bu güzellikten bir saniye olsun ayıramayınca suçu bir türlü kurulamayan bağa atmaya karar verdi. 

Nerede kalmıştı bu bağ?  

Kaşlarını çattığında gencin de kafasının karışmış olabileceğini düşündü, bu gerginliği bitirmek için de sessizliği bozmaya karar verdi. 

''İlginç. Daha önce 'bağın kurulmadığı' bir durumla hiç karşılaşmamıştım'' 

Hemen sonrasında barmen gelip gencin önüne bir bardak su bıraktığında Şeytan sonunda anlamıştı. 

Bu çocuk bir Melekti. 

Söz konusu olan Melek de başını hafifçe olumlu anlamda sallarken Şeytanın önündeki içkiyi fark etti, ikisi de bağ kurulmadan diğerinin ne olduğunu bu şekilde anlamış oldu. 

''Pekala bay Şeytan'' dediğinde bu cümle Minho'yu hazırlıksız yakalamıştı. 

Artık yanındakinin bir Şeytan olduğunu öğrenmişti, kalkıp gitmesi gerekmez miydi? 

''Artık kalkıp gitmem gerektiğini düşünüyorsun değil mi?'' diye sordu Jisung gülümseyerek ''Ama şöyle ki, ben arkadaş olabileceğimizi düşünüyorum. Bu senin için de uygunsa tabii. Bence herkesin içinde az da olsa iyilik vardır çünkü'' derken yüzündeki gülümseme hiç düşmedi. 

Minho ise sadece dümdüz bir ifadeyle Meleğe bakıyordu, yüzüne bir gülümseme yayılması asla söz konusu değil gibiydi. 

İçkisine baktıktan sonra bardağı hızla fondipledi ve yeniden gence doğru dönmedi bile. 

Bunun üstüne Melek de boğazını temizleyip rahatsız olmuş şekilde bir nefes verdi ''Şey... Adım Jisung, ve ben bir Meleğim. Ya sen?'' 

Meleğin bütün vücudu artık Şeytana dönmüşken Minho'nun gözleri de yeniden ona gülümseyen gence doğru çevrildi. 

Ama yine konuşmak yerine ona sadece bir bakış daha attı ve tazelenen içkisinden içmeye devam etti. 

Bir Melek neden hala onunla konuşmaya çalışıyordu ki? 

Yoksa bu çocuk bu 2 ırkın iş dışında birbirileriyle konuşmaması gerektiğini bilmiyor muydu? Ya da ırklardan birinin yerini değiştirmek istiyor olması dışında? 

Ayrıca bu Melek neden bu kadar enerjikti? 

Minho daha önce illa ki başka Meleklerle konuşmuştu, ve hiçbiri şu anda onu konuşturmaya çalışan Melek kadar enerjik ve mutlu görünmüyordu. 

En azından Minho'yla konuşurken öyle değillerdi. 

Ama Şeytan bunu düşündükçe parçaları kafasında birleştirebilmişti. Adı Jisung olan Meleği daha önce duymuştu, herkes onu tanırdı zaten. 

Oldukça arkadaş canlısı, yardımsever, enerjik ve dışa dönük bir Melekti. Herkesin ve her şeyin içindeki en iyi potansiyelleri görebilirdi. 

Etraftaki bütün Melek ve Şeytanlardan kat kat daha fazla konuşkandı.  

Minho şimdi düşünüyordu da... 

Yanı başında oturan Meleğin adı Jisung'du ve bir süredir bir Şeytanla konuşma çabasını asla yitirmemişti. 

İşte şimdi bu çabanın sebebi anlaşılmıştı. Bu çocuk önüne gelen herkesle konuştuğu için Minho'yla da konuşuyordu. 

Gerçi bu sebep bile Minho'ya iyi davranması için yeterli değildi. 

Sonuçta bu Şeytan Lee Minho'ydu. Her şeyin başından beri burada olan, gelmiş geçmiş en acımasız ve tehlikeli şeytanlardan biriydi. 

Minho kimseyle konuşmazdı, oldukça kaba ve bencil biriydi. 

Buna rağmen yanındaki Melek hala sabırla ondan bir cevap duymayı bekliyordu.  

Belki de birinin onunla konuşmak için bu kadar çabalıyor olması hoşuna da gitmişti. Belki de onunla konuşabilir ve adını söylemeyebilirdi. 

Zaten Han Jisung'un bilindiği kadar Lee Minho da tam tersi özelliklerden tanınırdı. 

Bütün bu düşünceler Şeytanın aklında gittikçe büyümeye başladığı için sonunda bardağından büyük bir yudum daha aldı ve yeniden Meleğe doğru döndü. 

''Minho. Şeytan. Alkol'' 

Jisung buna başını sallarken mırıldandı ''Hmm. Daha çok ne rengi sevdiğini falan bekliyordum, ama bu da olur gibi'' 

*-*-*  

Jisung şu anda bir Şeytanla konuşmaya çabaladığının açıkça farkındaydı. 

Aslında başta bu durumdan biraz korkmuştu da, ama kalkıp gitmesinin kesinlikle kabalık olacağını düşünmüştü. 

Böylelikle orada oturup konuşmaya devam etti ve zaman geçtikçe korkusu da yitip gitti. 

Devam eden konuşmalarından oldukça memnundu... Konuşma tamamen tek taraflı olsa bile- 

Minho'nun pek de konuşkan biri olmadığı her halinden belliydi, ama Jisung buna hiç de aldırmadı. 

Şeytan onu dinledikçe Melek konuşabilirdi. Tek umudu da büyüğünü fazla rahatsız etmemekti. 

''Kırmızı rengi severim'' dedi Minho aniden. 

Jisung başta Şeytanın bunu neden söylediğini anlamasa bile kısa süre sonra en baştaki konuşmalarını hatırlayıp kıkırdadı. 

Bu sırada ortam artık tamamen alkol kokularına boğulmuştu ve bu durum Meleğin oturduğu yerde kıpırdanmasına sebep oldu. 

Bu koku artık midesini bulandırıyordu. Bu çeşit bir yer açıkçası ona göre değildi. 

Şimdiye kadar çoktan buradan ayrılmış olmalıydı, ama Minho'yla olan konuşmasını da bitirmek istemiyordu. 

Minho dirseklerini bara koyup başını ellerinin arasına alınca Melek onu görebilmek için biraz eğildi ''İyi misin?? Özür dilerim... Daha fazla konuşarak seni rahatsız etmek istemedim, sadece endişeliyim'' dedi sessizce. 

Şeytan başını kaldırıp gence bakarken oldukça sahte ve sarkastik bir şekilde güldü, gülüşü o kadar sahteydi ki bu durum Jisung'u rahatsız etmişti. 

''Ne zaman iyiyim ki?'' diye sordu Şeytan, kendince de oldukça haklıydı. 

Hiçbir şey hiçbir zaman iyi değildi. 

Jisung sürekli gülümsüyordu, herkese yardım ediyor ve etrafına neşe saçıyordu. Başkalarına yardım etmekten gelen birçok güzel şey vardı. 

Ama kötü şeyler de her daim etrafta olacaktı. 

Mesela ölüm. 

Birçok meslekten dolayı günde milyonlarca insan ölüyordu ve Jisung bu konuda ne yaparsa yapsın, onlara ne kadar yardım ederse etsin bazen başarısız oluyordu. 

Böyle durumlarda bu zavallı insanların ölüp gitmesini izlemek zorunda kalıyordu, elinden başka hiçbir şeyin gelmediği zamanlar böyle olmak zorundaydı. 

Bunlar gencin kalbini acıtıyordu, ama bu acıyı kimseyle paylaşmak da istemezdi. 

Üzüntüsünü her daim içinde tutup dışarıya asla yansıtmamalıydı. 

Bu elbette ki en sağlıklı karar değildi, ama yine de bunu bozmayacaktı. 

Evet mutluydu, evet yaptığı işi çok ama çok seviyordu. 

Ama içinde bir yerlerde bir üzüntü vardı. Gerçi hayat böyleydi değil mi? 

''Ne zaman iyiyim ki?'' 

*-*-*-*-*-*-*-*-*-* 

Hayır ölmedim sadece çok çalışıyorum lütfen sabırlı olun ಥ_ಥ

Meleksi Lanet -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin