(Belki güveniyordu ama kendini teslim etmiyordu. Belki seviyordu ama asla aşık olmuyordu. Ve biliyordu güvense ihanete uğrayacak , aşık olsa acı çekecekti. Belki de en akıllı olanı tercih ediyordu.)Acı insanı güçlü yapardı. Acı insanı hayatta tutardı, acı insanı insan yapardı. Hayatım boyunca bencillik ile suçlandım. Hayatta kalmak istiyorsam bencil olmam lazımdı. Bunu kimse anlamak istemiyordu. Babam bana sürekli tekrar ederdi, eğer bir şeyleri başarmak istiyorsan bencil ol.
Korkma, zaaflarını belli etme ve tercihlerinde her zaman kendinden söz et. Ben babama aşık bir kadınken, üstümdeki annemin gelinliği ile yine aşık olmuştum. Birazdan düğünüm vardı ve içimde anlam veremediğim bir sıkıntı vardı. Aynada kendime baktım. Annemin gelinliğine küçükken bile aşıktım. Dolabın içindeki siyah büyük bir kutunun içinde olan gelinliği,annem evden çıktığında sürekli denerdim . Şimdi ise üstümde ve son kez deniyordum . Evet evleniyordum, babamın hastanesinde çalışan " Doktor Tunç." ile bugün evleniyordum.
Tunç bana göre biriydi, babam onunla olmam konusunda çok ısrar etmişti . Neymiş benim gibi inatçı bir kızı ondan başka kimse idare edemezmiş. Tamamen saçmalık , insan sırf kızı inatçı diye uysal bir adam ile evlendirir mi?
Doğa sende biliyorsun o adam çok yakışıklı...
İç sesim benim en yakın arkadaşımdı, üniversiteden sonra keşfetmiştim . En yakın arkadaşım ile sevgilimin birlikte olduğunu görünce insanlarla arama mesafe koymuştum. Ve kendi iç sesim ile kendimi konuşur bulmuştum .
Kabul et Doğa , adam sana bebeği gibi davranıyor.
Tunç ile bir yıllık nişanlılık süreci olmuştu ve bir yıl boyunca bir kez bile kavga etmemiştik. Gerçekten o benim için yaratılmıştı.
Kapı tıklanınca içeriye annemle babam birlikte girdiler. Beni gelinliğin içinde görünce her ikisinin gözü de dolmuştu, benim de şimdi gözlerim dolmuştu.
" Bir prensesden bile daha güzelsin." Babam elleriyle yüzümü tutup , alnımı öptü. Burnumu çektim, dokunsalar ağlayacaktım ve pahalı makyajım akacaktı .
" Tabii ki ben prenses Doğa Karakum , her zaman güzeldim."
Aferin Doğa her zaman böyle kendini beğenmiş ol...
" Kızım evleniyor ve ben ondan ayrılıyorum. "
Annemin gözyaşları akınca dayanamadım. Annemin tek evladıydım ve ondan şimdi ayrılıyordum. Anneme sımsıkı sarıldığımda pahalı makyajım hiç umrumda olmadı. O benim annemdi ve ben ondan asla ayrılamazdım.
" Hatice sende biliyorsun kızımız uzağa gitmiyor, gözümün önünden ayırır mıyım ? Tunç ile konuştuk sık sık bize gelip gidecekler. Hem çok uzağımızda mı oturacaklar gidiş geliş iki saat sadece . "
Babam annemin ellerini okşadı. Şayet ben bu dünyada aşk denilen bir şeyi bilmeseydim, annemle babama zaten aşk derdim. Birbirlerini o kadar aşıklardı ki hep onlar gibi bir aşk yaşamak isterdim. Babamla annem üniversitede tanışmışlardı. İkisi de daha çok genç iken evlenmişlerdi. Her ne kadar çevreden tepki alsalar da birbirlerinden asla vazgeçmemişlerdi. Okullarını bitirip mezun olduktan sonra ben olmuşum ve annem mesleğini bırakmış benim için. Benim için çok sevdiği mesleği bırakıp annelik mesleğine başlamıştı canı gönülden.
" Biliyorum tabiki Çetin ama yine de gönlüm rahat değil neden bilmiyorum."
Babam annemin alnından öptü, onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Ne zaman annem panik yapsa babam onu göğsüne çeker, saclarını okşar ve ona sımsıkı sarılırdı şimdiki olduğu gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI OYUN- 18:46
Mystery / ThrillerBedenim acı içinde titriyordu, ama titremelerimi umursamıyordu. " Burdan çıkmamız için birimizin ölmesi gerekiyor." Kaçması için kurban ettiği bendim değil mi? " Beni öldürecek misin?" Elindeki ip benim nefesimi kesecekti, oysa o ip ile dün bana...