"Bunu diğerlerine anlatmamız gerek, kendilerini korumalılar"
"Haklısın, ama ya bize inanmazlarsa?"
"İnandırmanın bir yolunu buluruz"
"Tamam, sen sınıfa çık. Bende öbürlerini çağırıcam."
"Gelirken de olayı kısa ve öz bir şekilde anlat, fazla zamanımız yok ve kimseye söylemesinler." dedim, Maria "Tamamdır" anlamında kafasını salladı hemen sınıfa çıktım benden 2 dakika sonra öbürleri geldi. Ellie "Nerden öğrendin bu saçmalığı, öyle bişey olmiycak!"
"Haklı, hayaletlere inanıyor musunuz gerçekten?"
"Tamam, siz bilirsiniz. Hocalara sorup görücez" Mariayla göz göze geldik, "sanki hocaların bir grup öğrenciye bunu söyliyceğini mi sanıyorsunuz, saçmalamayın!" dedi Mike.
"Ah, Mike. Sen gerçekten bunlara inanıyor musun?" dedi Ellie.
"Hey, baksana. İnanırsan eğer gerçekten öyle bir şey varsa kendini koruma altına almış olursun, ama eğer inanmazsan hiç bir şansın olmaz. Zaten benim kulağıma gelenler bu, ister inanın ister inanmayın doğruluğunu da bilmiyoruz, zaten o yüzden hocaya soralım dedim ama saolun ki zamanımızın yarısı bitti"
"Maria haklı. İnanırsak elimize hiç bir kötülük geçmez, ayrıca kesinlikle hoca 'hayır, öyle bişey yok. Sadece söylenti' falan dersede bu işin arkasından ayrılmiycaz ve kendimizi hep koriycaz. Birbirimizi hiçbir zaman yanlız bırakmiycaz, birbirimize güvenicez."
"Peki, siz bilirsiniz. Gelin yukarı çıkıyoruz." Öğretmenler odasına gittik ve sınıf öğretmen imizle konuştuk. Hoca şaşırmıştı.
"B-benle gelin."
"Hocam, sorun ne?"
"Çocuklar nerden öğrendiniz bilmiyorum ama maalesef kulaklarınıza gelenler doğru. Ve.."
"Ve?.." bir sessizlik oldu
"Hocam, vaktimiz yok. Sorun ne?"
"Bakın, tüm detaylar okul çıkışı konferans salonunda verilecek. Siz kimseye birşey anlatıyım demeyin. Eğer anlatırsanız sonuçlar tüm okul için çok kötü olur. Sessiz kalın, zaten son dersteyiz ve son dersinizde benimle. Şanslıyız ki haftalık plan bitti yani sizi boş bırakıcam. Şimdi sınıflara. Bende geliyorum 5 dakikaya ama sakın birine söylemeye kalkmayın. Kimseye!" herkes kafasını salladı bizde sınıfa dığru yöneldik. Hoca arkadan koşarak sınıfa girdi. Girerken Lily'nin omzuna çarptı
"Hocam, ne bu acele? Dersin başlamasına daha çok var." Hoca cevap vermedi ve arkasına bile bakmadan koştu. Josh,
"Noluyor be?!" dedi bende,
"Boşverin, belki yapması gereken bişey vardır. Hadi gidelim" Maria bir an duraksadı. Korkmuş gözlerle yerlere göz gezdirdi.
"Hey, Maria?" dedim. Maria'nın gözünden yaş gelmeye başladı ve hemen sınıfa koştu, hiç kimse nolduğunu anlamamıştı. "Maria dur, bekle!" diyip arkasından koştu Lily. Maria sınıfın kapısına geldiğinde kulakları kanatan bir çığlık kopardı. Hepimiz yanına koştuk Lily bir çığlık attı.
"B-buda ne böyle" dedi ve hemen bana sarıldı. Bende ne olduğunu anlamamıştım kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Herkes ağlamaya başlayınca bende dayanamayıp ağlamaya başladım Lily'e sımsıkı sarıldım ama sonra birşey oldu...