Bıçağı kaldırdı ve tam saplamak üzereyken... O burda. Maria. Bir şekilde çıkmış, vücudu yara bere içindeydi. Sırtına Sally'nin dönmüştü, önüme atlamıştı. Kalbinin ortasına saplanan bıçağı görebiliyordum, herkes ağlamaya başlamıştı, Maria'nın gözünden yaşlar süzülüyordu. Fısıldayarak "Sizi seviyorum" dedi, "Maria..." dememle Maria göğsündeki bıçakla üzerime düştü. Bıçak ufacık bana saplanmıştı. Ama Maria'nın ölümünden sonra acısını pek hissetmemiştim. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım, Emma, "SEN NAPTIN SALLY?!" "Ben... Üzgünüm." "MANYAK!!" Josh eğildi. "Hayır hayır hayır... Maria çok çok özür dilerim!" dedi ve ağlamaya başladı. Maria kekeleyerek, "S-sorun d-degil... Josh.." Dedi ve kollarimda öldu. "MARIA HAYIR HAYIR!" Artik kendini tutamiyordum. Sally'e saç baş dalmak istiyordum. Emma Mariadan bana saplanan bıçağı gördü "Maysa! Sen iyi misin? Sanada bıçak saplanmış." "Maria öldü! Bana saplanan bıçak kimin umrunda?!" "BENİM UMRUMDA!" dedi Lily. Maria hala kucağımda ölü bedeniyle yatıyordu. Lily arkamdaydı. Yaşlı gözlerle ona baktım. "O öldü diye kendimizi ihmal etcek değiliz. Bende onun ölümüne çok çok üzülüyorum ama bu aramızdan başka birinin gitmesi anlamına gelmiyor!" "Haklısın." odada sadece Lily ve ben vardık ve bunu çok geç fark ettik. "Öbürleri hangi cehennemde?!" "Ah! Ne ara gittiler!?" "Onları bulmamız gerek!" Maria'nın kafasını kucağımdan nazikçe indirdim ve Lily'nin peşinden gittim. Saatlerce yürüdük ama kimseyi bulamadık. "Maysa! Kan!" Bıçağın hafifçe saplandığı yerden kan akıyordu. "Ben iyiyim." Lily bir bandaj aldı ve kan kaybını önlemek için sardı "Teşekkürler" Lily gülümsedi. Ayağa kalktı ve bir iç çekti. Derin bir sessizlik oldu "Bekle, telsiz!" Lily şaşırıp hemen çantasından telsiz çıkardı "Josh!" Emma! Emily! Cevap verin!" Telsizden Josh'un sesi geldi "Lily! Yardım edin! O... O BURDA!"