Bazı düğümlerin çözüldüğü kilit bir bölüm oldu. Çözün hadi :)
Oy ve yorum bırakmayı unutmayalım lütfen.
Fatma Turgut~ Bir Varmış Bir Yokmuş
Fatma Turgut~ Beni Tutmayın
Keyifle okuyun.
🎭
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yerin ve gök yer değiştirebilir miydi?
Yağmurlar birer kor tanesine dönüşüp, tüm sokaklar birbirine karışabilir miydi?
Cihangir’in dudakları tenimdeyken, çok daha fazlası oluyordu.
Ayaklarımın bastığı yer gökteki bulutlardı; tenimi ısıran yağmurlar yakıyordu ve içimdeki tüm sokakların sonunda onu hissediyordum.
“Lalin,” diye fısıldadı, dudakları olduğu yerden ayrılmadan. “Kokuna ne isim vereceğimi bilmiyorum.” Burnu boynuma dokunduğunda avuçlarımı sıktım. Ayaklarım yere çivilenmişti. Bir adım dahi atabilmem mümkün değildi. “Sen…” Burnu boynum boyunda kaydı ve köprücük kemiğimde durdu. “Bildiğim hiçbir şeye benzemiyor.” Geri çekildi. Elim, eli ve göğsü arasındaydı ve o, gözlerime çok yakından baktı. “Tattığım hiçbir tada, kokladığım hiçbir çiçeğe benzemiyor. Sanki…”
Konuşmak istedim. Sormak istedim ama tek kelime bile edemedim!
Kalp atışlarını hissediyordum. Avucumdaydı! Hızla avcuma vuruyordu. Sanki… Kalp atışları, kalp atışlarım ile ahenkle dans ediyordu.
Başka bir ses girdi aramıza, telefonuydu. O duymadı bile. Eli omzum boyunca kaydı, sırtıma ulaştı, bel boşluğumdan kavradı. Dudaklarına sızan gülümseme yarım yamalak ama tutkuluydu. “Belinin bu kadar ince olduğunu ilk kez fark etmiyorum.”
Dudaklarım sonunda aralandı ve cılız bir sesle de olsa “Telefonun.” diyebildim. “Telefonun çalıyor.”
Beni duymamış gibi tutuşunu genişletti ve kolunu belim boyunca ilerleterek elini belimin diğer boşluğuna ulaştırdı. Gözleri dudaklarımda ve çenemde dolaşıp duruyordu. “O gece,” dediğinde, nefesimin göğsümde taşlaştığını hissettim. “O gece fark ettim ve…” Açık pembe dudakları yeniden kulağıma ulaştı. Kıvrımında gezinirken, kapanana gözlerimi ısırdığım dudaklarım takip etti. “Kokunu ilk kez aldığım o günden beri biliyorum.”
Telefonu sustu ama hemen ardından yeniden çalmaya başladı. Gözlerini kapattı, sabırsızca soluk verdikten sonra telefonuna baktı. Arayan her kim ise, üçüncü bir el gibi aramıza girdi ve bizi birbirimizden ayırdı. Artık elim göğsünde değildi, nefesi benimle değildi. Arkasını döndü, birkaç adım uzaklaştı, telefonunu kulağına götürdü.