'Sonunda uzakta beni bekleyen yıldızı buldum. Belki de umutsuz bir hayalperestimdir, sadece. Yıldızların anısına sahip bir hayalperest.'
Dreamer ft.TXT
Choi Soobin:
Seçimler hayatı yaratan nadide parçalardır. Alınan her bir karar bir neden sonuç ilişkisi doğurarak olay ve olguları yaratır. Aslında yapılan seçimler insanın hayatındaki önemli veya önemsiz her durumun ilk adımıdır. Bu başlangıçlar bir süreç ile devam eder. Kimisi için bu süreç işkenceden farksız iken kimisi için insanı kandıracak kadar güzeldir. Gidişat çoğunlukla aldatıcıdır çünkü hayat insanı ters köşe yapmaya bayılır. Seçimler güvenilmezdir. İnsanı süreçle aldatır ve sonuçlarla şaşırtır. Biten proses ile alınmış kararlar bir neticeye ulaşır. Sonrası ise tahmin edildiği üzere peşinden 'inkârı' getirir. Hiçbir insanoğlu seçiminin getirdiği neticeden memnun olmaz ya da bunu kabullenmez. Çünkü alınan kararların getirdiği sorumlulukları üstlenmek istemezler. Seçimlerinin yükledikleri mesuliyetleri üzerlerinden atmak için her yolu denerler. Kimisi inkâr eder, suçsuz olduğunu ve bunu hak etmediğini savunur; kimisi ise yükünü bir çuvala koyar ve gelişigüzel veya bile isteye başkasının üzerine fırlatır. Öte yandan öyle bir kesim vardır ki onlar en kötüsünü yaparlar, tüm yükü tek başına üstlenerek kendilerini suçlarlar. Sonuçlanan karar sadece öngörülmemiş bir talihsizlik iken o insanlar yaptıkları seçimlerin neticelerini üstlenir. Kendilerini suçlarlar ve hayatlarını bir cehenneme çevirirler.
Batan güneşin kızıllığı sokağı esir almışken özgürlüğümün getirdiği heyecanla koşuyordum. Kahkahalarım yankılanırken insanların bana attıkları tuhaf ve şaşkın bakışları umurumda bile değildi. Ben artık özgürdüm. Bir başkasının çizdiği yolu takip etmeyecektim. İleride şu an aldığım bu büyük karardan pişmanlık duyabilirdim belki de ama umursamadım. Tam şu an, kalbimin ve zihnimin benim için aldığı en doğru karar buydu. Kyunghee üniversitesinin kapısına geldiğimde birkaç saniyeliğine durdum ve soluklandım. Kalbim göğsümü sarsarken beş saniye bekledim sakinleşmek için ve gerçekten bu kararı isteyip istemediğimi sorguladım. Bunun sadece bir heves olmadığının farkındaydım ama bu kadar büyük bir risk alacak cesaretim var mıydı?
'Bana nasıl bu kadar cesur ve başıma buyruk olabildiğimi sormuştun, hatırlıyor musun Bin?' Beomgyu'nun sözleriyle ona dönmüştüm. İnce parmakları arasında tuttuğu sigaranın yanışını izlerken onu onaylamamı beklemeden devam etti. 'Dürüst olmak gerekirse, kendi başıma kalkıştığım her şeyden önce beş saniye durup düşünüyorum, acaba tek başıma bunun altından kalkabilir miyim diye... Yaptığım her delice adlandırılan teşebbüs, aslında beni korkutuyor. Hatta bazen o kadar çok korkuyorum ki çocuk gibi kaçıp yorganımın altına saklanmak istiyorum.' Kıkırtısı aramızda dolaşırken yüzümde bir tebessüm oluştu. Gözleri bana döndü ve gülümsedi. 'Bu kadar korktuğum halde o beş saniyenin ardından bir bakmışım korkumun üzerine koşuyorum.' Gözlerini benden ayırdı ve sigarasından bir nefes çekerek dumanı kelimeleriyle gökyüzüne bıraktı. 'Demem o ki Soobin, en çok korktuğun an aslında önündeki uçurumdan atlaman için en doğru an.'
Cesaretim yoktu. Tek başıma bu kadar büyük bir girişimde bulunacak kadar cesur değildim. Delicesine korkuyordum ama bu sorun değildi. Tam şu an, Gyu'nun dediği gibi harekete geçmek için en doğru andı. Şimdi yapmazsam bir daha hiç yapamayabilirdim. Hızlı ve kararlı adımlarla fakülteme doğru yürümeye başladım. Tam odasından çıkarken karşılaştığım danışmanıma eğilerek selam verdim.
"Merhabalar hocam, kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama bana ayırabilecek bir beş dakikanız var mı?"
"Choi Soobin, öyle değil mi?" diye sordu otuzlarının sonlarındaki kadın samimi bir tebessümle. Ben de kibar bir şekilde gülümsedim ve kafamı salladım. Kapattığı odanın kapısını açtı ve eliyle geçmem için işaret etti. "Gel bakalım fakat kısa tutarsan sevinirim." Hızla odaya girdim. Heyecandan ellerim titriyordu. "Otur ve anlat bakalım." Karşılıklı koltuklara otururken parmaklarım anında koltuğun kenarları ile oynamaya başlamıştı. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi danışman hocama çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peter Pan, SooKai✅
Fanfiction(sookai, minicik de beomjun) - "Ne hala orada dikiliyorsun? Sigara kokusu odama doldu, biraz uzakta iç." "Ne kadar da kabasın..." "Duyarsız biri olmaktansa kaba olmayı tercih ederim." - "Herkes kendi savaşında." "Öyle. Sen hangi taraftasın, peki?"...