...
Gökyüzü masmaviydi o gün. O zamanlar Minho güneşli günleri severdi. Annesiyle babasının seslerini duydu. Yine kavga ediyorlardı. Küçük yaştaki merakına yenilip aşağıya indi Minho.
Babasının annesine bıçak çektiğini gördü Minho. Korktu. Hayattaki en değer verdiği kişinin ölmesinden korktu.
Babası bıçağı kaldırdı ve annesine sapladı. Çığlık attı Minho. Babası ona döndü.
"Beğendin mi doğum günü hediyeni Minho? Annen biraz sonra aramızda olmayacak."
Küçük Minho ağlamaya başladı. Babasını umursamadan annesinin yanına gitti. Kafasını bacaklarına koydu. Annesinin bilinci hala yerindeydi. Elleri Minho nun yüzünü okşadı.
Oğlum dedi güçlükle. "Yastığının altında bir mektup var onu oku." dudaklarını ıslattı. "Ve asla seni bırakıp gittiğimi düşünme." elleri kaldırdı. Minho nun kalbine koydu. "Ben her zaman burda olağım." sona yaklaştığını hissetti. Son gücüyle "Seni seviyorum oğlum." dedi ve sonra Minho nun yeryüzündeki meleği. Gök yüzündeki bir meleğe dönüştü.
...
Birinin onu sarmasıyla uyandı Minho. Nefes nefese kalmıştı. Annesinin ölümünü görmüştü Minho.
Chan arkadaşı için endişelenmişti. Uykuda olan bir insan bu kadar içli ağlayamazdı diye düşündü Chan.
Minho nun düşüncelere daldığını gördü Chan. Dudağını dişledi.
"İyisin değilmi Minho?" Minho onu cevapladı. "İyiyim hyung, iyiyim."
Minho Chan a hyung demezdi. Hyung kelimesi Chan ile Minho arasında gizli bir kelimeydi sanki. Minho o kelimeyi iyi olmadığı zamanlar kullanırdı.
Chan beline dolanan kollar ile ilk başta şaşırsada bozuntuya vermeden Minho nun sarılışına karşılık verdi. Saçlarını okşadı bir anne edasıyla. Aklına annesi geldi. O hiç annesiyle böyle anlar yaşamamıştı ki. Annesi onun saçlarını okşamamıştı hiç.
Belkide diye içinden geçirdi Chan geri döner. Geri dönmeni bekliyorum.
Bir süre sonra Minho eve gitti. Tam evden çıkarken Seungmin eve geldi. Minho nun en kötü hallerinden birine şahit oldu belkide.
Seungmin odasına çıktı. Chan ise balkona. Kulaklıklarını taktı ve müzik dinlemeye başladı. Aklı bir sözde kaldı.
Solmuş bir çiçeği sulamak ona tekrardan çiçek açtırmayacak.
Solmuş bir çiçeği sulamak tekrardan çiçek açtırmayacağı gibi o da tekrardan açamazdı.
Seungmin abisinin yanına geldi. Balkonun kapısını açtı. Chan ın kulağında kulaklık olduğu için kapının açılma sesini duymadı.
Seungmin Chan a sarıldı. Chan irkildi. Seungmin ın olduğunu görünce Chan da Seungmin e sarıldı.
"Abi üşüteceksin hadi içeri girelim." Chan ona cevap verdi. "Tamam" dedi. "İçeri girelim."
Seungmin koltuğa oturdu. Chan da yanına. Seungmin abisinin kafasına omzuna yasladı. Saçlarını okşadı.
Chan içinden geçirdi. İyiki benim bir kardeşim var. Eğer o olmasaydı. Ayakta duramazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
angels like you, 2min ✓
Hayran Kurgu"Bebeğim, senin gibi melekler benimle cehenneme uçamazlar."