0.2

122 16 8
                                    

••

Sizi tanımayan birini ne kadar çok sevebilirsiniz?

Yaşadığınızdan haberi dâhi olmadığı halde onun için endişelenen üzülen yeri geldiğinde mutlu olan sizsiniz.Bunu karşılık almak için yapmadınız.Koşulsuz sevdiniz.Sevmeye ihtiyacınız vardı.Sevilmeye ihtiyacınız olsa da bunu karşı taraftan bekleyemezdiniz.Ne de olsa onun için siz bir yabancıdan ibaretsiniz.

Kendi iç seslerimin çatışmalarını bir kenara bırakarak umutsuzca tabağımdaki kahvaltılık gevreğime biraz süt döktüm.Yunuşaması için karıştırırken aklım o kadar dalgındı ki normalde sütle asla yemediğim gevreğime süt dökmüş birde üstüne iyice yumuşaması için karıştırmıştım.Yüzümü buruşturarak kaseyi mutfak masasında bıraktım ve iş yerine hazırlanmak için odama gittim.Güneş daha doğmadan uyanmış ve şimdi de oyalanarak hazırlanmaya çalışıyordum.Üstelik gördüğüm rüyanın da etkisinden çıkmam lazımdı.Bu kadar erken uyanmamın nedeni buydu.

Yıllardır göremediğim o yüzü ansızın bu gece rüyama girmişti.Gerçekti ama bir o kadar da uzaktı bana.

Son üç yıldır kendimi o kadar yalnız hissediyordum ki sanırım en son bana acımış ve rüyama girmişti.En azından rüyamda onu görebilmiştim.

Gözümden düşen bir damla yaşı önemsemeden dolabımdan kıyafetlerimi seçtim ve giyindikten sonra dosyalarımı da alarak evden çıktım.Havalar soğumuştu ve artık kendime daha fazla dikkat etmem gerekiyordu.Çabucak hasta olan biriydim.

Giydiğim yünlü atkıma sıkı sıkıya sarılmış ve hızlı adımlarla otobüs durağına doğru yürümüştüm.Bu soğukta fazla beklememe kalmadan otobüs gelmiş ve hızla iş yerime varmıştım.Erkenden geldiğim için henüz kimse yoktu ve bunu fırsata çevirmek adına elimdekileri masama bırakmış, kişisel bilgisayarımı açarak çalışmaya başlamıştım.Bu sessizlikte rahatça çalışabilirdim.En azından öyle çalışacağımı düşünmüştüm.

"Günaydın Beomgyu erkencisin bugün."

Kafamdaki 'rahat çalışma' düşüncesi bir anda yok olmuş ve Kai tebessüm ederek yanımdaki masasına yerleşmişti.Bedenini tamamen bana döndürerek bacaklarını üst üste atmış ve sorgulayıcı bakışlarını atmaktan kaçınmamıştı.

"Günaydın"dedim düz bir sesle ardından onunla göz göze gelmeden işime geri döndüm.O hep çok konuşurdu işlerini de bu yüzden aksatırdı. Bay Kim'den de hep azar işitirdi.Kovulmama sebeplerinden biriyse çok fazla magazinci arkadaşının olmasıydı.Böylelikle olan bitenlerden anında haberi oluyor ve ajans da bu bilgilere erkenden ulaşıyordu.

"Bugünde yine modundasın bakıyorum"

Cevap vermedim.Zaten çok konuşkan biri olduğum söylenemezdi.Gerekmedikçe konuşmuyordum.

Kai oflayarak yerinden kalkmış ve karşı masada çalışanlardan birinin yanına gitmişti.Ben de öğle yemeğine kadar işime devam etmiş ve hazırladığım haberin pdf halini yönetici asistanımız Chan'a atmıştım.

Göz ucuyla duvarda duran saate baktığımda  mola vaktimize az kaldığını görmüştüm.Masamdaki dağınıklığı gelişi güzel toparlamış ve mola saatine kadar telefonumla ilgilenmeye karar vermiştim.Çok geçmeden omzumda hissettiğim temasla irkilmiş ve kafamı telefonumdan kaldırarak bedenin sahibine baktım.Kafamı kaldırdığım an omzumdaki elini çekmiş ve hafifçe tebessüm etmişti.Sorgulayan bakışlarla yüzüne bakmayı sürdürürken çekingen bir tavırla el sallamış ve konuşmuştu.

"Selam!"

"Selam"diyerek karşılık vermiştim aynı şekilde ve neden burada olduğunu sormak istesem de zaten açıklayacağını bildiğimden vazgeçmiş ve konuşmasını beklemiştim.

chocolate box || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin