••
"Sürekli aynı şeyi yapıyorsun yeter artık Taehyun!"
İşittiğim yabancı sesle gözlerim yavaşça aralanmış ve etrafıma kısaca bir göz atmıştım.Loş ışıkla aydınlatılmış odada bilmediğim bir yatağın üzerinde uzanmış halde duruyordum.Duyduğum kavga sesleri sanırım duvarın diğer ardından geliyordu.
Tanıdık olmayan sesler konuşmaya devam ettikçe kulak kabartarak konuşmayı anlamaya çalıştım fakat sesler boğuk geldiği için çoğu şeyi duyamıyordum.
Daha fazla burada kalmak istemediğimden yataktan kalktım ve adımlarım kapıya yöneldi.Odadaki tek eşyanın yatak olması üstelik odada pencere bile olmaması garibime gitse de bunun üstünde daha fazla durmayarak odadan çıktım. Çıkar çıkmaz beni geniş ve upuzun bir koridor karşılamıştı.Yan yana dizilmiş odalar buranın bir otel olabileceğini düşündürse de uyandığım oda bu düşünceyi kafamdan atmıştı.
"Bir kerecik de olsa beni anlamayı deneyemez misin hyung?"
Seslerin yan odadan geldiğini farketmemle kapıya doğru yaklaşmış ve merakıma yenik düşerek dinlemeye çalışmıştım.Yaptığımın yanlış olduğunun bilincinde ve yakalanma riskime rağmen kulağımı yavaşça kapıya yaslamıştım.En azından sesler artık daha net geliyordu.
"Bencilsin amına koyayım.Hep birilerinden bir şeyler bekliyorsun ama kendin hiç bir sike elini sürmüyorsun.Hani biz grubuz ya bilmem farkında mısın?"
Dönen kavgayı anlamak için beynimde binlerce senaryo kurmaya hazırlanıyordum ki zemine çarpan kırılma sesleri düşünmeme engel olmuş ve refleksle kendimi geriye doğru atmıştım.Odadaki tüm sesler de bir anda kesilince gergince etrafıma bakındım ve saklanacak bir yer aradım lakin ben harekete geçene kadar korktuğum başıma gelmiş ve kapı açılmıştı.
Dolabı karıştırırken annesine yakalanmış yaramaz çocuklar gibi hissediyordum.Kafamı eğerek suçlu olduğumu gösterdim ve ses çıkarmadım.
"Beomgyu?"
Adımı kulağıma hiç de yabancı gelmeyen birinin sesinden duymak kafamı kaldırmama neden olmuştu.Meraklı bakışlarım sesin sahibine ulaştığında kalbimde hali hazırda açmış filizlerin bir anda canlanmasına neden olmuştu.Vücudum bu beklenmedik duruma ayak uyduramamış olacak ki fazla adrenalinden nefesimin sekteye uğradığını hissetmiştim.
"Ben.."
Daha kelimelerimi toparlayamamışken Taehyun devam etmeme izin vermemiş ve hızla yanıma yaklaşıp koluma girerek çekiştirmeye başlamıştı.İtiraz etmeme vakit bile kalmamıştı.
"Terry-"
"Taehyun!"
"Anlamadım?"
"Bana Taehyun de Beomgyu.Terry değil.O benim sahne ismim."
Cevap vermeden sadece kafamı sallamış ve nereye gittiğimizi sormak için hazırlanıyordum ki Taehyun'un sesini duydum.
"Sahile gidiyoruz."
Kafamdaki sorular artmaya devam ederken hiç birine cevap alamamak canımı sıkıyordu.Gerçi daha konuşmaya fırsatım bile olmamıştı.
Elleri, gevşemiş ve kolumu bırakarak bu sefer ellerimi kavramıştı.Bildiğin ellerini ellerime kenetlemiş yürüyorduk.Tükürüğüm bile boğazıma kaçarken onun bu kadar rahat tavırlarla temas etmesi afallama sebep oluyordu.Bana nasıl bir etkisi olduğunun farkında değil miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chocolate box || taegyu
Fanficünlü bir haber ajansında çalışan beomgyu, idolü taehyun ile tesadüf eseri karşılaşır. düzyazı