★
Gözlerimi kendi yatağımda açalı tamı tamına 12 dakika olmuş ve bu süre zarfında boş bakışlarımla tavanı izlemiş, gördüklerimden bir anlam çıkarmaya çalışıyordum.Gözlerimi yumarak uyanmadan önce yaşanan o anı tekrar hayal etmeye çalıştım ama ne zaman bunu düşünsem kalbim gereğinden fazla hızlanıyor, nefeslerim sıklaşıyordu.
Normal hayatımda fiziksel temasta bulunmadığım, sadece rüyalarımda dokunabildiğim bu adam nasıl olur da rüyamdaki dokunuşlarını bu kadar gerçek hissettirmeyi başarabilmişti?
Ellerimle yüzümü kapatarak o anları daha fazla düşünmemeye çalıştım.Lakin daha fazla düşünürsem kafayı yiyebilirdim.Yatağımda hareketlenerek komodinde duran telefonuma uzandım ve bildirim panelinden gelen bildirimlerimi kontrol ettim.Bakışlarım göz ucuyla saate kaydığında artık iş için hazırlanmam gerekiyordu.
Yataktan kalktığım gibi adımlarım dolabıma yönelmiş kıyafetlerimi yatağıma bırakarak hızlı bir duş almış ve giyinmiştim.
İşe her zaman erken giderdim ama bugün kafamdaki düşünceler kalkıp hazırlanma bile engel olmuştu.
Ajansa vardığımda herkes çoktan gelmiş yorucu bir iş gününe daha kendilerini kaptırmışlardı.Kai her zamanki gibi bacak bacak üstüne atmış beni bekliyordu.Arada bir etrafı yokluyor ve oflayarak elindeki telefonuna bakıyordu.Kapıdan içeri girdiğim anda bakışları hemen olduğum yöne dönmüş ve zıplayarak yerinden kalkmıştı.Yüz ifadesi ise anında değişmiş neşeli bir hale bürünmüştü.
"Beomgyu sonunda geldin!"
Daha elimdeki evrakları masama bırakamadan koşarak yanıma gelmiş ve elimden tutarak koridora doğru çekiştirmeye başlamıştı.
"Noldu tahmin et"
"Edemiyorum söyle."
Oflayarak telefonunu hırkasının cebinden çıkardı ve ekranda beliren şeyi gözüme sokarak göstermeye çalıştı.
"Heeseung bana yazdı"
"Ne"
Ekranda gördüğüm sohbete göz gezdirerek bir Kaiye bir de ekrana baktım.
"Yani bundan ne anlamam lazım?"
"Bana aşık olduğunu çok yakında evleneceğimizi ve balayında da birlikte dubaiye gideceğimizi anlaman lazım"
Dediklerine karşılık hiç bir tepki vermemeyi tercih etmiş ve gitmeye yelteniyordum ki kolumdan yakaladı.
"Hâlâ anlamadın mı Beomgyu?"
"Neyi anlamam lazım?"
Gözlerini kısarak yüzüme baktığında yalan söyleyip söylemediğini tartmaya çalışır gibi bir hali vardı.Elini ileri geri sallayarak yanına yaklaşmam için işaret vermişti.Söyleyeceği şeyin gizli olduğunu düşünerek biraz daha yaklaştım.
"Heeseungla Terry hala arkadaşlarmış.Anladın işte sen"
Aniden değişen yüz ifademle onun da yüzü bir anda düşmüş ve kaşları çatılmıştı.Bakışları sorgulayıcı bir hal aldığında burdan bir an önce kaçmam gerektiğini biliyordum.
"Bir sorun mu var?"
Sorusuna cevap vermeden koridorun sonundaki lavaboya doğru ilerlerken nefesimin daraldığını hissediyordum.Bir anda panik olmuştum.Yalanımın yakalanmasından çok korkuyordum.Titreyen ellerimle telefonumu cebimden çıkardım ve mail hesabıma girerek hızlıca bir mesaj yazdım.
acil konuşmamız lazım.
lütfen
(09:21)~
6.30 pm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chocolate box || taegyu
Fanfictionünlü bir haber ajansında çalışan beomgyu, idolü taehyun ile tesadüf eseri karşılaşır. düzyazı