-"Beomgyu"dedi aşina olduğum sesi çok geçmeden de yanıma gelmişti.
"Ne işin var burda?"Kelimeleri düzgün söylememesinden ve ayakta düzgün duramamasından sarhoş olduğunu anlamıştım.Fazla sarhoş durmuyordu.
"Öylesine burdan geçiyordum"
Sorgulamadan kafasını sallamış ve sırtını arkasında durduğumuz binanın duvarına yaslamıştı.Elini cebine atmış bir şeyler çıkarmaya çalışırken çıkarmak istediği şeyin sigara paketi olduğunu farkettim."Hayır içme"İtiraz etmesine izin vermeden elindeki sigara paketini almış ve cebime atmıştım.Bakışları bir anlık yüzüme değse de geri çekmiş ve elleriyle yüzünü saklamıştı.Ne olmuştu birden?
"Bana yalan söyledin"demişti güçsüz çıkan sesiyle.Kaşlarım çatılmış ve hâlâ yüzünü gizleyen ellerine bakakalmıştım.Neden bir anda böyle bir şey söylemişti ki?
Yavaşça ellerini yüzünden çekmiş ve göz ucuyla bana bakmıştı.
Kastettiği şeyi deli gibi merak ederken aklımın en uç köşesindeki 'o' ihtimal gelmişti.Ne kadar en kötüsünü düşünmek istemesem de panik duygusu çoktan bedenimi ele geçirmişti.
Yüzüne baktığımda nerdeyse ağlayacak gibi duran ifadesi beni afallatmıştı.Ağlamamak için direnen bedeni savaşına daha fazla devam edememişti ve kaybetmişti.Gözünden süzülen bir damla yaş yanağından süzülerek kaldırıma akıp giderken ellerim çaresizce bedenine uzanmıştı.Ama o beni reddederek geri çekmişti kendini.Yüzündeki kızgınlık kırgınlığa dönüşecek diye korkuyordum.Ya da belki de çoktan dönüşmüştü.
Benim hakkımda öğrenince kızabileceği başka bir şey gelmiyordu aklıma.Kabullenmiştim suçumu sanırım öğrenmişti.
"Taehyun.Açıklamama izin ver.."
"Neyi açıklayacaksın ki zaten senin yerine iş arkadaşların bana her şeyi açıkladı."
En korktuğum şey başıma gelmiş, sakladığım her şey apaçık ortaya çıkmıştı.Nasıl bu kadar aptal davranabilirdim.Yanındayken her şeyi unutuyor ve yalanlarımı iyi gizlediğimi sanıyordum.Son ana kadar iyi sakladığımı düşünmüştüm.Sanırım gerçekten elime yüzüme bulaştırmıştım.
Bakışları yavaşça yüzüme tırmanırken gözlerindeki ifade beni korkutuyordu.Gözlerini fazla uzun tutmuyor sanki bana bakmaya dayanamıyor gibiydi.Ağzını açıp bir şeyler söyleyecek gibi olsa da susmuştu.
"Sana güvenmiştim"
Gözlerindeki hayal kırıklığını görmemle,onun güvenini bosa çıkardığım için kendimden bir kez daha nefret ettim.İyi bir şey yapmaya çalışsam da hiç de iyi olmamıştı.Aksine her şey daha da kötü olmuştu.
"Taehyun lütfen anlatmama izin ver.Seni üzmek istemedim ben gerçekten.."Güldü.Dalga geçtiğimi düşünüyordu ama ben ciddiydim.Onu üzecek bir şey yapmak istememiştim.Ben sadece daha az zarar görmesini istemiştim..
"Beomgyu açık konuşsana.Beni tuzağa düşürdünüz hakkımda bir sürü şey öğrendiniz haber yaptınız.Bunlar sizin yararınıza değil mi?"
Kelimelerimi bir araya getirip kendimi savunamıyordum çünkü biliyordum ki konuşursam onu daha çok üzecektim.Sanki hiç üzmemişim gibi..
"Ben senin için bir avdım ve sadece avlandım hepsi bu öyle değil mi?"
"Değil.En azından benim yararıma değil."Beynim konuşmak için kendini zorluyor kalbim ise konuşacak gücü kendinde bulamıyordu.Bedenim gittikçe ağırlaşıyordu sanki kendimi taşımayacakmışım gibi hissediyordum.
"Neden?"
Neden?Ben de bu soruyu kendime fazlaca sormuştum.Evet ona bir hayranlığım vardı hâlâ var ama her şeyin sebebi ona duyduğum hayranlık mıydı yoksa farkında olmadan bir deniz yerine okyanusta mı yüzmeye başlamıştım..
"Neden Beomgyu neden yararına olmasın ki?Sende o iş yerinde bir çalışansın.Muhabirsin."
"Seninle yakın olmam için bunu gizlemem lazımdı"
Güldü yeniden.Az öncekine kıyasla acı çektiğini belli eden bir gülüştü bu.Söylediklerimden sonra kendisinin haklı olduğunu düşünmüş olabilirdi.Yakın olmak istememin sebebi işimle alakalı değildi.Ama bunu sadece ben biliyordum.
"Kendini ele veriyorsun Choi Beomgyu.Benden uzak dur artık."
Ona yaklaşmak için bir adım atmıştım ki kendini geri çekmiş bir adım gerilemişti.Arkasını dönerek savsak adımlarla ilerlemeye başladığında elimden hiç bir şey gelmemişti.
"Duramam"diye sessizce fısıldadım.O ana kadar dökülmeyen göz yaşlarım şimdi kontrolsüzce akıp gidiyordu.
"Taehyun"Adını söylerken sesim titremişti.Acaba o da duymuş muydu titreyen sesimi.Sesim o kadar güçsüz çıkmıştı ki ben bile zor duymuştum.Duysa bile artık ne önemi vardı ki?Ona gitme bile diyemiyordum.Bunu diyecek cesaretim yoktu.
"Seni seviyorum"
Ağzımdan dökülen kelimeyle ne söylediğimi yeni idrak edebilmiştim.Telaşla kafamı kaldırdım ve duyup duymadığını anlamaya çalıştım.Duraksayan adımları ve eş zamanlı olarak bana dönen bedeniyle seslice yutkundum.Duymuştu.
-
bu bölümü yazwrken kahroldum ..umarım begenmissinizdirr <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chocolate box || taegyu
Fanficünlü bir haber ajansında çalışan beomgyu, idolü taehyun ile tesadüf eseri karşılaşır. düzyazı