Genç koruma kızı getirmiş ve sıra patrona haber vermekteydi, hızlıca çıktığı merdiveni patronun yanında son buldu.
" Patron istediğiniz kızı getirdik" demesi ile şaşıran genç adam aninden korumaya yönelip sertce baktı kız mı amacı kız değildi
"Kız m...
Umarım güzel Bir şeyler ortaya çıkıyordur , yazım hatalarım vsvs varsa özür dilerim arkadaşlar. bu benim ilk kitabım. Sizi seviyorum! ...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm Bir :Kız mı?
{ Benim evim sen iken senin o tımarhaneydi aptal}
'alıntı2'
Karanlık içime işlerken hızlanan adımlar ile nefes nefese koşuyor ve yolu bilmiyordum. nefes almak içi durduğum da geceni kaçı olduğunu bilmeden buradaydım ve aşırı saçma bir şekilde , nasıl geldiğimi bilmiyordum. arkamdan gelen adım sesleri işitim de ise koşmama kaldığım yerden devam ettim. ama o bilmediğim adım sesleri hala çok sakin ve yavaştı. bense nereye gittiğimi bilmeden canımın son pahasına kadar koşuyor ve canımı kurtarmaya çalışıyordum.
nefesiz kalmış olmamı ciğerlerime kadar hissederken ,tek yapabildiğim bu karanlık aynı zamanda bir o kadar korkutucu ormandan aynı zamanda o kişiden kurtulmaktı. Ama ne kadar kaçarsam kaçıyım aynı yere geliyor ve yeniden başlıyordum. Labirenti andıran zifiri karanlık orman kurtların sesi ile daha çok korkutucu gelirken , ya yem olacaktım yada av.
Kimsenin olmadığını hissetim bir ağacın kabuğuna kendimi yaslayıp dinlemeyi ve kafamı meşgul eden düşünceleri durdurmak istedim. ama şansıma yanımdan tam bir uluyan kurt geçiyordu , bense onu görür görmez gözlerimi fal taşı gibi açmış ve nefesimi daha ağır alıp vermeye başlamıştım. her ne olursa olsun ilk kural candan önce çete gelir ve yakalanmadan ölmek gerekirdi. Çünkü candan önce sır kuralı ezelden beri vardı ,var olacaktı.
sakince adım seslerimi soğuktan nemlenmiş çimlere bastımda ses çıkarmamaya özen gösterdim. sakin sakin ürküttü olan kurtun göz ucundan kaçtık derken ,ağacın ön kısmına arkamı yaslamış ve karanlık bedenle yüz yüze gelmiştim. sadece gözlerinin görüneceği bir maske var ve gözlerini bu karanlık gecede parlatıyordu. bense sadece o keskin gözlere bakmış ve ne olacağını bekliyordum. o ise o kalın dudaklarını oynatıp, sessizce bir şey mırıldandı.
'' dikkat et kara kız yem ederler seni , bir de seninle uğraşmayalım'' demiş ve bir gölge misali uçarak külle içinde karanlık gecede kaybolmuştu. bense bir hışımla kalkmış nefes nefese rüya mı gerçek mi diye sorgularken , köşedeki saate baktığım da anladım. saat 04.23dü ve ben kanter içinde kalmış nefes alış veriş hızımı kontrole almak için sakinleşmeye çalışıyordum.
'' sikeyim onlar da neydi öyle '' diye mırıldanırken elimle de başımı ovuyordum , çünkü her zamanki gibi olanlar baş ağrısına sebep olmuştu aynı zamanda da canımı yakıyordu. odamda kendi kendime konuşurken hem nefes sesi olsun hem de birkaç adım sesi olsun hissetmemem gereken şeyler değildi. ama şu an kulaklarıma o sesi duymuş ve aniden yapmam gerekeni anlamıştım. Yan tarafımdaki ışığı açamadan burnumda sert bir el ve metalik bir koku burnuma eşlik etti . hem ağzımı elleri ile kapatan güçlü bir varlık burnuma da bayılmam için sert bir koku eşliğinde mendil tıkamıştı.
