1.BÖLÜM:KİM VAR ORADA

43 7 2
                                    

Evettt ilk bölüm ile geldim umarım beğenirsiniz iyi okumalar 🌚

..." Aman Allahım burada ne işin var nisa, annemler burada olduğunu biliyor mu"ahh bu benim küçük kız kardeşim Nisa.Okula gelirken beni mi takip etti yani,"abla sen bir daha uyuya kalma lütfen, dosyanı evde unuttun onu getirmek için geldim."

Nisa'nın söylediği şey ile direk yanıma baktım gerçekten de dosyam yoktu yiğit 'in dediklerinden dolayı aklım bir karış havadaydı."teşekkürler tatlım senin sayende büyük bir beladan kurtuldum."dedim ve yanağına küçük bir buse kondurdum "neyse abla be kaçtım derse geç kalicam" diyip koşarak yanımızdan ayrıldı.

"Sen bu yiğit mevzusunu kafana çok taktın galiba baksana dosyanı bile unutmuşsun"diyen arkadaşıma doğru döndüm haklıydı."sanırım öyle,hih eyvah derse geç kalıyoruz yürü"dedikten sonra ikimizde hızlı bir şekilde sınıfa doğru gittik. Gün içerisinde bir kaç derse girdik fakat son ders bir gariplik vardı, içimde bir his vardı. Sanki biri sürekli beni izliyordu istemsizce etrafıma baktım ve onunla göz göze geldim. Onu bu derste ilk defa görüyordum yenimi acaba.

Esmer, siyah gözlü ama normal bir siyah değildi bu renk, gecenin en koyu tonu olan siyahtı,belirgin çene kasları ve dolgun dudakları ile tüm kızları etkileyecek türden biriydi. Fakat bir sorun vardı göz temasını asla kesmiyordu, bir süre sonra rahatsız olmuş ve kafamı çevirmiştim. Bir süre sonra tekrar bakmıştım o tarafa doğru, çocuk hâlâ bana bakıyordu o sırada telefonuma bir mesaj gelmişti.

"Ders dinlerken çok güzel görünüyorsun" bu da neydi şimdi kim yazmıştı bunu,az önce bakıştığım çocuk yazmış olamazdı çünkü göz temasını hiç kesmemistik. Sakin bir şekilde mesaj yazmaya başladım."kimsin sen?" Çevrim dışı olmuştu,kimdi bu ,nerden bulmuştu numaramı. Ders bitmişti hızlı bir şekilde sınıftan çıkmış eve girmek için hemen taksiye binmiştim ,yolda giderken annemden mesaj gelmişti "kızım, baban ve benim bazı işlerimiz çıktı kardeşin de arkadaşında kalıcak, dolapta yemek var seni seviyorum tatlım."süper öyle değil mi tam bu günü mü bulmuştu işleri. Taksi parasını verip evime girdim,tam kapıyı kapatmıştım ki kapıda bir kağıt olduğunu fark ettim. Hemen kapıyı geri açıp kağıdı aldım."hadi ama alt tarafı bir mesajdı,bu kadar çok korkmuş olamazsın her gün okula yürüyerek gidip gelen sen bu gün ilk defa taksiye bindin,öyleyse bir daha mesaj atmam rahat ol minik" bu da neydi böyle, mesajı atan kişi beni bu güne kadar sürekli takip mi ediyordu yani peşimde bir takıntılı vardı. Hızlı bir şekilde kapıyı kapatıp üst üste kilitledim.

Ne yapacağımı bilmiyordum aklıma ilk gelen açık olan camları kapatmaktı önce salondan başlayarak bütün odaların camlarını kapattım. Rahat bir nefes almak için oturmuştum ki kapı çalmıştı. Küçük adımlar ile kapıya doğru gitmiştim ve yavaşça kapıyı açtım fakat kimse yoktu. Şaka mıydı şimdi bu derken yerdeki kutuyu fark ettim, yavaşça eğilip kutuyu alıp kapıyı kapattım. Kutuyu masaya bırakıp karşısına oturdum . Açıp açmama konusunda kararsızdım, telefonuma gelen mesaj ile irkildim."korkma bomba yok " bu mesajları atan kişi beni nasıl görebiliyordu. Telaş ile kalkıp salondaki perdeleri kapattım. Hızlı bir şekilde kutuyu açtım.


Kutuda oyuncak bir yılan vardı,buda neydi böyle, biri benimle dalga mı geçiyor. Düşünürken telefonuma gelen bildirim ile telefonuma sarıldım hemen,yine aynı numaraydı"hediye mi beğendin mi?" Bu nasıl bir saçmalıktı böyle. Vakit kaybetmeden bu saçma şakaları yapan kişiye yazmaya başladım" bu nasıl bir saçmalık ve sen kimsin,eğer bu işe devam edersen seni polise ihbar edeceğim."

Bir süre sonra gelen mesaja bakmıştım"ah polis mi ne kadar da korktum bilemezsin,polis bana bir şey yapabilirmi ki küçük hanım?" Ne diyordu bu. Kafamı dağıtmak için erkek arkadaşım yiğit'i aradım,fakat telefon meşguldü. Kiminle konuşuyor olabilirdi ki bu şimdi,pek fazla umursamadan kalkıp kendime yiyecek birşeyler hazırladım. Aradan 2 saat geçmişti bile ne o numaradan ne de yiğitten bir mesaj yoktu. Yiğit'i tekrar aradım fakat bu sefer telefonu kapalıydı, hiç düşünmeden Yiğite mesaj yazmaya başladım "sevgilim aradım fakat telefonun kapalı, müsait olunca beni arar mısın?" Mesajı atmıştım ve attığım anda camdan hışırtı sesleri geliyordu. Cama doğru küçük adımlar ile ilerlemiştim ki birden dış kapının sertçe açılması ile çığlık atmıştım ve hemen koltuğun arkasına geçmiştim . Kim olduğuna bakmak için kafamı hafifçe kaldırdığımda kimsenin olmadığını kapıda bir kedi olduğunu gördüm. "Kapıyı rüzgar açmış olamaz,peki bu nalet kapı nasıl açıldı" diye bağırmış ve hızlı bir şekilde kapıyı kapatıp kilitledim. Etrafıma baktığımda kimsenin olmadığını gördüm. Tam o sırada telefonum çalmıştı,"Allah belanızı versin" diye bağırarak telefonu açmıştım" ne var be" "sevgilim, telefonuna cevap vermedim diye mi kızgınsın bana ?"ne diyecektim şimdi ben dediğim şeylerden sonra beni deli sana bilir en iyisi riske atmamak."ah hayır sevgilim, son günlerde telefonuma sürekli spam aramaları geliyor. Arayan kişiye bakmayınca seni onlardan biri sandım" "anladım sevgilim. Sana geliyorum haber vermek istedim" "çok sevindim bende evde tekim çok sıkılmıştım." "Süper o zaman 10 dakikaya ordayım" telefonu kapatıp ikimiz için yiyecek bir şeyler hazırlamaya başlamıştım. Bir süre sonra kapı çalmıştı ve ben de tedirginlik ile kapıyı açmıştım, karşımda yiğit'i görünce hemen sarılmıştım. "Sevgilim seni çok özledim." " Ben daha çok özledim yiğit,telefonun neden kapalıydı" yiğit hem montunu asıyordu hemde benimle konuşuyordu." Toplantı uzun sürdü güzelim ondan dolayı kapatmam gerekti, kusura bakma." Demiş ve koltuğa oturmuştu.

Yazarın anlatımı

Alina'nın aklına birden sabahki mesaj gelmişti sormak ile sormamak arasında kararsızdı, şuanlık bu konuyu bir rafa kaldırmayı tercih etti. Alina ve yiğit beraber oturmuş filim izliyorlardı,birden camdaki hışırtı sesi duyulmaya başladı. Yiğit ne olduğunu anlamak için bahçeye çıkmıştı,aradan uzun bir zaman geçmişti fakat ortalıkta ne yiğit vardı ne de yiğitten bir ses. Alin' in içinde tuhaf bir his uyandırıyordu bu durum , o anki düşüncesine göre her an herşey olabilirdi, Alin o gün belki de hiç yapmayacağı birşey yapmıştı hızlı bir şekilde babasının çalışma odasına gitti ve masanın yanında duran kasaya doğru ilerledi. Kasayı açar açmaz içindeki silahı aldı . Önce hızlı adımlar attı sonra birden koşmaya başlamıştı, Yiğite birşey olmuş düşüncesi onun canını acıtıyordu. Dış kapıdan çıktığı anda etraftaki sokak lambalarının ışıkları kesildi.Alin tam konuşacakken ensesinde hissettiği ılık nefes ile soluğunun kesilmesi bir olmuştu. Alin'in içi buruk olsa da,belkide bu gün çocukken hep hissettiği ölümü gerçekten yaşayacaktı,belkide damarlarında dolaşan kan sonsuza kadar duracaktı. Neydi bunları düşündüren, Alin'in mutlu duran fakat acı dolu hayatı mı yoksa etrafında dolanan bir sürü kişi olmasına rağmen yaşadığı kimsesizlik mi? Neydi bu ölüm isteği. Alin, eline değen parmaklar ile kendine gelmişti o anki cesaret ile bir anda arkasına dönmüştü fakat gördüğü kişi ile derin bir nefes almıştı."korkuttum mu?" Bu yiğitten başkası değildi, Yiğit'i görür görmez sarılmıştı Alin. Alin ile yiğit sarılırken, Alin bir şey fark etmişti,bir karartı. Tam illerdeki çam ağacının altında, Alin hızlıca ayrılmıştı yiğitten, gür bir ses ile oradaki kişiye bağırdı

"KİM VAR ORADA?"...

İLK BÖLÜMÜ UMARIM BEĞENİRSİNİZ

SİZCE ALİN 'İN BAĞIRDIĞI KİŞİ KİMDİ?
FİKİRLERİNİZİ YORUMLARDA BELİRTİRSENİZ SEVİNİRİM💋


GİZEMLİ KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin