'Her insan huzur verir. Kimi gidince, kimi gelince.'
Alice
Partinin bitmesine yarım saat kadar kala ben, Fred, Aida ve kuzeni birlikte çıktık mekandan. Zaten sonrada doğru sarmamaya başlamıştı ve biz doyasıya eğlenmiştik. Uzun süredir bu kadar eğlenmemiştim. Parti çok iyi gelmişti açıkçası.Çıkışta, bir yerde oturup birer kahve içip, iyice kendimize geldikten sonra, Fred herkesi evine bırakacaktı. Aida benimle gelecekti zaten. Benim ev arkadaşlarım aile evlerine gittikleri için evde tektim. Aida beni tek bırakmak istemiyordu. Bir süre benimle kalacaktı.
Fred ilk Aida'yla beni bıraktı. Ardından, Aida'nın kuzenini bırakacaktı.
Biz arabadan inip, eve girene kadar bizi izlediler ve biz eve girince, gittiler. Güvenli bir şekilde eve girdiğimize ikna oldular.
Eve girdikten sonra, ilk ben duşa girdim. Benden sonra Aida duşa girdiğinde, sıcak birer kahve yaptım ve odama geçtim kahvelerle. Aida birazdan çıkardı.
Dışarıdan sesler duyduğumda camdan baktım. Yağmur yağıyordu. Kış geliyordu yavaş yavaş. Bu havalar benim en sevdiğim havalardı. Bu zamanlarda sık sık yağmur yağar, ben de odamdan yağmuru izlerdim. Garip bir şekilde huzur verirdi yağmuru izlemek. Bazen de yağmurun altında yürürdüm.
"Oh çok rahatladım." diyerek odaya girdi Aida. Ona doğru baktığımda, başında havlu vardı. Benim pijamalarımı giymişti. Bedenlerimiz hemen hemen aynı olduğu için, kıyafet sorunu yaşamıyorduk yatıya kaldığımızda.
"Sıhhatler olsun. Bak kahven burada." dedim ve pencere kenarındaki oturma yerinde kenara kaydım. O da yanıma oturdu. Havluyu başından çıkarıp, omuzlarına bıraktı.
"Teşekkür ederim." dedi ve kahvesini içmeye başladı. "Yağmur başlamış."
"Evet. Çok da güzel yağıyor." dedim yüzümdeki tebessümle.
"Seni böyle mutlu görmek beni de çok mutlu ediyor Alice. Mutlu olmayı hak ediyorsun. İnan bana."
"Cindy bana çok zor ve kötü zamanlar yaşattı. Keşke seveceğimiz insanı seçebilsek. Emin ol onu seçmezdim." dedim ve kahvemden yudumladım. Cindy'nin bana neler yaptığını, geriye dönüp baktığımda daha iyi anlıyordum.
"Martin büyük hata yapıyor. Cindy onunla sevgiliyken seni öptü. Onu aldatmış oluyor. Bunları bilse, onu sevgilisi olarak yanında tutmaz eminim."
"Artık ikisi de umurumda değil. Umarım Martin çok geç olmadan Cindy'nin gerçek yüzünü görür." dedim ve yağmuru izlemeye devam ettim.
Omuzumda hissettiğim baskıyla, sola doğru baktım. Aida başını omuzuma koymuştu. Gülümsedim ve saçlarının arasına öpücük kondurup, başımı onun başına dayadım. Huzurlu hissediyordum.
***
Yağmur, hıncını alır gibi üstüme üstüme yağarken, ben hâlâ o uçurumun kenarında oturuyordum. Normalde yüksekten ve okyanustan korkan ben, o seviyor diye burayı sever olmuştum.
Artık ne uçurum korkutuyordu beni, ne de sonsuz karanlık.
Yağmur olağanca hızıyla yağarken, aklımdan onlarca görüntü ve düşünce geçiyordu. Cindy'nin şu dört yılda bana yaptıklarını düşünüyordum. Hepsi birbirine girmiş gibiydi.
"Okyanusun seni korkuttuğunu söylemiştin." diyen sesle bedenim titredi. Sertçe yutkundum.
"Öyle." dedim sadece. Okyanustan korkardım. Sonsuzdu ve karanlıktı. Cindy'den de korkuyordum. Okyanusu andırıyordu. Daha doğrusu, Cindy'i sevmek okyanusa bakmak gibi hissettiriyordu bana. Korkuyordum onu sevmekten ama şimdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALICE (GxG)
Roman d'amourAlice, Cindy'e çok aşıktı. Yaptığı her şeye katlandı bu yüzden. Ama bir yere kadar... 08.09.2023