"Sus artık Zeynep"
Başımı çevirdiğimde onu gördüm. Baran'ın odamıza geldiğini fark etmemiştim bile. Ağlamaya devam ediyordum ama içime az da olsa su serpilmişti. En azından kimse görmeden gelmişti odaya.
"Kapa çeneni artık zeynep ağlamanı çekmeye gelmedim"
Ağlamamı durdurmaya çalışıyordum. Örtüyü daha çok kafama çektim ki az çıksın sesim. Birden örtüyü kaldırdı üstümden. Yüzümü kapattığım ellerimi çekti. Gözlerime kilitlenmişti bakışları.
"Madem böyle bir şey yapacak bilinçteydin ve isteyerek yaptın neden ağlıyorsun şimdi. Ağlaması gereken kişi sen misin düşün bi"dedi. "Hadi kalk yataktan"
Kendimi yukarı çekerek doğruldum yatakta. Onun bakışları karşısında utanıyor ve eziliyordum. Gözlerine bakamıyordum. Baran odadaki kahve sehpasının oradaki tekli koltuklara oturdu.
"Karşıma geç"
"Ne yapacaksın Baran"
"Sana bir şey yapmak isteseydim şuana kadar beklemezdim emin ol, şimdi kalk geç karşıma"
Yataktan yavaşça kalktım. 1 saattir ağladığımdan dolayı gözlerim şişmişti. Kendimi kastığım için her yerim ağrıyordu. Onun karşısındaki koltuğa oturdum. Bir süre hiçbir şey söylemeden beni izledi. O bana baktıkça iyice küçülüyordum sanki. Gözlerimi kaçırmaya yeltendiğimde eliyle sıkıca yüzümü tuttu, gözlerimi gözlerine sabitledi.
"Gözlerime bakacaksın" birkaç saniye sustu," artık benim karım değilsen de ben senin ağanım"
O konuştukça ben susuyordum. Kavga çıkmasını istemiyordum kimsenin anlamaması lazımdı aramızının kötülüğünü.
"Bundan sonra benim istediklerimi yapacaksın. Eğer boşanmak istemiyorsan yapmak zorundasın,benim dediklerim kanun hükmünde sayılacak."
"...."
"Duvara konuşuyorum heralde,ANLADIN MI BENİ ZEYNEP KALEAĞASI! BUNDAN BÖYLE NE DEDİYSEM O, BAŞKA DA Bİ ŞEY BEKLEME BENDEN!"
"Anladım Baran ağa"dedim neredeyse hiç çıkmayan sesimle. Bu konuşmanın bitmesini her şeyden çok istiyordum.
"Şimdi söyle bana kimin oldu namusun?"
"..."
"BENİ DELİRTMEYE YEMİNLİ MİSİN SEN! bak benim sinirlerimi daha fazla hoplatma konağı ayağa kaldırmak istemiyorum adam gibi çık söyle bana"
"Baran çok önceden olmuş bi şe-"
"Öncesi sonrası önemi yok kim olduğunu söyleyeceksin bana!"
" eski sevgilim, ismi eren. Ama beni biraz insan gibi dinle lafımı bölme. Ona bir şey yapma onunla iletişimimiz uzun zaman önce kesildi eminim onun da bi hayatı vardır olmuş bitmiş bir şey kurcalamaya değmez"
"Kurcalamaya değip değmeyeceğine ben karar veririm. Biraz adam olsaymış seni böyle ortada bırakmazmış zaten" diye tısladı, midesi bulanıyor gibi bakıyordu bana." Bir gün önce dünyanın en mutlu adamı olacağıma inanıyordum, gözlerinde masumluk görüyordum. Yanılmışım. Şu baktığım suratına, bedenine, ellerine kim bilir neler yapmıştır o orospu evladı. Benim karım olamayacak kadar kirlisin sen Zeynep, benim karım böyle olamaz"
"Baran çok oluyorsun artık. Benimde bi gururum var orospu muamelesi çekiyorsun bana. Yeter"
"Onun bunun altına yatarken de böyle gururlu olsaydın keşke"
Bu söyledikleriyle iyice nefret etmiştim ondan. İğrenç ahlaklı bi insandı. Bana göre ahlaksız insan seks yapmış insan değil, böyle zihniyeti kirli insanlardı. Benim bakire olmamam ona göre kötü karakterli bir şeytan olmamla eş değerdi. Asıl kirli olan onun kafasıydı.
Koltuktan kalkıp banyoya gittim. Yatakta rahat yoksa burada yalnız kalabilirdim en azından. Çok aşağılanmış hissediyordum ve biraz kendi başıma kalmalıydım. Burda da rahat yoktu. Kapıyı pat diye açıp içeri girdi. Beni her istediğinde alabileceğini sanıyordu. Ona karşı gelmek istiyordum ama dediklerine uymak zorundaydım. Çünkü Evlilik bitemezdi.
"Nasıl yattığını anlatmaya mı utanıyorsun şimdi de. Yazık sana" diyip suratıma tiksinir ifadeyle güldü. Dayanamıyordum artık. Her şey bir hataydı. Babamgilin de ağzına s... insanların da ağzına s... bu hayatımın ta a.. koyayım.
"Baran, beni aşağılaman ne zaman bitecekse söyle ona göre yatacağım artık. Aşırı yorgunum ve hiç iyi değilim rahat bırak artık beni"
"Seni hiçbir zaman rahat bırakmayacağım Zeynep Kaleağası. Bu evde kaldıkça mutlu tek bir gün bile yaşatmayacağım sana"
"Baran tehditlerin bite-"
"Sana bu evde nefes aldırmayacağım. Zamanla göreceksin"
O bunları söyledikçe içimde bir çığlık kopuyordu. Sonunda birilerinin beni sevceğini düşünmeye başlamıştım. Kendi cehennemimi imzaladığımı nerden bilebilirdim?
Sinirle tekrar ağlamaya başladım. Aklıma o an valizden alıp komodine koyduğum tabanca geldi. Hızla odaya koşup komodinden aldım onu. Namlunun ucunu doldurmak için çekip kafama dayadım silahı. Elim titrek bir şekilde tetiğin üstündeydi.
Baran afallamıştı. Hesabında bu yoktu. İt gibi azarladığı "kirli" karısının ölüsünü birazdan görecekti. Her şeyden bıkmıştım nefes almak dahi külfetti artık bana. İçimdeki dinmek bilmeyen öfke evi, şehri, dünyayı yakmak istiyordu. Ama ben kendimi yakacaktım.
"Zeynep indir o silahı"
"Niye Baran? Senin istediğin de bu değil miydi zaten? Kendi ellerimde senin 'namus' dediğin şeyi temizleyeceğim. Üzülüyormuş gibi yapma arkamdan, tek istediğim şey bu. Mezarımda üzülüyor gibi yapıp ölü bedenime yalan söyleme"
Yanıma yaklaşmaya çalışıyordu.
"Baran yaklaşma! Zamanımı daha da azaltıyorsun yaklaşma sıkarım"
"Zeynep salaklaşma allah için, bırak onu gel konuşalım. Bu bir çözüm değil biliyorsun. Kimseye faydası yok"
"Benim zaten kimseye faydam yok Baran. Sen söylediklerinde tamamen haklısın. Herkesin hayalini bozan kirleten üretim hatası gibi bir şeyim ben"
"Zeynep yalvarırım, bak hata yapıyorsun. Üzgünüm öyle sert konuştuğum için ama beni de anla. Sadece sinirliydim. Bana bak gözlerime bak sence sahte bir endişe mi yüzümdeki. Hadi bırak zeyno ne olur. Çocukken geçirdiğimiz anıların güzelliğine say bu affı. Lütfen"
"Hiçbir şey umrumda değil Baran. Kimse beni istem-"
Nasıl yaptı bilmiyorum, o kadar hızlı davrandı ki silaha ne zaman yaklaştığını anlamadım bile. Silahı aldı şarjörünü çıkarıp attı bi kenara. Surat ifadesindeki korku silindi, hüzün kapladı büsbütün vücudunu. Tek bir kelime etmeden yatağa girdi, arkasını döndü ve uyku moduna girdi. Bu söylediklerim sanırım 1 dakika içinde gerçekleşti.
Biraz ayakta durdum. Kendime gelmeye çalıştım. Cinnet gibi bir şeydi az önce yaşadığım patlama. Baran'ın yattığı tarafa gittim. Uyumadığını biliyordum.
Yüzüne baktığımda gözleri kapalıydı ve göz çevresi ıslak gibiydi. Ağlamış mıydı yani? Çok saçmaydı. Sinir bozukluğu yaşamıştı belli ki ama sevgili 'Baran Ağa'mızın duyguları olabileceğini sanmıyordum.Bu kadar olay beni felfeci yormuştu. Saat nereseyse 3e geliyordu. Bugünü bir yıl gibi yaşamıştım. Üstümde hâla gecelik çamaşırlar olduğunu fark ettim. Aklıma bile gelmemişti kargaşadan. Dolaba gidip beyaz bir sabahlık aldım üstüme. Sonra yatağa girip başımı yastığa koyar koymaz yatmışım.
|
|
|
|
Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın! 🫶🏻✨💜bunlar yazan kişiyi motive eder arkadaşlarım. Öpüldünüz 💋🪷✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMANOĞLU KONAĞI / (bir Adanalı hikayesi)
ChickLit"El kadar yabancıydık birbirimize; söz söylemeye hakkım var mıydı, sanmam."