"Kargo"

347 7 2
                                    

Merhaba dostum!
Umarım bu kitabım hoşuna gider.
Lütfen oy vermeyi unutma olur mu? ;))

Sabah saat 5 mükemmel bir uykudan uyanmış sıcak yatağımı terk etmek zorunda kalmıştım.
Okula gitme zamanımdı,dolaptan giyebileceğim basit parçalar seçip üzerime geçirmiştim.Kahvaltı etmeden gidecektim mecbur,vaktim yoktu.
Evimle okulumun arasında yaklaşık 30 dakika yürüme mesafesi vardı.Yürürken geçmek zorunda kaldığım o iğrenç yıkık dökük evler biraz geriyordu,şizofren hastasıydım bu yüzden genelde buralardan geçerken garip garip sesler duyardım.O kadar uzun süre olmuştu ki,alışmıştım bu seslere bu yüzden tepki vermiyordum.
Sınıfta genel olarak zorbalanırdım,hem maddiyat olarak hem de hastalık olarak.
Şizofren olduğumu biliyorlardı bu yüzden her zaman dalga geçiyorlardı.
"Bugün de yaratık sesleri duydun mu?"
"Yine duvardan zincir sesleri geliyor mu?"
"Noldu,yoksa yine o garip yaratığı mı gördün?"
Bu cümleler sadece birkaçıydı.

Sınıfa vardığımda ortamdaki garip atmosfer beni gerse de tepki vermeyerek sırama oturmayı tercih etmiştim,arkamdaki oturanlar yine gülseler de dönüp bakmamıştım.
Hocanın sınıfa girmesiyle ders başlamıştı,ders bitiminde hocanın bahsettiği bazı kavramlar kafamı karıştırsa da evde tekrar edeceğimi bildiğim için hocaya kavramları sorma gereksinimi duymamıştım.
4 saat ders gördükten sonra bitik bir şekilde tekrardan kimseyle muhattap olmadan evimin yolunu tutmuştum.
Bu yıkık binaları tamamen yıkmaları için talep göndermiştim fakat sadece ben talep gönderdiğim için talebim yerine getirilmemişti,binaların yıkık olması yetmiyormuş gibi bir de iğrenç koku yayıyorlardı.
Evime girdiğimde
Salondaki duvarlara bakmadan odama ilerlemek istemiştim.
Duvarlar...
Salondaki duvarlardan garip sesler geliyordu,ne zaman evde olsam ne zaman salonda otursam o garip sesleri duymak zorunda kalıyordum.
Yaklaşık 1 senedir bu sesler benimle yaşıyordu ve ben yaklaşık 1 senedir salondaki duvarlara bakmadan odama çıkıyordum.
Korku...
Korku bedenime nüfuz eden,beni çaresiz bırakan his.
Odama geldiğimde kapımı kilitleyip
yatağıma uzanmıştım.
Tavana baktığımda daha önce fark etmediğim bir iz vardı,muhtemelen ben buraya taşınmadan önce burada yaşayan insanlar yapmıştı.
Kafama takmayarak okulda gördüğüm dersleri tekrar etmeye başlamıştım.
Kavramlar...
Kavramlar yerine oturmuştu fakat şimdi de hocanın neden bu türde kavramlar kullandığını anlayamamıştım.
טֶבַח
רֶצַח
פַּחַד
İbranice kelimeler görüyorduk ve bu kelimelerin anlamı katliam,cinayet ve
korkuydu.
Neden böyle kelimeler öğretmeye çalıştığını anlayamamıştım ve kulağa da garip gelmişti.Sınıfta bu kelimelerin anlamını söylememişti,araştırıp gelmemizi istemişti.
Öğrendiğim kelimeler ne işime yarayacaktı çözememiştim ama yine de çok sorgulamamıştım.
Üniversite 1.sınıf öğrencisiydim ve ek derslerimiz vardı,normal derslerde İbranice görmüyorduk fakat ek derslerimizde İbranice görüyorduk,bu da müdürün zorunlu kıldığı saçma birşeydi.Bir süre daha çalıştıktan sonra yemek yemem gerektiğini düşünmüştüm,kahvaltı da yapmadığım için fazlasıyla açtım. Hazırlayabileceğim şeyler kısıtlıydı bu yüzden çok düşünmeden ezogelin çorbası yapmayı tercih etmiştim,ocağa koyduktan sonra salona tekrar bakmayarak odama çıkmayı planlamıştım fakat duvarlardan o kadar yüksek bir ses gelmişti ki,bakmak zorunda kalmıştım.
Baktığım anda gözümde canlanan o korkunç yaratık...
Gözümü kapatıp gitmesini beklemekten başka çarem yoktu,her zaman yaptığım gibi gozlerimi kapayıp içimden on'a kadar saymaya başlamıştım.
Ben sayarken sesler devam ediyor ve hatta arttığı da oluyordu.Gözlerimden gelen yaşlar dikkatimi dağıtıyordu,saydığım sayıyı unutmama sebep olduğu için baştan başlıyordum.
Yaklaşık 30 saniye sonra açtığım gözlerimle etrafı taramıştım.
Yine gitmişti,
keşke hiç gelmeseydi...
Yorulmuştum,
Seslerden ve gördüğüm şeylerden o kadar çok yorulmuştum ki,psikolojik destek almak istemiştim ama param yoktu.
Daha zar zor mutfak için eşya alabiliyordum,yarı zamanlı işim olmasa yiyebilecek birşeyim de olmayacaktı.
Ailem yoktu,8 yaşındayken annem ve babam intihar etmişti.Onlar vefat ettikten sonra teyzemle kalmıştım,teyzeme her zaman annemle babamın beni neden bıraktığını sorsam da aldığım cevaplar hiçbir zaman kulağa mantıklı gelmemişti.
Ardından 17 yaşındayken teyzemi kaybetmemle birlikte kimsesiz kalmıştım.Teyzemin evinden taşınmadan önce kendime yarı zamanlı iş bulmuştum,çalışıp para biriktirdikten sonra başka bir ev kiralamıştım.
Şimdi 19 yaşındaydım ve kiraladığım o evde yaşıyordum.Bu evi tutmamın sebebi fazlasıyla ucuz olmasıydı,başta çok ucuz olduğu için sorgulamış hatta sahibiyle de bu konu hakkında konuşmuştum.
Kendisi bu evi uzun süredir kiraya veremediği için evin zamanla hasar almaya başladığını ve daha fazla kiraya veremezse evin elinde kalacağını söylemişti bu yüzden de ucuza satmayı tercih etmişti,verdiği cevabın mantıklı olduğunu karar verip daha fazla soru sormamıştım.
Çorbamın pişmesi üzerine ekmekle birlikte güzelce karnımı doyurmuştum,etrafı toparladıktan sonra yürüyüş yapmak için dışarıya çıkmıştım.
Evimin sol tarafında kalan ormanda her zaman yürüyüş yapardım,en azından kafamdaki seslerden biraz olsun uzaklaşmama yardım ederdi.
Ormana girdiğimde bir süre yürümüş ve kocaman ormanda kaybolmuş gibi hissetmiştim fakat bu beni durdurmamıştı,yürümeye devam etmiştim.
En sonunda yorulduğumu hissedip bir ağacın kenarına oturmuştum.
Tekrardan "Ben buradayım,yok olmadım!" diyen kafamdaki sesler beni yormuştu.
Çalılıklardan gelen sesler...
Tekrardan göreceğim o yaratıktan korkmuştum bu yüzden o ortaya çıkmadan önce gözlerimi kapatmış öylece beklemeye başlamıştım.Ayağıma değen birşeyle gözlerimi korkuyla açmış ne olduğuna bakmıştım fakat herhangi birşey yoktu,muhtemelen beynimin bana sunduğu bir oyundu.
Daha fazla oyalanmak istememiştim çünkü akşam olmak üzereydi ve bu orman akşamları tehlikeli olabiliyordu.
Evime gitmek için yola koyulmuştum,yaklaşık 45 dakika yürüdükten sonra evime gelmiş üzerimdeki giysileri çıkartıp şort ve atlet giymeyi tercih etmiştim.
Sıcaktı ve bu normal bir sıcaklık değildi,bunaltıcı bir sıcaklıktı.
Odamda bir süre vakit geçirdikten sonra kapımın çalmasıyla içimdeki korku filizlenmeye başlamıştı.
Neredeyse kimsenin yaşamadığı bir yerdeydim,birisinin gelmesi mümkün bile değildi fakat şimdi kapım alacaklı varmış gibi çalıyordu.
Bir süre kapıdakinin gitmesini bekledim,gitmemiş hatta daha da sert kapıyı çalmaya devam etmişti.
Daha fazla katlanamayıp kapının önüne gelmiştim,kapıyı açmadan kim olduğuna bakmak için sol pencereden kapının önüne bakmıştım.Tahmin ettiğim kadarıyla kargocuydu.Elinde tuttuğu paket ağır birşey gibiydi,zar zor tutuyordu.
Daha fazla bekletmek istemediğim için kapıyı açmıştım.

Zincir +18Where stories live. Discover now