"Özgür müyüm Şimdi?"

45 4 0
                                    

Se lam laaar! Gününüz nasıl geçiyor? Umarım keyfiniz yerindedir.Yeni bölümü ellerinize bırakıyor güzel eleştirilerinizi de bekliyorum,iyi okumalar.

⍤⃝💞

Gözlerim yanarken bir şekilde can çekişerek de olsa gözlerimi aydınlığa açmıştım.
Bulunduğum hastanedeki doktorlar fazlasıyla ilgilenmişti bu yüzden çabucak yaralarımdan kurtulabilmiştim;
fazla merhem,fazla vitamin sayesinde kendimi dinç hissediyordum.
Peki zincir,
Zincire ne olmuştu?
En son hatırladığım kadarıyla o da benimle birlikte yanmıştı.
Şuan iyi miydi?
Gerçi o aptalı merak etmemem daha iyi olurdu,neredeyse ikimizi de tahtalı köye gönderiyordu.
Derdi gerçekten benim onu bırakacak olmam mıydı bilmiyordum ve şahsen inandırıcı da gelmiyordu.
Odaya doktorun girmesiyle düşüncelerimden temelli kurtulmuştum.

-Derin Hanım,bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
-Dediğim gibi...Bir ağrım yok,teşekkür ederim.
-Beni net bir şekilde görebiliyor musunuz?
-Evet.
-Parmağınızı parmağımla birlikte aynı yöne hareket ettirir misiniz?

Dediğini yapmaya başlamıştım fakat ters giden birşeyler vardı,parmağım onun parmağının aksine yavaş bir şekilde hareket ediyordu ve hareketlerini takip edemiyordum.

-Asrın,Derin hanıma bir check-up yaptıralım,mümkünse sonuçlar hemen elime ulaşsın.
-Tabi Hocam!

Doktorun yanındaki hemşiresine verdiği talimatla birlikte var olan korkum ikiye katlanmıştı.

-Zincirin ağzından-

Onu kendimle birlikte yakıp yok etmek istesem de başaramamış, ölmemesi için çırpınmıştım adeta.
Kucağımda son nefeslerini verirken çoktan aramıştım ambulansı.
Ben yaşıyorsam o da yaşamak zorundaydı,onun yokluğuyla bu dünyada çürüyemezdim.
Yanımda bir meleğe ihtiyacım vardı
bu yüzden yaşamak zorundaydı.
Ambulansa bindirdikten sonra yanında ben de hastaneye gitmiştim.
Ameliyatlık bir durumu yoktu,sadece yanıkları ciddiydi bu yüzden yoğum bakıma alınmıştı; Benimse çok bir problemim yoktu,nefes darlığı dışında bir,iki yanığım vardı.
Doktorların benimle işi bittikten sonra Derinin yanına gitmiştim,onu izlerken uyanması için Tanrıya dua etmiştim,belki bir seferlik dualarımı kabul ederdi.
Onu beklerken saniyeler,dakikalar, saatler hatta günler geçmişti ama o, güzel gözlerini açmamaya yemin etmişti sanki.
Uyandığını gördükten sonra buradan defolup gidecektim
çünkü bir daha beni görmek istemeyecekti bu yüzden
Derini sadece uzaktan izleyebilecektim.

-Derinin ağzından-

Kaç saat uyuduğumu bilmiyordum,bu kadar fazla uyumamın sebebi de check-up yorgunluğuydu.
Çıktığım gibi odama geri getirilmiştim ve bir anda uykuya dalıvermiştim.
Sonuçların ne zaman çıkacağını öğrenmek adına odaya giren doktora
sorularımı yağdırmaya başlamıştım
fakat dediği tek şey, "en erken zamanda çıkar" demesiydi.
Merakımı bir kenara bırakarak camdan dışarıyı izlemeye koyulmuştum.
Buraya geldiğimden beri ilk defa dışarıyı izliyordum ve ilk defa böyle güzel bir manzarayla karşılaşıyordum;
Çimenlerin arasında birsürü bank ve bankların ortak alanında kocaman bir gölet vardı,göletin kenarındaki pembe yapay ağaçlar ortamı dehşet derecede mükemmel gösteriyordu,onun dışında kalan kuş sesleri ve kelebekler de bu görsel şölenin birer parçasıydı.
Düşüncelerimin arasından çıkmamı sağlayan şey hemşirenin benim için getirmiş olduğu meyve tabağıydı,buraya geldiğimden beri yedirdikleri yiyecekler çorba ve meyveler dışında başka birşey olmuyordu eğer çok zırvalarsam bir dilim kek yiyebiliyordum.

Zincir +18Where stories live. Discover now