8- ÖLÜM KAÇINILMAZDIR

52 27 8
                                    

Selam canlarr umarım beğenirsiniz🫶🫶

Lütfen beğeni ve yorumlarınızı  eksik etmeyin sizi seviyorumm💖💗

_____________________

Bir insan ölünce aklınıza önce yaşadıklarınız gelir, anılarınız ve unutmadıklarınız

Utku duygularınızı bizim ile paylaşmazdı aralarında en uzak olduğum kişiydi. Sevmediğim veya konuşmadığım demiyorum sadece duygularını, sevdiği şeyleri ve bunlar gibilerini bilmezdik.

Üzülmüştüm Utku ölünce ancak nasıl denir bilmiyorum ama kalpsizim ben.

Duygusuzum. Üzülmem.

Eğer bir şeye üzülüyorsam bu en fazla iki gün sürer tabi ölüm farklı bir şey.

Bir gün buradan gidecektim hiçbirini görmeyecektim bir daha hayalimdi bu benim, ben insanları arkamda bırakabilirdim ama şuan bunu mezarın başında ağlayan insanlara anlatamazdım. Ağladım, yıkıldım, yaktım ama hiçbirini kimseye hissettirmedim

Eylül'ün cenazesinde ki senaryo dönüyordu. Ağlıyorduk, kardeşimizi toprağın altında tek başına bırakıp gidiyorduk.

Adamların ağzından laf alamamışlardı zaten onlarda kim tarafından tutulduklarını bilmiyordu. İntikam alacaktım bu kişi her kimse onu bulup pişman edecektim sonra da buradan siktir olup gidecektim tek dileğim buydu. Tek başına kalmak istiyordum

Derin nefes aldım ardından Demir Karca'yı ve diğer herkesi arkamda bırakıp arabama yöneldim. Kafamı toplamalıydım, düşünmeliydim. Arabanın gazına yüklendim, ben ağlamak istedikçe, düşüncelerimi bastırmak istedikçe arabanın hızı artıyordu.

Yoğun kar yağışı yüzünden Utku'nun ölüsünü bekletmiştik. O kişi -kim olduğunu bilmediğim kardeşlerimi öldüren soysuz- Utku'nun ölüsünü siyah bir ceset torbasında eve yollamıştı. O an evde ben olduğum için herkesten önce görmüştüm oraya kim tarafından nasıl getirdiğini halen bulamamıştık. Çıldıracaktım cidden çıldıracaktım

Kar yağışı bitmişti. Hatta ocak ayının başında olmamıza rağmen kendini fazla göstermeyen bir güneş açmıştı bir ara. Benim acımın dışında güzellikler olduğunu hayatın devam ettiğini hatırlatıyordu evren belki de. Yollarda kar olmadığı için gaza yüklendim. Düşünüyordum. Kimdi bu?
Neyin nesiydi?
Ne oluyordu?
Herkes ölecek miydi?

Düşüncelerimi bölen yanımda ki arabadan gelen korna sesiydi. Kim olduğuna bakmamıştım ama Demir Karca olduğuna emindim. Umrumda değildi yalnız kalmak istiyordum. Gaza bastım telefonum çaldı biraz daha bastım telefonuma sayısız mesaj geldi. Bıkmıştım artık telefonumu sessize aldım ancak ne aramalar ne de mesajlar susmuyordu. Camı açtım telefonu elime alıp camdan dışarı attım Demir Karca'nın yüzüne baktığımda bana delirmiş gibi bakıyordu, yüzünde ki damarlar belirginleşmişti sinirlenmiş miydi? Endişeleniyor muydu?

Onun yüzüne baktım son kez ardından gaza sonuna kadar bastım ve biraz daha ilerledikten sonra bir sahil kenarına gelmiştim. Burası şehirden biraz daha uzaktı fazla insan yoktu ve ben ne zaman bunalsam buraya gelirdim. Arabayı park ettim arka koltukta bulunan içki şişesini aldım sonra Demir Karca'nın büyük bir fren ile yanıma park ettiği arabasına baktım. Diğer şişeyi de elime aldım.

Arabadan indim bana bakan Demir Karca'ya baktım. "Seren sen delirdin mi?" dedi şaşkın bir ses tonuyla "sen ne yapıyorsun Seren? Anlıyorum kötü hissediyorsun ama senin canının önemi yok mu? Orada bir anda kimseye haber vermeden çıkmak ne demek? Bilmiyor musun dört bir yanımız tehlike"

TEK BAŞINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin