10- HAİN

46 27 11
                                    

Selamlar canlarrr💖 umarım beğenirsiniz 🙃💖

Bu bölümü bana her daim destek olan whoiselix  için ithaf ediyorum. İyi ki varsın canım okurum💖 <3

_______________________

"Sinan, Murat'ın attığı konuma sür" dedi Demir "hayır eve sür" Demir'e baktım "sadece ikimiz gideceğiz" arabayı kullanan Sinan izin ister gibi Demir'e baktığında ters ters baktım. "Bana bak zaten gerginim şu arabayı eve sür yoksa seni öldürürüm" dediğimde yutkundu. Yapacağımı o da biliyordu. Demir'e baktığımda bir dudağının kenarı yukarı kalkmıştı, hoşuna gitmişti, başımı kaldırdım ve camdan dışarı baktım

Bu iş bitmeliydi artık, gereğinden fazla uzamıştı. Gidecektik adamı bulup konuşturacaktık bizi tehdit eden kim bulacaktık ve doğduğuna pişman edecektik ama aklıma takılanlar vardı

Bu adam niye böyle yardım ediyordu bana, konuyu niye sahiplenmişti ve bu kadar savaşıyordu benim için?

Sorularım vardı, sorularım çok fazlaydı ama cevapları yoktu veya inandırıcı değildi sadece kendimi geçiştirecek cevaplar vardı. Araba durduğunda fazla beklemeden indim ve Demir'in emri üzerine hazırlanmış arabaya bindim ardımdan gelen Demir fazla beklemeden arabaya binip sürmeye başladı

Hızlı gidiyorduk, gerilmiştim. Ayağımı aşağı yukarı hızlı hızlı salladım uzun süre, eğer hiçbir sonuç bulamazsak ne yapacaktım ben? İçimdeki ateş gün geçtikçe büyüyordu peki ya nasıl sönecekti?

Demir elini bacağıma koyduğunda düşüncelerim kayboldu. Nasıl tek bir dokunuşla bile yapabiliyordu bunu? Bacağımı durdurdum derin nefes alıp camı açtım "ne kadar kaldı?" diye sorduğumda gelmiştik zaten. Navigasyondaki kadın geldiğimizi söylediğinde fazla beklemeden indim. Bekleyemiyordum artık bıkmıştım.

Dar, kötü bir sokakta kırık dökük ahşap bir evdi. Camlar kırılmış perde yerine gazete ile örtülmüştü Demir'e baktım göz ucuyla bana tamam dercesine gözlerini kapattığında kırılmış ahşap kapıyı ittirip evin küçük bahçesine girdik bir kaç basamak çıkıp evin kapısına geldiğimde derin nefes aldım Demir'de yanıma gelmişti. Hafifçe kapıyı ittirdiğide kapı büyük bir ses ile açıldı içeri doğru.

Önden Demir girdi olduğu yerden içeriyi kontrol ettiğinde bir tarafa baktığında bakışları orada biraz oyalandı. İçeri girdim Demir'in baktığı yöne baktığımda benim için oluşan büyük bir hayal kırıklığıydı gerçek bir bıkkınlık duygusu doldu içime. Gözlerimi kapattım açtığımda hala karşımda ölü bir beden vardı, adamın kıyafetleri soyulmuş bedeni ise kan içindeydi yerler kan gölü olmuştu o yöne doğru ilerledim adama acınası bakışlar atarak yanından geçtim ve camın kenarında bulunan notu elime aldım.

Yeni bir gün yeni bir oyun yeni bir ölüm. Beni fazla hafife almıyor musun sencede? Kendine ve yanındakine dikkat et Seren

Notu sinirle yere fırlattım "lanet olsun" dedim dişlerimin arasından diğer odalara girdim her yer kırık döküktü her yer bomboştu. Hiçbir yere dokunmamaya çalışıyordum ki parmak izim bulunmasın. Demir'e döndüm "şimdi ne olacak?" dedim gözlerine bakarak, şuan beni okumasına izin veriyordum gözlerime bakarsa görebilirdi beni. Onun gözlerinde hiçbir şey göremiyordum ama ne hissediyordu ki?

Bir elini kapının kulpuna dayamış bana bakıyordu "özür dilerim Seren"

Onun bir suçu yoktu ki ne diye özür diliyordu benden şimdi. Bir siren sesi duyduğumda etrafı inceleyen gözlerim telaşla Demir'in gözleriyle buluştu. İkimizde büyük bir hızla evden çıktık arabaya binip biraz ileriye park ettik

TEK BAŞINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin