16.

76 6 3
                                    

Gözlerim kapalı rüzgarın esişini dinlemek, vücüdümda verdiği hafif soğukluğu hissetmek istiyordum belki ensemden giren havanın tüylerimi diken diken yapmasını istiyordum bi akşam üzeri.Küçücük elleri hafif bir rüzgar gibi boynuma dokunuyordu.Kalbim tüm ürkekliği ile hızlı atmaya başlamıştı.Bir an dayanamadım geriye çekildim ürkek bir ceylan misali.Elleri ile yüzümü tuttu.Buz gibiydi elleri bir rahatlama geldi.Yüzümdeki kızarıklık geçmişti.Esiri olmuştum şu duyguların. Birden kalbimin ritmi ile Manolyanın dudaklarında parmağımı narince gezdirdim.Hayranlığım her geçen saniye dahada artıyordu.Ellerim titriyordu.Senin bir havan var beni asıl saran o. Onunla daha bir değere biniyor soluk almak.Mısrası aklıma geliyor.Öpme kanunu yürürlüğe giriyor tekrardan

" Mevsimlerden papatyayı severim.
Sonra seni.Sonra yine seni.Ve hep seni." Manolya,ona dediklerimi büyük bir dikkat ile dinliyordu.Bir an gelen bir cesaret ile fındık burnuna bir buse kondurdum.Utanmıştı

Dünyanın gösterişli halleri, yapmacık çıkarcı insanları çekmiyordu dikkatimi.Bana bir parça, yüreği güzel, samimi insan lazımdı.Ve ben mutluydum.Çünkü Manolyanın samimiyetine güveniyordum

Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.Kendimi ona bağlanmış hissediyorum sanki bir görünmez bağ birbirimize kenetlendirmişti.Hissediyorum şuan hayallerimiz sarılmış durumda birbirimize dokunmadan seviyorum onu ah Manolya

"Bak;sana aşık olan tek kişi olamam.
Sana aşık olmamak, elde değil zira ne var biliyor musun;
Sana aşık kalan tek kişiyim ben.Ne diyeyim
güzel şiirsin, vesselam... Ve ben seni, bahara aldanmış erik ağacı kadar utangaç da severim, haberin olsun.."

Göz göze bakabilsekte kafamda hala o vardı.Biliyorum,çok tamamlanamaz bir yerimizden eksildik zamanında ancak ve ancak birbirimizle bir bütün olabileceğimizi hissediyorum.

rüzgar dolanıyordu gün batımının kızıllığında kaybolmuş bir kuş ürkekliği ile manolyanın,manolyamın saçlarında.gökyüzü baş kaldırıyordu bu manzaranın muhteşemliği altında.gökyüzü boşaltıyordu tüm yağmurlarını.yağdırıyordu rahmetini manolyanın kolları arasına.rüzgar hızlanıyor,yağmur şiddetleniyor manolya ziyadesiyle mutlu.ağaçlar çekingenliği başka bir boyuta geçmiş gibi usulca sallanıyor.ağaçlar sallanıyor.Manolya görüyor.bu eşsiz rahmeti, bu eşsiz tutkuyu.

Üşümüş bir halde yanımfa duran örtüye sarındım.Isınamıyordum.İç anadolunun keskin rüzgarı buz kestirmişti her yanımı yavaş yavaş
"Sarıl bana."dedim usulca.Tersleyebilirdi korkuyordum ne diyeceğinden gözlerimi sımsıkı kapattıp altıncı hissim dikkat kesildi.Bir dokunuş bekliyordum.Yavaş yavaş boynuma dolanan bir kol,adeta bir piton yılanı misali sinsi sinsi dolanıyordu boynuma.
"Nasıl ısındın mı biraz olsun dedi ufak bir sırıtış ile.Birden kalabalıklaşmıştı yalnız yüreğim.Bir kaç dakika geçmeden sarmaş dolaş bir hale gelmiştik

Tenlerimiz bu soğukta bir ateş misali yanarken gözlerinin içine baktım.Gözlerine hapsoldum,Tüm geçmişimi unuttum onun gözlerinde.Kelimeler anlamsızlaştı"Halbuki konuşmaya ne kadar muhtacım. Her şeyi içinde boğmaya mecbur olmak, diri diri mezara kapanmaktan başka nedir?" diye düşündüm.Gözlerim boynundaki benlerine kaymıştı.Haritasını ezberlemiştim.Tam öpülmelik bir dudağı vardı

"Sana dokunmak, hayatın içinde
durup dinlenmek gibi.Sana dokunmak, nefes almak gibi.Sana dokunmak, tüm kelimeleri yakmak gibi.Sana dokunmak, tüm insanları affetmek gibi.Sana dokunmak, hayatı temize geçmek gibi.Sana dokunmak, ölüme inat gibi."dedim ellerim yanaklarında
"Biri gelir seni sen eder, o kişide sensin benim için.Sana karşı artık bir şeyler hissetmeye başladım sanki bu şey çok farklıydı.Aşk desem hissettiklerim aşktan daha fazla ne bileyim sen benim bir parçam oldun."
Hiçbir yüzde şubesi yok gülüşünün."
Aklıma Cemal Süreyanın bir şiiri gelmişti.Okumalıydım ona şiiri sevdiği her halinden belli.

Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
kesmemeye
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
okudukça bir cesaret geliyordu korkak yüreğime.Gözlerindeki ateş daha da beliriyordu her tonlamamda.
Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
Afrika dahil
Bana sanki bir şeyler oluyordu.Okudukça utanıyor,sıkılıyor,kendime hayret ediyordum
Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Manolya kendinden geçmiş bir mayhoşlukla etrafına bakıyordu.Ellerimi tutuyor buseler konduruyordu.
Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
diziyorlar
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek Pasajında akşamüstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
Afrika hariç değil

Şiir okumayı bitirdiğim Manolya ağlıyordu."Bana kimse şiir okumadı"dedi ağlayarak.
"ilk olmak güzeldir"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kafamdaki Ütopyalar(Taslak )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin