3.Bölüm: "Acı Hevesler."

38.1K 1.3K 95
                                    


Yalın-Her şey sensin.

🍁

Sana, seni severken veda etmek zorunda kalmanın ağırlığı gitmiyor, bilmiyorsun.

Boğazımda, yaşadıklarımdan arta kalan bir yumru vardı. Ağlasam cözülür gibi, çığlık atsam kopup gidecekmiş gibi ama biliyordum ki, ne yaparsam yapayım o düğüm onları gördüğüm anda tekrar bir yumruya dönüşecekti ve o yumru, yıllardır içimde biriktirdiğim, onlara bir türlü hesabını soramadıklarımdı.

Biliyordum onların birlikte olduğunu ama bilmek yetmiyordu, gördüğümde yaşadığım acıya engel. Sırf bu görüntüyü görmemek için değil miydi yılardır bütün kaçışım. En kolayını yaptım ben, kaçtım. Başka ne yapılır bilmiyorum ki.
Acıtıyordu çünkü; bildiğin halde, görmek, duymak hiç olmadığı kadar acıtıyordu ve ben buna engel olamıyordum.

Üstelik ben bu acıyla nasıl başa çıkacağımı da bilmiyordum ki...

Herkese, her şeye kızgındım. En çok da körleştiğini zannettiğim duygularımın, onu gördüğü anda eskisinden çok daha da çoğaldığını fark ettiğimde; kendime.

Kendime, gururuma:; hayatındaki kadına ihanet ettiğimi bildiğim halde de gözlerimi ondan ayıramadım. Sanki yıllarca kör yaşamışım da gözlerimi onunla açmışım gibi bir heyecanla, bir açlıkla izliyordum suretini.

Değişmişti. Yüzünde eskisinden çok daha sert bir ifade taht kurmuş, hiç kimseye açılmayacak bir set çekmiş gibiydi. Üzerinde, işten çıkıp direkt buraya geldiğini belli eden siyah takım elbisesi vardı. Öyle çok yakışmıştı ki ona...

Ama en çok gözleri değişmişti. Gözlerinde tuhaf bir ifade vardı. Anlamadığım, belki de anlamak istemediğim bir ifade, bir acı. Aynı şekilde bakmıyordu bana. Sanki ona umut verip, başka biriyle ben nişanlanmış; ona ben ihanet etmişim gibi bir hayal kırıklığı vardı bakışlarında. Bir zamanlar nasıl bakıyordu ki acaba bana? Aşk zanetmiştim, sevgi zanetmişim o bakışı. Meğerse öylesine bir bakışmış, dünyamı alt üst eden o bakışı.

Şimdi yanındaki kadına mı bakıyordu, dünyanın en güzeliymiş gibi? Ondan başka herkese körmüş, gözlerini onunla açmış gibi. Fark ettirmeden tırnaklarımı avucumun içine daha sert batırdım. Ama sanki kalbime batırmışım gibi kalbim kanadı.

Ahu, onun nişanlısı. En azından bu zamana kadar nişanı yaptıklarını düşünüyorum. Güzel bir kadındı, Ahu. Sarı saçları ve yeşil gözleri vardı. Üzerine tam oturan mavi elbisesi çok yakışmıştı fiziğine ve yanındaki adama. Bu farkındalık kalbime kaldıramayacağım bir yük yüklemişim gibi ağrıtmaya başladı. Durduğum yerde çökmek istedim.

Bir zamanlar en yakınımdı, Ahu. Bütün dertlerimi anlattığım, aşık olduğumda ilk ona koştuğum, üzüldüğümde dizinde ağladığım o Ahu. Ama artık biliyordum; hiçbir ihanet düşmandan gelmezdi, en çok güvendiklerinden gelirdi ihanet.

Çünkü bir yabancının omzunda ağlamaz ona, en değer verdiğin sırrını anlatmazdın. Bir yabancı, seni bıçaklayacak kadar yakının olamazdı da. Bir yabancı seni vurduğunda bile iki gün sonra unutursun ama hayatının her anında yanıda olan o dostun gitse bile gölgesi hep üstünden kalırdı.

CANŞİKAR ( Mahalle kurgusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin