Arka Dansçı / Lee Know

Benimle beraber uyur musun?

Yüzüme örtülen şeyi hemen çekip derin derin nefes almaya başladım. Odadaydım, kendi odamdaydım. Yatakta doğrulup etrafa bakınmaya başladım. Alun karşımda duruyordu mutfakta ıslık çalarak bir şeylerle uğraşıyordu, e ben dün gece Minho ile öpüşmemiş miydim? Ne yani hepsi rüya mıydı!?

"Alun?" yataktan kalkıp yalın ayaklarla yanına gittim. Dün gece ayağımda çorap yok muydu benim? Ayrıca bu üzerimde ki pijama takımını ne zaman giymiştim? "Efendim?

Hazır ramenin içine sıcak suyu doldurdu. "Minho nerede?" kettleyi yerine bırakıp bana ters ters bakmaya başladı, ne yani dün gece gördüklerimin hepsi birer rüya mıydı? Şaka değil mi? Ama ben her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordum dün gece biz öpüşmüştük. "Ne Minho'su Dodo? Dün gece içtin mi? Zaten odaya geldiğinde sarhoş gibiydin"

Hayır ya rüya olamazdı! İmkansızdı böyle bir şey! Ya da soğuktan bayıldım  da rüya mı gördüm dün gece. Boğazımda derin bir acı vardı ve bir anda hapşırdığımda hasta olduğumu anlamıştım, e ben dün gece terastaydım tamam ama Minho gelmemiş miydi yani?

"Nasıl ya?" Alun telefonunu alıp kendini koltuğa attı "İyi değilsin sen hastaneye gidelim mi?" Ne hastanesi ya ben turp gibiydim her şeyi de hatırlıyordum. "Hayır iyiyim ben" dedikten hemen sonra tekrar hapşırdım. "Aynen canım çok iyisin" telefonuma bildirim düştüğü an koşarak telefonumu aldım. Saat on olmuştu ve ben bu saate kadar hâlâ yatıyor muydum?

"Neden uyandırmadın beni?"

-Lee Know
07:41
Günaydınn

08:27
Hâlâ uyuyor musun?

10:04
İşlerim anca bitti şirketten çıktım yanına geliyorum
Bir şey istiyor musun?

"Yah! Alun shi!" bana gülerek baktığında üzerine atladım "Bana yalan söyledin!" o ise kahkahalara boğulmuştu "Ama çok eğlenceliydi, o hâlini görmen lazımdı"

Alun'u sonra dövmem gerekliydi şu an hazırlanmam lazımdı telefonu elime alıp hemen yazmaya başladım.

Dodoyah-
Yok istemiyorum

Lee Minho benim sevgilimdi ne diyeceğim gelme felan mı? Ay inanamıyorum Lee Minho benim sevgilim!!

Tekrar telefonum titredi.

-Lee Know
Tamam geliyorum

Telefonu bir kenara fırlatıp boy aynasının önüne geçtim "Bu hâlim ne!?" üzerimi değiştirecek zamanım yoktu en azından saçımı başımı düzeltebilirdim. Yatağımın kenarında duran terlikleri ayağıma geçirdim banyoya koşup elime yüzüme su çarptım, bakım yapacak kadar zamanım olsaydı keşke.

Hapşırmaktan genzim yanıyordu artık nefes nefese kalmıştım. Saçlarımı tarayıp dümdüz gözükmesini sağladıktan sonra kalın bir tacı kafama baktım. Kirpiklerim doğal gözüksün diye uçlarına hafif hafif rimel sürdüm en kısa sürede yapabileceğim şey buydu. İçeri geri dönüp Alun'un yanına oturdum "Seni o kadar çok dövmek istiyorum ki" sözümün gerisini getiremeden hapşırdım.

"Saçım bozulur diye ses çıkartmıyorum akşama bittin sen" baş parmağımı bıçak misali kullanıp boğazımı kesiyor gibi yaptım "Yah! Ablana böyle davranmamalısın" dedi gülerek "Şimdi de büyük olmanı mı kullanıyorsun? Çok ayıp" kollarımı göğsümde birleştirip önüme döndüm.

"Dün gece ne olduğunu merak etmiyor musun?" her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırladığım için "Hayır" dedim. "Sen uyuya kaldıktan sonra" tabii ya dün gece kollarında uyuya kalmıştım. "Ne oldu ben uyuya kaldıktan sonra?"