"Sakin olun hanımefendi hamile değilsiniz" duyduğum ses ile sedyeden kalkıp Minho'ya sarıldım "Duydun mu hamile değilmişim"
Yerimde zıplamak istiyordum adeta. "Embriyo çoktan düşmüş" Minho elinde ki peçeteyi çöpe attıktan sonra beraber kadının masasının önünde ki koltuklara oturduk.
"Ama bir sorunumuz var" karnımda şu an bir şey yoktu, her ne söylerse söylesin beni mutsuz edemezdi.
"Ne var?" dedi Minho
"Rahminiz biraz zarar görmüş" dediğinde kaşlarım çatıldı. "Ee yani?" Bir ameliyat felan mı olmam gerekliydi anlayamamıştım.
"Hamile kalmanızı biraz zorlaştıracak bir şey bu" dediğinde yüzümde ki bütün gülümseme soldu. "Daha açıklayıcı olur musunuz?" Ben kafamı eğip saçlarımın yüzümü kapatmasına izin verdim. Kısık sesle ağlıyordum.
"Hamile kalmasının ihtimali yüzde elliye düştü. Hamile kaldıktan sonra hapı alması iyi etki yaratmamış rahminde. Eğer hamile kalsa bile doğumu çok zor geçer belki bir kaç ilaçla bunu düzeltebiliriz. O da hamile kalırsa eğer yapılan bir şey"
Ayağa kalkıp montumu giymeye başladım "Minho gitmek istiyorum" kadın bana acıyarak bakıyordu ve bu beni daha da kötü hissettiriyordu.
"Şu an yapmamız gereken bir şey var mı?" Minho'da ayağa kalkıp montunu giydi "Hayır sağlığını etkileyen bir şey yok" hemen hazırlanıp odadan çıktık.
Kafamı önüme eğip ağlamaya devam ediyordum, Minho'nun eli elimdeydi ve baş parmağı ile elimi seviyordu.
Şimdi hamile kalma ihtimalim düşüktü. Hamile kalsam bile doğumum zor olacaktı, dizilerde gördüğüm şeyler başıma gelmişti.
Her zaman bir bebeğimin olmasını istemişimdir o yüzden küçük çocuklarla aram hep iyidir. Ama kendi bebeğimin olmayacağını hissetmek aşırı kötü bir duyguydu benim için.
Beraber hastaneden çıktığımızda onun arabasına bindik. Kafamı cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım. Minho üzerindekileri çıkartıp arabayı sürmeye koyuldu.
Kısa bir süre sonra arabayı sahilde durdurdu. "Ne işimiz var burada?" Göz yaşlarımı silip ona baktım. "Biraz deniz havası iyi gelir diye düşündüm"
Buz gibi hava olmasını umursamadan arabadan çıktım. Merkezdeki karlar sahilin kumlarına karışmamıştı daha.
O da arabadan inip elimi sıkıca tuttu "Özür dilerim güzelim hepsi benim yüzümden oldu"
Artık bir şey diyecek takatim kalmamıştı kumların üzerine çöküp hıçkırarak ağlamaya devam ettim. Hemen yanıma çöküp kolları arasına aldı bedenimi.
"Düşüncesiz davrandım benim yüzümden oldu her şey çok özür dilerim" ben ondan bu sözleri duymak istemiyordum aslında. "Minho yeter böyle konuşma artık"
Bir süre sessiz kaldı benim ağlamam geçene kadar saçlarımı sevdi. Ağlamam geçince kafamı kaldırıp yüzüne baktım "Seni seviyorum" diye mırıldandım.
"Benden gitme olur mu?" İki aydır sevgiliydik ama ben ona o kadar bağlanmıştım ki sanki evliyizde hamile kalamadığım için beni bırakacak sanıyordum.
"Seni asla bırakmam" ona ulaşmak adına yüzünde ki maskeyi çenesine indirdim. Dudaklarını öperken göz yaşlarım onun dudaklarına da temas ediyordu.
Dudaklarımızı ayırıp alınlarımızı birbirine yasladı, yüzümü avuçlarının arasına alıp "Her şey düzene girecek söz veriyorum" dedi.
"Minho ben çok yoruldum" diye mırıldandım. Kendimi hiç ummadığım bir hayata sürüklemiştim, ilk şirkete geldiğim günü hatırlıyorum da keşke daha dikkatli olsaymışım.
![](https://img.wattpad.com/cover/358342627-288-k636464.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arka Dansçı / Lee Know
Fanfic"Minho" kat bomboştu, Doo-hyun da bundan destek almıştı. Minho durup arkasını döndü "Efendim?" "Seni çok seviyorum" dedi Doo-hyun. Ellerini Minho'nun omzunda koyup destek aldı, parmak uçlarında yükselip dudaklarını birleştirdi. Minicik bir kelebek ö...