24

4.9K 443 66
                                    

Jongin'in ağzından yazmak istiyordum uzun zamandır, beğenirseniz böyle devam ederim, beğenmezseniz yazar anlatımına dönerim *-* iyi seyirler ~♥~

•Jongin•

Sakin ol Jongin, kız istemeye gitmiyorsun Jongin, sevgilinin ailesiyle tanışmaya gitmiyorsun kendine gel Jongin! Sakinleştirme tekniklerinde ne diyolardı? Derin nefes alıp ver öyle mi? Siktir ordan! Ben nefes alabiliyor muyum ki derin nefes alayım.

Üstümü başımı düzelttikten sonra titreyen parmaklarımı zille buluşturdum. Kapı açılana kadar sakinleşirim belki diye düşünüyordum ama evin içinden gelen zil sesinin duyulmasından saniyeler sonra kapı açıldı. Öküzün tirene baktığı gibi kapıya çıkan güzel kadına bakıyordum.

"Omoniiii ne kadar da yakışıklı!~" uzanıp yanaklarımı sıkmaya başladığında şiddetle sevmenin Do'lara özel olduğunu anladım.

"Anneee!" Kyungsoo gelip annesinin elinden zorla yanaklarımı kurtarırken gözüm bu sefer de ona kaydı. Okul gezisinde iyi giyinmişti, normalde zaten bakımlı birisiydi ama bu gece gözüme farklı bi güzel göründü. Saçları her zamanki gibi alnına düşüyordu, kapının giriş ışığı üstüne vururken parıl parıl parlıyordu. Siyah düz bi pantolonun üstüne kırmızı yakalı, düz bi t-shirt giymişti. Gayet sade ama güzeldi...

"İçeri girsene~" annesi kocaman gülümseyerek söylediğinde dünyaya döndüm. İçeri geçince elimdeki poşetlerin birini Kyungsoo'ya birini annesine uzattım.

"Tatlı mı aldın, ne gerek vardı?" ayakkabılarımı çıkarırken kafamı kaldırıp iyi çocuk gülümsememi sundum.

"Gerçekten beni şişmanlatmak istiyosun! Ben bunları hazırlayana kadar sen de 'annemle' tanış, hemen geliyorum." annesinin elinden tatlıyı alıp beni ölüme bıraktı. Annesi yanıma gelip koluma girerek içeri doğru sürüklerken iyi çocuk havamı devam ettirip utangaçlıkla kızarıyordum. Kanepenin birinin önüne geldiğimizde önce kendi oturup sonra kolumdan çekerek yanına oturmamı sağladu. Kyungsoo'nun aksine oldukça hareketli bi kadındı.

"Eee nasılsın Jongin?"

"İyiyim efendim siz nasılsınız?" sorduğum soruyla yüzünü ekşitti

"Bu ne resmiyet Jongin-ah, rahat ol~ Anne diyebilirsin" 'ohoo o ifadeyi çoktan benimsedim ben' diyesim geldi bi an

"İyiyim anne, sen nasılsın?"

"Anne rahat bırak çocuğu!" elleri tekrar yanaklarımı bulduğunda Kyungsoo'nun sesi duyuldu

"Aman annesinden rahatsız olacak değil ya, dimi hayatım?" Kyungsoo'nun gözü sinirle atmaya başlarken genişçe sırıttım

"Tabiki annecim~"

"Çerezler.hazır.biz.gidelim." dişlerini sıkarak söylediğinde kahkaha atmamak için kendimi zorluyordum

"Başka bi gün yemeğe gel tamam mı Jongin-ah?"

"Umarım gelebilirim." ayağa kalkıp Kyungsoo'nun peşinden mutfağa sürüklendikten sonra hazırladığı çitos tabağını alıp tekrardan peşine takıldım. Nerden girdik nerden çıktık anlayamadan kendimi arka bahçede buldum. Tahmin ettiğim gibi duvarla çevriliydi. Buna ek olarak duvarların kenarına ağaçlar ekilmiş, bahçe görünmemek üzere gizlenmişti. Ön bahçe gibi arka bahçede de yeşillik hakimdi. Çiçekler sadece kenara konmuş, ortası çimenlik olarak bırakılmıştı. Köşedeki salıncağı görünce zihnimde Kyungsoo'nun küçüklüğü canlandı.

"Babam yapmıştı." söylediği şeyle önceden babasından hiç bahsetmediğini fark ettim. "Annem ve babam 4 yıl önce ayrıldı." yüzüne baktığımda hüzünlü bi ifade görmedim. "Endişelenme, alıştığım için artık üzülmüyorum." kanepenin minderlerini alıp kucağıma koyarken söyledi. Altını açıp yatak gibi uzattıktan sonra elimden minderleri tekrardan alıp kanepenin başına koydu. Kocaman çitos tabağını en ortaya koyup ayak ucuna katlanmış şekilde örtüyü koyduktan sonra kola bardaklarından birini elime tutuşturup kenara oturdu. Diğer kenara oturduğumda laptopu kucağına koyup ekranı açtı.

"Hangi filmi seçtin?"

"Yarının Sınırında." söylediğim ismi arama motoruna girdikten sonra çıkan sitelerden birisine girip incelemeye başladı.

"Yaşa öl, tekrar et... Afişten çok film özeti gibi olmuş." o meşhur kalp dudak gülüşünü yapmadan önce mırıldandı. "Bilim kurguyu gerçekten seviyorsun anlaşılan."

"Film olarak evet. Kitaplarda polisiyeyi daha çok severim."

"Polisiye filmler?"

"2 saatlik olan bir şeyin sonunu tahmin etmeye çabalamayı sevmiyorum. 500 sayfanın içinde türlü tahminlerde bulunmak daha eğlenceli." filme tıklayıp tam ekran yaptıktan sonra yüzünü bana döndü.

"Ben de polisiye kitapları daha çok seviyorum."

"Kitaplarımızı birbirimize sunmalıyız."

"Bana uyar." filmin giriş sesi duyulduğunda ikimiz de ekrana döndük.

Film esnası boyunca filmi değil onu izledim demek isterdim ama film harika olduğu için heyecanla gözümü kırpmadan ekrana bakmıştım. Kyungsoo da benden farksızdı gerçi. Çitoslar bitince tabağı yere koyduktan sonra aramızdaki mesafe tamamen kapanmıştı. Vücutlarımızın birbirine değdiğini filmin sonunda fark etmiş, anın tadını çıkarmayıp filme daldığım için kendime küfür etmiştim. Bilgisayarı kapatıp kenara koyduktan sonra yüzünü bana döndü.

"Harikaydı!" dedi gözleri ışıldayarak

"Bence de öyleydi." diye karşılık verdim. Örtüyü alıp üstümüze örttükten sonra başını mindere yaslayıp yüzünü gökyüzüne döndü.

"Sen de yatsana" dediğini yapıp yanına uzandıktan sonra ben de gökyüzüne döndüm. Bedenlerimizin birbirine yapışık olduğu gerçeğini görmezden gelmeye çalışarak yıldızları inceledim.

"Demek bahsettiğin iki salak Chanyeol ve Jongdae'ydi?"

"Evet onlardı."

"Jongdae aptalın teki ama Chanyeol'ü hiç bilmiyorum, nasıl biri?" damarlarımdaki kan kıskançlıkla kaynamaya başlarken derin nefes aldım.

"Dışardan bakınca biraz soğuk biri ama aslında çok iyidir."

"Havalı biri..." gözlerimi devirdim

"Kesin öyledir." sakinleşmeye çalışarak derin bi nefes daha aldım. Şu derin nefes alınca sakinleşiyoruz saçmalığını hangi geri zekalı çıkardıysa alkışlamak istiyorum gerçekten. Çünkü bi sike yaradığı yok!

"Baekhyun nasıl biri?"

"Fazla gürültücü ama eğlencelidir."

"Sevimli biri..." kaşları çatıldığında kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.

"İleride ne olmak istiyorsun?" yüzümü ona döndüm.

"Hiç düşünmedim." o da yüzünü bana dönünce yüzlerimiz arasındaki mesafe santimlere inmişti

"Ne tesadüf ben de..." gözlerim gülümseyen dudaklarına kaydığında ağzımdan hiçbir kelime çıkamadı. Aradan geçen uzun sessizlikte içimde yaşadığım çelişkilerle dudaklarını izledim. Yüzümü yüzüne biraz daha yaklaştırıp dudaklarımı yumuşak dudaklarına bastırırken ne düşüneceğimi bilmiyordum. Neden bunu yaptım, ya da bundan sonra aramız daha mı kötüye gider soruları beynimde dönüyordu. Gözlerim kapalı bir şekilde saatler gibi süren saniyeler boyunca dudaklarını bırakmak istemediğimi fark ettim.

Geri çıkıp tepkisini ölçmek için gözlerine baktığımda kapanmış olduklarını gördüm. Uyumuştu... Bir yanım hayal kırıklığı yaşarken diğer yanım sevinmişti. Örtüyü üstüne iyice örtüp kolumu beline sardım. Yanağına hafif bi öpücük bıraktıktan sonra ben de kendimi uykuya bıraktım.

İlk öpücük~İlk defa bi bölümde mesajlaşmadılar asjsjsk Nasıldı?

Bi önceki bölümün sonuna eklediğim notta 'kavuşmayacaklar' yazmışım, aslında 'henüz kavuşmayacaklar'demem lazımdı, yalnış şeyolmuş kusura bakmayın adjdksk KaiSoo tabiki kavuşacak mal mısınız asjdksl neyse bu sayede psikopat okuyucularımı tanımış oldum, bölümü o iki psikopata hitaf ediyorum adjfks

@lovexotick √√
@SeksiPezevenkSehun √√

Kakao Dark √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin