45

4K 278 95
                                    

"Böyle sevgilim olsa sokağa salmam." pratik odasının camına yapışmış kızlardan biri mırıldandı. Kim bilir yine kime yavşıyordu sürtükler. Neyse, umrumda değil.

"Bu soğukta neden dışarıda bekliyor ki?" sizene ulan sizene! Belki soğuktan zevk alıyordur, olamaz mı?! Jongin'e 'kızlar daha iyidir' benzeri söylediğim şeyleri hatırlıyor musunuz? Silin onları. Hepsi sinir etmeye programlanmış gibi.

"Aaa benim ayakkabımdan giymiş!" cırlayan kızın ayakkabısına kaydı gözlerim. Aynısını geçenlerde Jongin'e almıştım. Sahi, o ne yapıyor acaba... Özledim ulan!

"O dolgun dudaklara yapışıp bi ömür orada yaşayasım var." cidden öğğğ ama!

"Fantezilerinizi dinlemek zorunda mıyız?!" çıkışmamla beraber diğer erkekler de beni desteklemişti. Erkek dayanışması forever!

"Hiçbir zaman böyle bi yakışıklılığa sahip olamayacağın için kıskanıyorsun!" ay götüm! Küçümser ifademi takınıp cama yaklaştım. Gördüğüm kişiyle beraber ifademin yerini gülümseme aldı.

"Üzgünüm tatlım, öyle bi öyle bi yakışıklılığa 'sahibim' zaten. Kıskanması gereken ben değilim, sizsiniz." soran olursa aşırı doz ergenlikten öldü dersiniz.

"Jongin?" seslendiğimde gülümseyerek yüzünü bana döndü.

"Bebeğim!" ciddi geri zekalı bu çocuk. Sözde okulda sebgili olduğumuzu belli etmeyecektik. *Göz deviren emoji*

"Bebeğim ne Allah aşkına." yanına gi kolunu cimdiklediğimde ciyaklayarak elimden kurtulmaya çalıştı.

" 'Bebeğim' bi tür tamlama." kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Dışarıdan görüp de bizi arkadaş sanan varsa ağır maldır. Ciddiyim. (Momentları izlerken ben asjdjdk)

"Bunu duyan beş sözelci intihar etti. 'Bebeğim' nasıl bi tamlama olabilir? 'Kapının kolu, masanın bacağı, sıranın üstü' falan filan bunlar tamlama." omzumdaki kolunu belime yerleştirip baş parmağıyla hafifçe okşadığında boğazımın kuruduğunu hissettim.

"Kapının kolu varsa benim de 'bebeğim' var ne olmuş yani. Kapı ve kolu birbirini tamamlayabilir de biz tamamlayamaz mıyız?"'konuyu kısa tuttum ama bi sik anlamamışsın' diyecek olsam da sonradan susmayı seçtim.

"Neden beni aramadın saftirik, üşümedin mi?"

"Aşkınla ısındım." çok çok çok fazla abartı bi öğürme sesi çıkardıktan sonra kahkahasına katıldım.

"Cidden iğrençsin." gözlerimi devirdiğimde belimde olan elini sıkılaştırdı. Kalın paltoma rağmen her dokunuşu nasıl iliklerime kadar işliyordu şaşırtıcıydı.

"Dersin bitene kadar bekleyecektim ondan aramadım."

"Dersim yoktu, ek pratiğe kalmıştım. Şu elini de cebine sok, üşüyeceksin." Kore'de sert bi kış vardı bu yıl. Soğuktan ölen insanlar bile olmuştu. Elini belimden çekip moltumun cebine sokarak elimi tuttu. "Yahhh, çok soğuk!" diye çıkıştıysam da sıkıca tutundum eline. "Nereye gidiyoruz?" metroya inerken sordum.

"Eve gidelim, dans pratiği yaparız." ahanda dans dedi dimi o? Oğlum bana dans deme ne dersen de ya.

"Karnım aç, yemek mi yesek?"

"Önce yemek yiyip öyle çalışırız o zaman." yanımızdan geçen bi çift pozisyonumuza mal mal baksa da takmayıp yolumuza devam ettik.

*****

"Ayağını öne atarken bedenini de onunla beraber göndermemelisin. Önce adımını at sonra ileri doğru atıl." yanda kollarını birbirine dolamış bi şekilde dikilip beni izleyerek söyledi Jongin. Pazartesi günü dans dersim vardı ve sırf dans eğitmeni bana 'yanlış yapıyorsun' mazeretiyle yaklaşır diye belli hareketleri öğretmek istemişti.

Kakao Dark √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin