41

4.5K 341 79
                                    


Çiftimizin sabrını taşıran son nokta Bayan Do'nun "taşınıyoruz" demesi olmuştu. Kyungsoo'nun bunu Jongin'e söylemesiyle çocuğun cinlerinin tepesine çıkması anlıktı. "EHH BE YETER ARTIK! REŞİTİZ ULAN BİZ! HADİ GİDELİM KYUNGSOO!" diyerek çocuğu dağ evine kaldırmayı kendi bile beklemiyordu. Ama hayat şartları bunu gerektiriyordu bazen

Dağ evi dediysek de aklınıza karanlık, şömineli, elektrik olmayan, suyun depolarda sınırlı olduğu, Allah'a emanet tahta bi baraka gelmesin. Jongin'in zengin dayısının dört döşeli yazlığıydı gittikleri. Hatsafhada teknolojiyle döşenmiş, deniz kenarında bi yazlıktı.

"Buna hiç gerek yoktu." kumlara uzanmış yıldızları izlerken istemem yan cebime koy havasında söyledi Kyungsoo.

"Bu yaz hiç tatil yapamadık, tatil yapmış oluruz." elindeki çubukla kumlara garip garip şekiller çizerken mırıldandı.

"Sonsuza kadar kaçamayız." kafasını yanına çevirip yerde yatan minik bedene indirdi.

"Sonsuza kadar kaçmayacağız zaten." kendinden emin çıkan sesle bakışlarını Jongin'e çevirdi.

"Sen ne yapmayı düşünüyorsun?" ona uyup yanına uzandı Jongin de

"Hangi konuda?"

"Ailenle yaşamaya devam mı edeceksin?" bu soru ikisine de birbirleriyle devam edecekleri geleceklerini düşündürdü.

"Üniversitede ayrı eve çıkmayı planlıyordum." bu cevap ikisine de umut ışığı oldu.

"O zaman beraber küçük bi ev kiralar mıyız?" gözleri parlayarak Jongin'e bakarken umutla sordu Kyungsoo.

"Aksini düşünme bile." unut vaat edercesine gülümsedi Jongin. Tekrar yıldızlara döndüler. Kısa süre sonra parlak yıldızlar yerine karanlık bir silüet belirdi Jongin'in üstünde. Ne olduğunu anlayamadan hafif hareketlerle kasıklarına konan yumuşaklığı hissetti. Omzuna değen kısa parmaklardan sonra dudaklarına değen sıcaklığı hissetti.

"Kyungsoo..." dedi dudaklar dudaklarından kısa süreli ayrıldıktan sonra. "Ne yaptığının farkında mısın?" üstündeki yumuşaklık kasıklarına baskı yaptı hafifçe.

"İstiyor musun?" kendin beklenmeyen şekilce işveyle sordu.

"Sen..." dedi Jongin kasıklarına sürtünen dokunuşlar yüzünden kendini kaybetmemeye çalışarak. "İstiyor musun?" cevabı alamadan üstündeki ağırlık yerini boşluğa bıraktığında kontrol edemediği bi hayal kırıklığı hissiyle baş başa kaldı. Gözünün önüne uzatılan ele baktıktan sonra kafasını kaldırıp gözlerini elin sahibiyle buluşturdu. O gün banyoya doğru çekilmeden önce yaşamıştı böyle bi anı. Yine aynı şekilde ilk defa görüyormuş gibi önüne uzatılan eli inceledi. Sonra ne yapacağını bilemez şekilde eli tuttu. Sonrasında Kyungsoo önde kendisi arkada bir yerlere çekildi.

Adımları yazlığın terasını bulduğunda gülümsedi. Yıldızlar burdan daha muhteşemdi. Hava buraya daha tatlı esiyordu. Beline dolanan kollara çevirdi bakışlarını. Kyungsoo'nun içine neyin kaçtığını merak ediyordu.

*Anlayacağınız üzre burdan sonrası biraz şey*

T-shirtünün ucunda hissettiği dokunuşla ürperdi. Yukarı doğru çıkan kumaş parçasıyla üst bedeni yavaş yavaş çıplaklığın esiri oluyordu. Tshirt yerle buluştuğunda omzunda hissettiği ıslak dudaklarla bütün bedeni titredi. Dudaklarıyla aşağıya doğru minik minik öpücükler bırakarak ilerlerken bel boşluğuna gelince durdu. Bi süre sessizlik oldu. Ne dokunuşlar vardı ne öpücükler. Geriye döndüğünde yere yarı oturur bi şekilde duran küçük bedeni gördü. Onun gibi yere çömeldikten sonra başını iki elinin arasına alıp dudaklarını uzun saniyeler boyunca diğerinin dudaklarına bastırdı.

Kakao Dark √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin