Kookie~6

2.3K 245 81
                                    

"Taksiyle falan mı gelsen? Ya da bi araba daha mı alsak Jongin?" kahvaltıdayken aniden sordu Kyungsoo.

"Ne gerek var? Metroyla gidiyorum zaten."

"Ben de onu diyorum, metroda sefil oluyorsundur." gülümsedi Jungkook. Birileri tarafından düşünülmek hoşuna gitmişti. Ama okulunun yeterince pahalı olduğunu biliyordu.

"Kore'deki öğrenci nüfusunun büyük bir çoğunluğu metrobüs kullanıyor. Sorun yok."

Bakışları ikisi arasında giden Jongin mala bağlamıştı. Öncelikle, Jungkook az önce gülümsemiş miydi? İkincisi,  bunlar ne ara bu kadar samimi olmuştu?

"Araba almasına alalım da ehliyet olayını nasıl çözmeyi düşünüyorsun?" tek kaşını kaldırarak sordu Jongin.

"Ah... Ben her seferinde senin yaşını unutuyorum. Bu kadar uzun olmak zorunda mıydın?!"

"Ben uzun değilim..." dedi gülümsemesini bastırmaya çalışarak "Sen ortalamanın altındasın."

"Seni velet!" eline çatal alıp sandalyeden kalktığında Jungkook da yan sandalyeden çantasını alıp kapıya doğru kaçmaya başlamıştı. Tam dış kapıyı çekecekken kafasını tekrar içeri uzattı.

"Eve gelirken bir şey alayım mı?" biraz duraksadı. "Süt gibi bir şey mesela... İhtiyacın var belli ki."

"Şovalye zırhı al!" kahakaha atıp kapıyı kapatan Jungkook'a mı şaşırsa arkasından Kyungsoo'nun hiçbir şey olmamış gibi yanına oturmasına mı bilemedi.

"Siz ne ara bu kadar samimi oldunuz?" yanlış anlamayın, hoşuna gitmemiş falan değildi. Yanlızca biraz şaşkındı.

"Bilmiyorum..." dedi Kyungsoo yüzünde geniş bi gülümsemeyle. "Hala o kadar samimi değiliz ama eve geldiği ilk günkü gibi de değil."

"Aileden dışlanmış gibi hissediyorum." dudaklarını sarkıtan adama baktı Kyungsoo. İki eliyle sevilesi yüzü kavrayıp kendine çekti.

"Dışlandığın falan yok. Ama ona biraz daha yakın olmaya çalışsan fena olmaz."

"Uh..." dedi Jongin düşünceli bi halde "Nasıl yakın olabilirim?"

"Onu da sen düşün moron kafalı!" klasik Kyungsoo işte... Yüzünden uzaklaşmaya başlayan yüzü tutup engelledi Jongin.

"Dersin 2 saat sonra başlıyordu değil mi?" yüzüne çapkın bi gülümseme yerleştirmişti.

"Siktir git Jongin! Senin yüzünden geçen sınıfta sandalyeye oturduğumda sesli bi şekilde küfür ettim." kahkaha atmıştı Jongin. Kyungsoo ise aklına gelen anıdan pek de memnun olmuşa benzemiyordu.

"Edepsiz karıcım~ Nasıl kurtardın peki?"

"Önceki gün perde asarken düştüğümü bu yüzden otururken zorluk çektiğimi söyledim. Sonra o son sınıflardan Hoseok denen çocuk 'Perde asmak için biraz kısa değil misiniz?' diye sordu, rezil oldum!" anlatırken sinirden kızaran kısa çocuğu kolundan tutup kucağına çekti Jongin. "Çok mu kısayım?" bu sefer dudaklarını büzen oydu. Dışarıdan bakan biri bunların 26 yaşında olduğuna asla inanmazdı.

Küçük eli tutup kendi elinin üstüne koydu Jongin.

"Kötü mü duruyor?" dediğinde ikisi de ellerine bakıyordu.

"Uyumlu duruyorlar." parmaklarını Kyungsoo'nun parmaklarının arasından geçirip avuç içlerini birbirine yapıştırdı Jongin.

"O zaman sorun yok." gülümseyerek söylediğinde Kyungsoo Jongin'in güzelliğine erimişti. Bu adamın en büyük etkisi hiç şüphesiz gülümsemesiydi. Kendini hızla ileri atıp gülümseyen dudaklara bastırdı dudaklarını.

Kakao Dark √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin