yoongi
nerdesin (12:45)
hoseok
bahçedeyim
çardaklarda oturuyoruz
neden
yoongi
yanima gelie misin
hoseok
bi şey mi oldu?
yoongi
sorgulama hoseok gel iste
revirdeyim
hoseok
nwsıl
revirde ne yapıyoesun??
bi ywrine bi şey mi oldu yoongi niye önceden söylemiyoesun ya
yoongi
endiselenecek bir sey yok
kasima ve dudagima pansuman yapilmasi gerek sadeceogretmen yardim edecekti ama senin gelmeni istedim
hoseok
nasıl endişwlenecek bur şey yok pansuman diyoesun kavgs mı ettin ki yoingi ya çocuk musun sen bu uaşta ne kavgası bad boy mu oldun brnim başıma kafayı yiceb ya
yoongi
vazgectim gelme hoseok
destan mi yazdin iki dakikada bu ne
kafami sisireceksin simdi
hoseok
sus grldim
telaştan ne ara revire geldiğimi bile anlamamıştım, kapıyı açtığım gibi kendimi içeri attım. büyük ihtimalle kavgaya karışmış olmalıydı. o an o kadar sinirlenmiştim ki, başını belaya sokup beni endişlenedirmekten başka bir şey yapmıyordu. iyi olduğuna emin olduktan sonra kafasına vurmayı unutmayacaktım.
yatağın üstünde oturmuş elinde ki pamukla oynuyordu, beni görünce hafifçe gülümsedi.
"sen beni delirtecek misin yoongi, niye kavga ediyorsun ya!"
yüksek çıkan ses tonumla gülüşü solmuş, şaşkın bir ifadeye bürünmüştü yüzü. sert çıkmış olabilirdim ama gayet haklıydım, birileriyle dalaşmasından nefret ediyordum.
"ne bağırıyorsun lan, ödüm koptu."
umursamadan yanına gidip oturdum ve yüzüne dikkatlice eğilip baktım. dudağındaki ve kaşındaki kanları görünce ister istemez yüzümü buruşturdum.
"abartma hoseok, çizildi alt tarafı."
yüzüne rağmen bu kadar rahat olması beni iyice sinirlendirirken kendime engel olamayarak koluna bir tane vurdum.
"ah! oğlum suratım yeterince acıyor zaten, sen niye vuruyorsun?"
"vururum, sende alt tarafı çizik diyip küçümseme."
nefesini verip kafasını sağa doğru çevirince masanın üstünde duran solüsyonu alıp temiz bir pamuğa döktüm. daha sonra kaşındaki yaraya hafifçe dokundurdum.
"acıyor mu?"
"yok, acımıyor."
aynı işlemi dudağına da uyguladım.
"kiminle kavga ettin?"
"boşver sen bunları, gereksiz zaten."
dediği şeyle tekrar sinirle kaşlarımı çattım, beni sinir etmekten başka bir şey yapmıyordu gerçekten.
"ne demek boşver yoongi? çabuk söyle, kiminle ve neden kavga ettin?"
"maça hazırlık yapıyorduk, takımdaki bir çocukla tartıştık biraz. bu kadar."
gözlerimi kısıp şüpheyle baktım yüzüne. pek inanasım gelmemişti.
"niye baktın öyle? doğru söylüyorum hoseok."
"tamam ya, bir şey mi dedim?"
konuşacakken sözünü kesip tekrar söze atladım, "bak çocuk çocuk hareketler yapmayın bir daha, tamam mı? kavga yok."
"tamam tamam. kafamı şişirdin yine ya." dedi söylenerek.
"birde söyleniyor ya!" elimde ki pamuğu masanın üstüne attım ve trip atar gibi arkamı döndüm. "bir daha benden yardım isteme." diyip revirden çıktım. gıcıktı işte, gıcık!
Yoongi hayvan misin odun musun cocugum QLSMQLSMWLS
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Felicity | Sope
Hayran KurguYoongi, Hoseok'un peşinde koşmaktan asla vazgeçmiyordu. [texting]