bir

353 11 2
                                    

Attığı adımlar giderek hızlanıyordu. Hata yapma şansı yoktu. Arkasındaki grup onu takip ediyordu. Okulun bahçesinden içeri doğru adımladı. Tek umudu kendi grubunun burada onu hazır beklemesiydi. Yoksa yiyeceği dayak onu yoğun bakıma kadar götürürdü.

"Deniz, geliyor musun?"

"Hayır. Okulda kalıp biraz daha ders çalışmam lazım." Atlas Deniz'in cevabını duyduğunda elindeki çantasını sırtına attı ve sınıftan çıktı. Yazılıların başlamasıyla çalışmaları da artmıştı Deniz'in. Evde çalışacağı sessiz bir ortam olmadığı için okulu tercih ediyordu.

Önündeki büfeden bir şeyler almak için sınıftan çıktı Deniz. Bahçeye indiğinde kavga eden iki grup görmeyi beklediği en son şeydi. Herkes birbirine yumruk atıyor küfürler savuruyordu.

Ve hayatındaki şansı burada da yanında olmuştu. Ne olduğunu anlamadan birisi onu yanına çekmiş yüzüne yumruğu indirmişti.

Yerde otururken önce ona uzatılan ele sonra da elin sahibine çevirdi kafasını. "Baray?" Okulun popüler sayılabilecek çocuklarındandı Baray. Bir grup liderdi de denebilirdi hatta. İnsanlara karşı genelde soğuk ve duygusuzdu.

Uzattığı elini tutup ayağa kalklı Deniz. Boyları arasındaki fark belli olur seviyedeydi. "Kusura bakma." Tamamen soğuk bir sesle söylemişti bu cümleyi. Deniz karşısındakinin yüzüne daha da dikkatli baktığında elmacık kemiğindeki morluğu ve kanaya kaşını gördü.

"Kaşın kanıyor." Baray elini kaşına attı ve kanayan yere bastırdı. "Bir şey olmaz."

Kaşındaki eli çekip Deniz'in bileğini sardı. "Bak gerçekten kusura bakma. Hatta zamanın varsa seni kendimi affettirmek için bir yere götürebilir miyim?" Baray Deniz'in adını bile bilmiyordu. Aynı okulda olmalarına rağmen yüzü tanıdık bile gelmemişti. Adını nasıl öğrenebilirim düşünceleri beyninde dolaşırken konuşan Deniz oldu.

"Fazla zamanım yok." Aslında zamanı vardı ve nereye götüreceğini merak ediyordu. Ama istekli görünmek istemedi Deniz.

Cebinden telefonunu çıkarttı ve annesine mesaj attı. Baskıcı bir ailede büyümeyi sadece yaşayanlar anlardı. Her anından haberleri olsun istiyorlardı bu da Deniz'i çok bunaltıyordu.

Yanında Baray arabayı kullanırken neredeyse gün batmıştı ama vardıkları yere gelememişlerdi. "Ne kadar kaldı?" Baray ona dönmeden konuştu "20-30 dakikaya oradayız. Bu arada senin adın ne ya?"

Deniz onun adını bilmemesine şaşırmamıştı. Bu kadar silik bir karakter olduğunu biliyordu. "Deniz." diye fısıldadı sessizce.

"Simsiyah gözlerinin aksine ha." Deniz Baray'dan böyle bir cümleyi beklemediğini her haliyle belli ediyordu. Şaşkınlıktan donup kalmış denilebilirdi. Gözlerini Baray'dan çekip yola döndürdü.

"Geldik." Deniz gözlerini yavaşça aralamıştı. Yorgunluktan uyuyakaldığını Baray ona dokunduğunda fark etti. Karşısında bir pist ve bir sürü araba vardı. "Çöplüğüme hoş geldin Deniz."

Baray ellerini iki yana açmış etrafı gösteriyordu. Deniz de arabadan indi. Tepe gibi bir yere park edilen araba aşağıdaki yarışı ve tüm arabaları görüyordu.

Yan yana piste doğru yürürken görenler Baray'a selam verip yoluna devam ediyordu. Deniz gördüğü şeyle gözlerini büyüterek açtı. "Onlar-" yüzünü Baray'a dönüp devam etti cümlesine. "Onlar öpüştü."

Baray dudağına koyduğu dalı çakmakla yakıp bir nefes aldıktan sonra konuştu. "Poyraz ve Batu mu? Sevgili onlar zaten."

Deniz karşısındakinin bu cümleyi nasıl bu kadar rahat kurduğuna şaşırıyordu. Aslında şaşırması gereken bir durum yoktu. Kendi arkadaşı da böyleydi. Sadece arkadaşını hiç sevgilisiyle öpüşürken görmediği için şaşırmıştı.

Demin gördüğü görüntüler gözünün önünden gitmezsek pistin oraya varmışlardı. Baray biten sigarasını yere atıp ezdi. Arabalardan birine doğru yürüdüğünde eğilip süren kişiye "İn. Ben yarışacağım." dedi.

Deniz'i asıl şaşırtan şey karşıdaki kişinin Baray'ın lafını ikilettirmeden inmesiydi. Dikkatle Baray'ın her hareketini izlerken yanında duyduğu sesle irkildi. "Merhaba." Elini Deniz'e doğru uzatıp cümlesine devam etti. "Adım Poyraz. Baray'dan sonra gruptaki en üst kişi benim. Telefonunu alabilir miyim?"

Deniz neler döndüğü bilmiyordu ama iyi şeyler olmadığı kesindi. "Deniz." dedikten sonra telefon numarasını da verdi karşısındaki çocuğa. Kafasına piste çevirdiğinde Baray'ın birisini dövdüğünü gördü. Çocuk yerde ağrıdan sayıklarken Baray üstünde yumruklarını savuruyordu.

Bu görüntüye daha fazla katlanamayacağına emindi Deniz. Hızlı adımlarla ordan uzaklaştığında ilerideki taksi durağını gördü.

"Bu saat olmuş neredesin sen?"

"Geldim işte anne. Çok yoruldum duş alıp uyuyacağım ben." Oflayarak odasına doğru yürüdü Deniz. "Anneye of denmez." Arkasından bağıran kadın onu sadece güldürüyordu.

Ailesinin onu sevdiğini ve önem verdiğini görebiliyordu. Ama her şeyin olduğu gibi sevginin de fazlası zarardı. Deniz'i bunaltıyorlardı ama bunun farkında bile değillerdi.

Bugün yaşadığı şeyler ona çok fazla gelmişti. Monoton hayatına gelen hareketlilikten memnun muydu emin değildi. Ve gördüğü şey. Onu rahatsız etmiş miydi bilmiyordu. Etrafında böyle şeyleri görmediği için garipsemişti belki de. Kafasındaki düşüncelerden sıyrılıp duşunu aldı.

Duştan çıktığında bildirim gelen telefonuna kaydı gözü.

"Bir yeni gruba eklendiniz: Roller Coaster"

Dedim bi lise kurgumuz olmasın mı be. İlk olarak bölümü nası buldunuzzz sonrasında da minik bi açıklama yapıyım arkadaşlar roller coaster Baray'ların grup adı

Roller Coaster I BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin