Yanına adımladığımda durmuş elindeki sigarasıyla tepeden ilerideki yarışı izliyordu Baray. Benim geldiğimi fark etmiş olacak ki bana döndü.
"Sigara ister misin?"
Ne diyeceğimi bilememiştim. Beni mi deniyordu emin değildim. Birkaç kere daha aynısı olmuştu. Kararsız bir sesle "Olur." dedim.
Geçen saniyelerin ardından hala bir eli cebinde diğer eli sigarada öylece duruyordu. "Vermeyecek misin?" dedim sabırsız bir sesle.
Çocuksu çıkan sesimle gülümsemesini gizlemek için kafasını önüne eğdi Baray. Yüzünün her ayrıntısına dikkatlice bakıyordum. Kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı.
Tüm vücudunu bana dönmüştü ve cebindeki elini çıkartmıştı. Sigarasından aldığı uzun dumanı ağzında tuttu. Enseme attığı eliyle yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Ensemdeki el zaten yanan vücudumu daha da alevlendiriyordu sanki. Dudaklarımın üstüne üflenen dumanla gözlerimi kapattım. Üflediği dumanı dudaklarımın üstünde ve ağzımın içinde hissediyordum.
Önce dudaklarımın üstündeki duman sonra da ensemdeki el çekilmişti. Öpüşmemiştik ama neden öpüşmüş gibi hissediyordum. Kalbimin hızı duymamasını umarak bir adım geriye gittim.
"Özür dilerim."
"Ne? Neden özür diliyorsun?"
Uyandığımda ne Baray vardı ne o tepedeydik. Elimde telefonla uyuyakalmıştım sadece.
Yavaş adımlarla banyoya gidip yüzümü yıkadım. Güneş doğmaya yakındı ama benim uykum yoktu. Başımda hafif bir ağrı vardı. O da ağlayarak uyuduğum içindi muhtemelen.
Birinin cama tıklatma sesiyle irkildim. Camım balkonumuza bakıyordu. Kapısı salondan olan bu balkona salon camı ve benim camım bakıyordu. Hızlı hareketlerle cama adımlayıp perdeyi açtığımda gördüğüm şey Baray'dı.
Balkonda durmuş bana el sallıyordu.
Camı açıp onu camdan içeri soktuğumda hala şaşırmış gözlerle bakıyordum. "Baray. Nası geldin?"
"Zaten 7de uçağımız vardı. Birkaç saat önce gelmenin bir sorun olmayacağını düşündüm."
"Baban?" Babasından korkuyordum. "Babamın haberi var merak etme."
Baray yavaş adımlarla yatağa gidip oturdu. Yanına oturup oturmama arasında kararsızdım ki Baray elini yavaşça dizine vurdu. Nefesim kesildiğinde boğazımı açmak için yutkunurken hipnoz olmuş gibi yanına yürüdüm. Söylediği veya ima ettiği her şeyi beynim emir cümlesi olarak algılıyordu.
Kucağına yan bir şekilde oturduğumda onun çok soğuk olduğunu fark ettim. Aylardan mayıs olmasına rağmen sabaha karşı ve geceleri soğuk oluyordu hava. Gözlerimi vücudundan kaldırıp yüzüne baktığımda bana çoktan bakıyordu.
"Özür dilerim aşkım." Kaşlarım çatılmıştı çünkü bu özürün ne için olduğunu bilmiyordum. Belki de ilişkimizi bitirmek için gelmişti. "Hemen düşürme yüzünü öyle. O kız gerçekten kuzenimdi."
Ona inanmak istiyordum. Gözlerinin içine baktığımda gerçeği söylediği de görebiliyordum. "Biraz değişik birisi. Herkese aşkım balım der." Bir elini üzerimden alıp cebine götürdü. "Bak sana çekindiğim fotoğrafları da gösteriyim."
Onun kokusuyla kucağında mayışmıştım. Şu an ne derse kabülümdü. Büyülenmiş gibi ona bakarken gözlerimi telefonuna indirdim. "Sana çok benziyor Baray. İkiz gibisiniz." Söylediğime gülümsemişti. Aslında bu gülümsemenin söylediğime değil barıştığıma işaret olduğu için gülümsemişti.
"Babamın ikizinin kızı." Telefonunu elime almış fotoğraflarda geziyordum. "Hey. Bunu ne zaman çektin?" Gördüğüm fotoğraf Baray'lara gittiğimde mutfakta gizlice yediğim pizza kenarı fotoğrafıydı. "Sil bunu Baray."
"Neden. Çok tatlısın bence." Telefonu elimden alıp yatağa fırlattı. "Ama biliyor musun şu an karşımdaki halin daha tatlı." Bedenimi tutup biraz daha kendisine çevirdi. Ne yapmaya çalıştığını anlıyordum ve engel olmak istemiyordum.
Yüzümü iki elinin arasına aldı. Nasıl göründüğümü bilmiyordum ama o bu halime gülüyordu. Bana yaklaşınca gözlerimi kapattım. Dudaklarımın üstünde hissettiğim baskı bayılmama neden olabilirdi.
Dudaklarını dudaklarıma değdirmiş öylece duruyordu Baray. Tepkimi ölçmek için beklediğini düşünüyordum. Ondan önce hareket edip dudaklarımı araladım. Üst dudağını dudaklarım arasına aldığımda titredi.
Kucağında oturuşumu değiştirip iki bacağımı bacaklarının kenarına koydum. Şu an tam olarak kucağında oturuyordum. Öpüşmemizi kendi hakimiyetine aldığında sadece ona karşılık vermeye çalışıyordum.
Nefes nefes ayrıldığımızda "Annemler uyanır birazdan. Git istersen." dedim. Bunu istemeyerek söylediğim ses tonumdan da belli oluyordu. "Seni seviyorum Deniz."
"Seni seviyorum sevgilim."