Tam bir hafta geçmişti son konuşmalarından ve o çocuk Deniz'in gözünün önünden gitmiyordu. Nası böyle olmuştu bilmiyordu ama derslerine dahi odaklanamıyordu. Sürekli Baray'ın önünden geçiyor dikkatini çekicek şeyler yapmaya çalışıyordu.
Kantinde tam karşısında oturmuş etrafındaki kalabalıkla bir şeyler konuşuyordu Baray. Etrafındaki kalabalık o kadar çoktu ki Deniz'i görmesi imkansızdı. Her iki anlamda da.
Gidip konuşmak istese de içindeki bir şeyler buna izin vermiyordu. Galiba bu yılların vermiş olduğu özgüvensizlikti.
"Beni dinliyor musun Deniz?"
Atlas'ın yanında olduğunu bile unutmuştu o an. Çocuğu kırmamak için "Takma kafana ya." diyebilmişti sadece.
"Olum sevgilimden ayrıldım diyorum. Neyin takma kafası."
İlk kez duymuş gibi tepki vermemek için yüzünü önüne çevirdi Deniz. Böyle bir şeyi hiç beklemiyordu. Gayet mutlulardı Deniz'in bildiğine göre.
Ve yine zil çaldı. Gözleri ela gözlerle birleşmeden birkaç dakika daha akıp gitmişti. "Akşam seni bir yere götüreceğim Atlas. Kimseye söz verme."
Yaptığının bencillik olduğunu düşünse de bunu yapması lazımdı. Baray'la biraz daha konuşmazsa delirecekti. Atlas ona kendini anlattığında aklına ilk olarak yarış pisti gelmişti. Hem Atlas'ın kafası dağılacak hem de o Baray'ı görücekti.
Bindikleri takside Deniz yolu tarif ediyor Atlas da aşk acısı çekmeye çalışıyordu. Deniz'in açtığı enerjik şarkılar buna engel oluyordu.
"Geldik işte." Atlas şaşkın gözlerle etrafı tarıyordu. Baray'ın dediği gibi burası benim çöplüğüm demek istiyordu. Ama kelimeler ağzından çıkamadı çünkü buraya misafirdi sadece. O da bunu çok iyi biliyordu.
"Deniz." Ona doğru gelen Poyraz'ı gördüğünde genişçe gülümsedi Deniz. "Hoşgeldin. Arkadaş kim?"
"Atlas, benim arkadaşım." Poyraz elini uzatarak kendini tanıttı. Üçü bara doğru yürürken Batu da yanlarına geldi. Atlas'a selam vermeden önde yürüyen Poyraz'ın koluna girdi. Biraz içine kapanık bir çocuk galiba diye düşündü Deniz.
Bar dedikleri yere girdiklerinde içerisi her zamanki gibi yoğun sigara ve alkol kokuyordu. Deniz'le Atlas yan yana Poyraz'la Batu yan yana oturdu.
Poyraz Batuhan'ın sandalyesini biraz daha kendine çekerek kulağına fısıldadı. "Kıskandın mı sen beni?"
"Kıskandım. Sevgilim değil misin kıskanabilirim." Onlar kendi aralarında konuşurken Atlas'ın gözü kapıdan içeri giren çocuğa takılmıştı. Tavırları ve tarzıyla 'ben havalıyım' diye bağırıyordu çocuk.
Çocuğun gözleri Atlas'ı bulduğunda hemen kaçırdı gözlerini. "Neden buraya bakıyor bu?" Konuşan Batu olmuştu.
Deniz, Poyraz'ın ve Batu'nun gerildiğini görebiliyordu. Oturdukları sandalyelerde dikleştiler. Yüzleri oldukça ciddileşmişti. "Kim ki o?"
Poyraz Deniz'e dönüp konuşmasına başladı. "Karşı grubun lideri. Baray'la araları çok kötü. Düşmanız yani." Açık açık 'uzak dur' dememişti ama sözlerinden ve ses tonundan bunu anlayabilmişti Deniz.
"Atlas numaranı versene." Poyraz'ın konuyu değiştirmek istediği belliydi. "Neden ki?" diye sordu Atlas.
"Seni de gruba ekleyeceğim." Deniz Atlas'ın bu ortamdan hoşlanıp hoşlanmadığına bile emin değilken bunu ister miydi bilemiyordu.
"Teşekkürler. Ben istemiyorum." Atlas'ın söylediğine Batu itiraz edicek gibi ağzını açtığında Deniz araya girdi. "Bir seferlik geldi."
"Ee siz ne zamandır arkadaşsınız?" Konu konuyu açıyordu ve yaklaşık üç saattir konuşuyorlardı. Baray hala gelmemişti ama o düşmanımız dediği çocuk kaçamak bakışlarla Atlas'a bakıyordu. Atlas da ona.
"Çocukluk arkadaşıyız biz. Mahalleden." İkisi Denizler mahalleye taşındığından beri tanışıyordu. Beş yaşında geldikleri hesap edilirse de baya yıl oluyordu. Kardeşlerdi artık.
Atlas artık kalkmaları gerektiğini düşünüyordu çünkü saat epey geç olmuştu. "Artık gitsek mi Deniz?" Deniz başını olumlu anlamda sallayıp "Sen çık geliyorum ben." dedi.
Deniz konuya nasıl gireceğini bilmiyordu. Kafasında birkaç cümle çevirdikten sonra dümdüz sordu. "Baray nerde?"
"Ailesiyle bir davet mi ne varmış. Oraya gitti bu gece gelmez." Sorusuna Poyraz cevap vermişti. Anladım anlamında kafasını salladı Deniz. "Görüşürüz o zaman." diyip çıktı mekandan.
Soğuk rüzgar yüzüne çarptığında fark ettiği bir şey vardı. Baray hakkında onun bilmediği şeyi Poyraz'ın bilmesi feci canını sıkmıştı.