yirmi iki

21 1 0
                                    

Dolan gözlerimle pistten ayrılıyordum. Söylediği her söz aklımda tekrar tekrar yankılanıyordu. Her şey yalan mıydı. Bana bakması, bana dokunması... hepsi mi?

Yanaklarımdan süzülen yaşları elimin tersiyle sildim. Gözyaşlarımı bile hak etmiyordu. Nasıl böyle acımasız birisi olmuştu. Belki de en başından beri böyleydi. Sadece ben görmek istememişti. Bazen öyle güzel bakıyordu ki hayatımı hayatına katma isteği uyandırıyordu içimde.

Cebimdeki telefonu çıkartıp rehbere girdim. Her zaman yaptığım gibi Atlas'ı arıyacaktım. Her şeyimi paylaştığım yanımda olan kişiyi. Adının üzerine tıkladığımda aranmamıştı. Beni engellemişti.

Aklıma sabahki kavgamız geldiğinde ağlamam daha da arttı. Ona kızmıştım ve benden uzak durmasını söylemiştim. Aptallığım her saniye daha da yüzüme vuruyordu.

Odama girdiğimde ilk yatağımı gördüm. Barayla ilk öpüştüğümüz yerdi. Gözümün önündeki anıları silmek için hızlı adımlarla banyoya girdim. Ve yine yanlış bir karar vermiştim. Burdaki duşun altında birbirimizin olmuştuk. Her saniyesini hatırladığım anları gözümü kapatarak uzaklaştırmaya çalıştım.

Yüzüme çarptığım soğuk su bir nebze iyi gelmişti. Ağlamamı durdurmuyordu ama yine de iyi gelmişti.

Çatıya çıktığımda yastıklarla donatılmış yere oturdum. Ve ilk kavgamız. Barayla ilk kez burada kavga etmiştik. Bu kadar kısa sürede bu kadar çok şey yaşadığımızı yeni fark ediyordum. Sırtımı zemine değdirip öylece gökyüzüne baktım.

Kaç saat geçmişti bilmiyordum. Hava soğumuştu. Kenarda duran pikeyi üstüme attım. Gözyaşlarım durmuştu veya bitmişti bilmiyordum. Yaşadığım hissin yoğunluğu beni yorgun bırakmıştı ve olduğum yerde dizlerimi karnıma çekip uykuya daldım.

Uyandığımda yanımda yatan beden Baray'dan başkası değildi. Güçlü kollarını belimden sarmış ellerini karnımın üstünde birleştirmişti. Kaçmamı istemiyor gibi sıkı sıkıya tuttuğu vücudumla biraz hareketlendim.

Ona dönük sırtımın yönünü değiştirerek yüz yüze gelmemizi sağladım. O kadar huzurlu uyuyordu ki bu görüntü bana çektiğim tüm acıların değeceğine inandırıyordu. Bir elimi yanağının üstüne atıp yavaşça doğruldum. Dudaklarının üstüne yaptığım baskıyla gözlerini açtı Baray.

Bana o aşık olduğum gülümsemesini tekrar sunmuştu. Ela gözleriyle tam gözümün içine bakıyordu. Hızlı hareketlerle elini enseme atıp tekrar birleştirdi dudaklarımızı. Hızlanan öpüşmelerimizle ağzımda kan tadını hissettim. Hangimizin dudağı kanamıştı bilmiyorum ama bu tat ikimize de yayılmıştı.

Beni tekrar yerle buluştururken üstüme çıktı Baray. "Özür dilerim. Deniz özür dilerim." Cevabım dudaklarına yapışarak olmuştu. Onun dışında hiçbir şey benim için önemli değildi. Bana yaşadığımı hissettiren tek kişi oydu. Aldığım oksijeni bana sadece o verebilirdi.

Nefes nefese ayrıldığımızda boynuma yöneldi. Emiyor ve öpüyordu. Onun öpücükleri bana nefes olurken bir gün bu öpücüklerini hissedemezsem yaşayamacağımı fark ettim. Benim her şeyim Baraydı.

"Deniz." Duyduğum sesle gözlerimi araladığımda her şeyin rüya olduğunu anlamıştım. Baray yanımda yoktu gelmezdi. Anında dolan gözlerimi saklama gereği duymadan akıttım yaşlarımı. Bana bunu neden yapmıştı.

Kısa oldu özür dileriimm :(

Roller Coaster I BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin