Ne kadar içmiştim bilmiyorum ama sarhoş olmuştum. Beynim sadece sarhoş olduğumda Baray'ı unutuyordu. Yaşadığım bu hissi ilk defa hissediyordum. Sarhoş olmayı bırakın Baray'dan önce alkol bile içmezdim.
Gerçi sigara da içmiyordum. Kendi halime bakıp gülümsedim. Zaten düşündüğüm her şey gülümsememe sebep oluyordu. Baray hariç. Aklıma geldikçe dolan gözlerim ve batırdığım ilişkim gülüşümü solduruyordu.
Yoğun olarak hissettiğim baş ağrısıyla çatıda oturuyordum. Beş gündür konuşmamıştık ve görüşmemiştik. Başım döndüğü için kendimi minderlerin üstüne attım. Bana yaklaşan silüeti gördüğümde bunun bir hayal olduğunu biliyordum. Baray gelmemişti, gelmezdi.
"Deniz. Bu halin ne." Bir dakika hayaller konuşabiliyor muydu.
Yavaşça elimi kaldırdığımda ona dokundum. Gerçekti. Hayal değildi. "Baray." Beni oturur pozisyona getirdiğinde başımı omzuna yasladım. Başım gerçekten çok dönüyordu. "Gelmişsin."
"Geldim." Sesini duymak bana iyi geliyordu. Sanki beni iyileştirecek tek şey bu sesti. Sesini bile özlemiştim. Hem de bu kadar kısa sürede. "Neden telefonunu açmadın? Çok merak ettim seni." Normalde saat başı Baray'a özür dilerim yazıyordum. Son dört saattir kafam yerinde olmadığı için yazmamıştım. Sanırım bunu kastediyordu.
"Baray başım." Bu sefer hız trenindeymiş gibi hissettiğim yer başımdı. "Gel aşağı inelim. Yüzünü yıkayalım." Sadece kapalı gözlerimi açıp ona bakmakla yetindim. "Ayağa kalkabilecek misin?" Hayır anlamında kafamı salladığımda bir elini belime sabitleyip diğer elini bacaklarımın altından geçirdi. Beni kucağına almıştı.
"Evdekiler uyuyordur dimi." Kendimde konuşacak gücü bile bulamıyordum. "Hıhı." demekte yetindim sadece.
Odamdaki banyoya geldiğimizde beni kucağından indirdi. Önce tişörtümü çıkarttı. Sıranın eşofmanıma geldiğini anlayınca sertçe yutkundum. Önümde eğilmişti. Bir elini omzuna koyarak kendimi sabitledim.
Eşofmanımı indirdiğinde önce sağ ayağımı sonra sol ayağımı kaldırarak tamamen çıkarttım. Suyu açtığında biraz sıcaklaşmasını bekledi Baray. Belimden tutup beni yürüterek duşakabine getirmişti. Suyun altına girdiğimde yanan vücudumun yavaş yavaş söndüğünü hissettim. Galiba ayılıyordum.
Baray'ı tişörtünden çekip suyun altına soktuğumda "Napıyorsun?" dedi. "Seni istiyorum Baray." Kendim de ne yaptığımı bilmiyordum. Sorgulamayı bırakmıştım. Tek isteğim anı yaşamaktı.
"Sarhoşsun Deniz." Yüzümüz o kadar yaklaşmıştı ki onu öpmeden durmak için zor duruyordum. "Değilim. Sarhoş falan değilim. Sadece seni istiyorum."
Dudaklarıma inen bakışlarından sonra dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Sırtımın soğuk duvara çarpmasıyla inledim. Açılan ağzımdan dilini içeri sokmuştu. Ona karşılık vermeye çalışsam da acemiliğim belli oluyordu.
Bir elini musluğa götürüp ayılmam için açtığı ılık suyu sıcaklaştırdı. Islanmış tişörtünü ve eşofmanını hızlı hareketlerle çıkarttığında sadece baksırı kalmıştı üstünde. Boynumdan başlayan öpücüklerini göğsüme ordan da karnıma indirdi. Baksırımın başlangıç çizgisine koyduğu öpücük beni inletmişti. Kumaşın üstünden erkekliğimi öpüp emiyorken gözlerimi kapattım. Yaşadığım zevk muhteşemdi.
Ellerini kumaşın kenarlarına atıp indirdiğinde karşısında tamamen çıplaktım. "Arkanı dön." Arada vücudumuza çarpan sıcak su banyoyu iyice ısıtmıştı. Tavana yakın kısmını su buharı kaplamıştı.
Elini uzattığında ne istediğini anlayarak parmaklarını emdim. Yeterli olmuş olacak ki parmaklarını ağzımdan çekti. "Sakin ol. Kasma kendini." Deliğimin etrafında gezdirdiği parmakları beni delirtmekten başka bir işe yaramıyordu. Ne kadar inkar etsem de sarhoştum ve vücudumda gezinen alkol içimdeki bir şeyleri değiştiriyordu.
Orta parmağını içime soktuğunda inledim. Ayakta olduğum için tutunacak bir yer aramıştım ama bulamamıştım. İkinci parmağını da içime soktuğunda içimdeki doluluk hissi beni çıldırtacak derecedeydi. "Ah.. Baray." "Geçicek bebeğim."
Sırtım ona dönük olduğu için omzuma ve sırtıma koyduğu öpücükleri hissediyordum. Parmaklarını çektiğinde düştüğüm boşlukla "Hadi. İçime gir." diyebildim. Nasıl bir durumdaydım bilmiyordum ama onu istiyordum. Vücudum deli gibi onu istiyordu.
Erkekliğini deliğime yerleştirdiğinde kalbimin sesini tüm vücudumda hissediyordum. Özellikle deliğimde. Yavaş bir şekilde kendini ittiğinde ikimiz de inledik. Başımı geriye yatırmıştım. Baray'ın göğsünü hissediyordum. Kendimi refleksle daha çok ittiğimde alıştığımı anlamıştı.
Bir süre ikimiz de öylece bekledik. Hızlanan nefeslerimiz düzene girdiğinde boynuma ve omzuma öpücükler kondurmaya devam ediyordu.
Birden hepsini içime soktuğunda zevkten bacaklarım titremişti. "Baray." İkimizin de kesik nefesleri banyoyu dolduruyordu. "Adımla inlemek sana çok yakışıyor güzelim." Güzelim... Baray içimden çıkmadan duşakabinin içindeki duvara yapıştırılmış mermere adımladık. Genelde üstünde şampuanlar ve duş jelleri oluyordu.
Beni oturttuğunda içimde daha hızlı hareket etmeye başladı. Hissettiğim zevk gözlerimin kaymasına neden oluyordu. "Ah." Vurduğu nokta bayıltacak derecede haz almamı sağlıyordu. Birkaç kez daha aynı yere vurup içimden çıktı. Eline aldığı penisini sıvazlarken üzerime doğru hırıltıyla geldi. Elini benim zaten sızdıran penisime attığında iki üç hareketiyle boşalmıştım.
"Duş alalım." Beni mermerden indirip kollarının arasına aldı Baray. Önce beni yıkamıştı sonra da kendisini. Yatağıma uzandığımızda yatak tek kişilik olduğu için üst üsteydik. "İyi geceler güzelim."
Gözlerimi açtığımda Baray hala uyuyordu. Her anını hatırladığım dün gece beni germekten başka bir işe yaramıyordu. Ona bunu söylecek cesaretim yoktu ama galiba pişmandım. İçimde bilmediğim bir burukluk vardı. Bu his hiç iyi hissettirmiyordu.
Baray uyanacağına dair mırıltılar çıkarırken kafamdaki düşüncelerden sıyrılıp yatakta doğruldum. Güneş doğmuştu ve odamı aydınlatıyordu. Kafamı çevirip ona baktığımda dün gece görmediğim şeyleri fark etmiştim. Gördüğüm şey kalbimi sıkıştırırken bir süre nefes alamadım.
Kendine zarar vermişti.
Yorumları alıyıımm