Koray Avcı~ Yanımda Sen OlmayıncaAsansöre geçmem için bekledi Serhat. Ben geçtiğimde onun da gelmesini bekledim. Selim'in bağırmasıyla durup baktı. Çok dik bakıyordu.
"Serhat!"
Serhat bir süre bekledi, bişey demeden baktı. Asansör kapanmadan bende çıktım geri. Selim denen adam dik dik bakıyordu.
Serhat'a baktığımda kaşlarını çatmıştı. "Gidelim mi?" dedim kısık sesle. Bana baktı yavaşça. Kaşlarını serbest bıraktı. "Gideceğiz...""Söylediklerin doğru mu?!"
Selim'in sesiyle tekrardan dönüp baktık ikimizde. Serhat dişlerini sıktı bakarken. "Ben ne zaman doğruyu söylemedim?!"
Selim nefesini verdi. "Bak Serhat. Yanlış yapıyorsun oğlum. Senin bir ilişkin yok diye saçma sapan şeyler uydurma!"
Serhat sinirle güldü. Gözlerimi kıstım bakarken. "Uydurma mı?! Orusbu lan o! Senden sonra kaç kişiyle gördüm ben onu! Babam olmasa yanında durur mu piç!.."
Selim sert adımlarla yanımıza gelmeye başlamıştı, Serhat'ın kolunı tuttum. "Gidelim, lütfen."
Serhat kolunu bırakmamı sağladığında bir iki adım geriye çekildim.
Selim'in, Serhat'ın yüzüne yumruk atmasıyla ellerimle ağzımı kapattım. Çığlık atmamak için zor tutmuştum kendimi.
"Kendine gel Serhat artık!"Hızlıca Serhat'ın yanına ilerledim. Dizlerimin üzerine çöktüm. "Serhat iyi misin?" Eliyle burnunu tutuyordu. Sızlanıyordu.
Sinirle ayağa kalktım. Selim'e baktığımda dik dik bakıyordu. Kaşlarımı çattım bakarken. "Sen nasıl adamsın be?! İnsan kardeşine böyle yapar mı?"
Yanıma geldi sert adımlar atarak. Korkuyordum ama kafamı dimdik tutmaya devam ettim. Yutkundum.
"Sen sus," dedi dişlerinin arasından. "Sizin gibileri çok gördük. Böyle hareketler yaptıktan sonra koynumuza girebileceğinizi sanıyorsunuz!"
O kadar iğrenç ve aşağılayıcı bir şekilde söylemişti ki, bişey dahi demek istemiyordum. Gerçi korkudan titriyordum, bişey diyecek durumda değildim.
Gerizekalı adam arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.
Serhat'ın yanımdan geçip, Selim'in arlasından hızla gittiğini gördüğümde bağırdım.
"Serhat!"Selim dönüp baktı. Serhat'la karşı karşıya geldiklerinde Serhat kafa attı Selim'e. Endişeyle kaşlarımı çattım. Dudağımı ısırdım. Hızla yanlarına ilerledim.
Selim tekrardan ayağa kalktığında Serhat'ın yakasına yapıştı. Aynı şekilde Serhat'ta.
Araya girsem ölürüm herhalde.
Çiğdem denen kadının geldiğini gördüğümde kaşlarımı havaya kaldırdım. Poposunu kıvırtarak gelmekten başka bişey yapacak gibi gözükmüyordu.
Geçip kavgayı izlemeye başladığında iğrenerek baktım kısa bir süre.
Daha fazla beklemeden Serhat'ın kolunu tuttum, tekrardan ittirdi. Tekrardan tuttum, geriye çekilmesi için kendimi yırtıyordum. "Serhat yeter! Durun artık!"Serhat geriye çekildiğinde göz göze geldik. Yüzü hep kanıyordu. Dudağı, burnu ve kaşı kanıyordu.
"Gidelim," dedim yalvarır gibi. "Lütfen."
Kafasıyla onayladı. Tebessüm etmişti.Selim'in gelip, Serhat'a yumruk atmasıyla çığlık atmam bir oldu. "Ne yapıyorsun sen?!"dedim Selim'e bakıp. "Kendine gel!"
Nefes nefeseydi. Gözlerini kıstı bana bakarken. "Sen konuşmasana kadın! Git kendine bak bir aynada! Temizlen, şu tipine bak!"
Kalbime bişey saplanmış gibiydi. Yutkunamadım. Çiğdem denen kadının da gülme sesi geldi kulağıma.
Selim'in beni ittirmesiyle duvara kafamı çarptım. Sızlanarak dönüp baktım tekrardan.Serhat'a baktığımda ayağa kalktı. Selim'in üzerine yürüdü hemen. Öyle bir kafa atmıştı ki, Selim iki metre ileriye gitmişti. "Sen kendi kırıklarına bak lan!" Serhat tekrardan tutup ayağa kaldırdı Selim'i.
Hemen yanlarına ilerledim. Serhat'ın kolundan tuttum sıkıca.
"Dur Serhat, lütfen..."Selim'in yakasına yapışmıştı, çok kötü bakıyordu. "Benim sevdiğim kadına
dokunamazsın lan sen! Ellerini keserim ağzına sokarım! Sen kendi kırıklarına bakacaksın, benim sevdiğime bakmayacaksın! Duydun mu lan beni?!"
Sevdiğim kadın? Kaşlarımı çattım. Serhat, Selim'e yumruğu vurduğunda Selim yere yığıldı. Çiğdem denen kadın hemen geldi Selim'in yanına.
YOU ARE READING
HATUNUM
FantasyBir uzun yoldan geldim, ardım bomboş. Aşk yolundan dönmem derdim, kimler sarhoş?