HATUNUM

5-KORUMAK

Son Yaz~ FIRTINA Yavaş (Orijinal Audio)

Karşımda duran adamın beni aldattığı gerçeği bir kere daha acıtmıştı kalbimi...
Yaman'ın gözlerindeki pişmanlık, onu haklı veya suçsuz yapmıyordu.
Aşağılık bir adamdı, aldattığı halde ümitler eden, sözler verdiği halde arkadan işler çeviren iğrenç bir adamdı!

Aynı zamanda salak yerine koyulup aldatılan bir kadından onu dinlemesini diliyordu.

Acizdi, gerçekten her şeye aciz bir adamdı. Adam bile değildi!

"Ne olur..." dedi acıyla gözlerimi hedeflerken. Bense gözlerine kinle odakladım gözlerimi. Kalbim acısa da öfke doluydu. Canım ne kadar yansa da bir daha salak yerine koydurtmayacaktım kendimi.

"Lütfen sevgilim," dedi, kendine hakim olamıyor gibiydi. Koskoca adam titriyordu arada bir. Kelimeleri kesik kesikti.
Kafamı olumsuz anlamda sallarken yanına doğru ilerledim. "Sen!.." dedim gözlerimi kıstığımda. "Ne kadar aşağılık bir adammışsın ya!.. Senden nefret ediyorum Yaman, bir de karşıma geçmiş zırlıyorsun?!"

"Seni kaybedeceğim, ağlamayıp ne yapayım?!" diye bağırdı bir anda. Öfkesi ikimizi de ağlatacak kadar güçlüydü... Acıyla nefesini verdi, bense ağlamamaya çalıştım gözlerine bakıyorken.

"Sen beni çoktan kaybettin Yaman," dedim yutkunmaya çalışırken. "Çoktan kaybettin..."
Acıyla sağa sola salladı kafasını. "Yapma Aleyna, yapma sevdiğim... Beni sensizliğe itme kurban olayım!.."

"Geber!.." dedim dişlerimi sıktığımda. Utanmadan hala konuşabiliyordu birde! Beni aldatmıştı  ya, basit bişey de değildi ki bu! Ben her kavgamızı affetmiştim, herşeyi affetmiştim...
Ama bunu asla affetmezdim! Ne dememi bekliyordu anlayamıyordum!..
Başka kadınlarla yattıktan sonra yanıma gelip iki göz yaşı döktüğü zaman affedecek kadar gözüm kör müydü!.. Asla!

Yanından geçmiş hızla uzaklaşmaya başlamıştım... Arkamdan geldiğini gördüğümde koşmaya başladım. Taksi falan da geçmiyordu... Nefes nefese karşı kaldırıma geçtim. Hala peşimdeydi, "Aleyna, bekle ne olursun..." diye seslenip duruyordu arkamdan.

Arkama bile bakmadan ilerlemeye devam ettim. Taksinin geçtiğini gördüğüm anda durdurdum. Çantam falanda hep plajda kalmıştı. Nefesimi verirken taksinin kapısını açtım. "Gidelim, hemen," dedim şöföre. Hemen gaza bastığında arkama yaslandım.

"Nereye gidiyoruz hanımefendi?" diye sorduğunda nefesimi verdim. Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Bir plaja geri dönelim abi," diye ekledim daha sonra.

...

Villanın önünde durmuştu taksi. Kartla ödedim ücreti. Arabadan indiğim gibi çantamı koluma taktım. Bikiniyle ne kadar saçma göründüğümün farkındaydım ama eve de geçmek istemiyordum.

Az ilerimde duran adamın bana dikkatlice baktığını farkettiğimde sinirle gülümsedim. İhsan beyin adamları olmalıydı, hemen kulübenin önündeydi.
"Bişey mi oldu?" diye seslendim. Gözlerimiz birleştiğinde çok geçmeden kaçırdı gözlerini.
"Hoşgeldiniz Aleyna hanım," dedi sorumu cevapsız bırakarak.

Nefesimi verirken eve çevirdim bakışlarımı. Esra'nın yine o arkadaşıyla beraber havuz başında oturduklarını gördüm... Arkadaşı çok mutluydu, sabah da Selim'le beraber çıkmışlardı.

Beni fark etmemişlerdi henüz. Yavaş ama sessiz adımlarla ilerledim. Bol kahkahalı konuşuyorlardı...

"Çok yakışıklı ama Selim," dedi arkadaşı gülerek. Sanki avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Esra bir süre güldü, sanki sahte bir gülüştü. "Evet tatlım ama abim kendinden küçük kadınlarla ilgilenmiyor."