3-GÜVENME'K

255 10 6
                                    


Korkuyla baktım bir süre. Keşke çıkarsaydım az önce. Dudaklarımı ıslattım.
"Daha yeni gördüğüm için soruyorum kızım. Bu yüzük neyin nesi?"
Nefesimi verdim. Serhat'ın sesiyle kafamı çevirip baktım. "Ben aldım Kaan bey."
Sen mi aldın? İstemsizce gülümsedim. Babam gülümsediğinde kaşlarım çatıldı. Gülümsedi mi? Selim ve Esra hariç herkes gülüyordu.
"Aldın da aslanım," dedi babam gülümseyerek. "Nişan yüzüğü ne alaka?"
Serhat'a baktım dikkatlice. Hafifçe gülümseyerek babama bakıyordu. "Deneme amaçlı."
Serhat'la gözlerimiz birleştiğinde kafasını salladı hafifçe. Bende kafamı salladım.
"Ama yine de kabul etmiyor beni," dedi gözlerimin içine bakarak. Kaşlarımı çattım. Şaka mıydı, gerçek miydi? Anlamlandıramıyordum. Çok cesurdu, babamın yanında böyle konuşabiliyordu.
~Demek ki güveniyor kendine.

"Yüzüğü de çıkartır," dedi gülümseyerek Serhat. Kafamı salladım hemen. Babamın sesiyle kafamı çevirip baktım. "Ne amacıyla aldığını anlıyorum oğlum. Aleyna kimseye hemen güvenemez." Nasıl anlıyorsun baba ya? Böyle sakin tepkiler vermezdin.
Zaten daha 1 gün bile dolmadı. Kimseyi tanımıyorum.
"Zamanla anlaşırsınız," dedi İhsan bey. Dudaklarımı ıslattım. "Selim'le Çiğdem kızımın da nişanı var. Şurada 2,3 ay kaldı."
Selim'le kısa bir ara göz göze geldik. Bakışlarımı çevirdim. Yavaşça masadan kalktım, çantamı da aldım. "Ben biraz hava alayım," dedim daha sonra. Hızla yanlarından ayrıldım. Hızla kapıya ilerledim. Ben Yaman'la evleneceğim. Yaman'ı seviyorum, Yaman'a aşığım. Yaman'ım, canımın içi.
~Yaman'ım da Yaman'ım.

...
Neredeyse yarım saattir hava alıyordum. Bu sürede o kadar saçma şeyler doldurdu ki aklımı. Bu işin bu kadar saçma yerlere geleceğini hayal edemiyordum. Herkesin tavırları da sinirimi bozuyordu. Ben İstanbul'da tek başıma bir evde yaşıyordum, Yaman'la evlenene kadar bekliyorduk. Böyle psikopatların bakışlarına maruz kalmıyordum.
Her gün sevdiğim adamla gezip eğleniyordum. İşi olmadığı günlerde tabi.
Elimdeki yüzüklere baktım. Yaman zorla takmıştı yüzükleri evlenme teklifi ettiğinde. Düşünmem gerekiyor demiştim, zorla takmıştı. Gülümseyerek baktım.
Yaman'ı seviyordum, bunu hiçbirşey değiştiremezdi.
Düşüncelerimi bir kenara bırakıp hızla içeriye geçtim. Masaya ilerlerken Yağmur'a da mesaj gönderdim. İzmir'de olduğumu yazdım. Kerim nasıldı acaba? Tatlı şapşik.
Masaya ulaştığımda oturdum. Babamlar iş konuşuyordu. Kızlar da boş boş bakınıyorlardı. Serhat'a baktığımda kaşlarını çatmış İhsan beye bakıyordu. Dudaklarımı ıslattım Serhat'tan bakışlarımı çektiğimde. Şifreli konuşuyorlardı ve anlayamıyordum.
Serhat'la göz göze geldiğimizde gülümsedi hafifçe. "Yüzük," dedi sessizce. Kaşlarımı çatsam da gülümsedim. Kafamı çevirip babamlara baktım. Selim'in bakışlarını farkettiğimde nefesimi verdim. Bu bana niye bakıyordu?

...

Restorandan çıkmıştık. Kimse hesabı ödememişti, çok değişikti. Arabalara doğru ilerlerken babam yanımdaydı. Hızla ilerlemeye devam ettik. "Kızım, eve gidince biraz konuşalım mı?"
Dudaklarımı ıslattım. Kafamı salladım hafifçe. "Olur baba. Konuşalım."

Serhat arabaya çoktan geçmişti. Hızla ilerledim bende arabaya. Kapıyı açtığım gibi yerleştim. Emniyet kemerimi takmamı beklemeden arabayı çalıştırdı. Hızla ilerlemeye başladık.
"Neden öyle söyledin?" diye sordum çok geçmeden. Bir süre bişey demeden yola bakmaya devam etti. "Rahatsız olduğunun farkındayım..."
"Rahatsız falan olmadım," dedim lafını bölüp. "Sadece neden beni koruduğunu merak ettim."
Nefesini verdi. "Korumak istedim."
Kafamı salladım hafifçe. Yine ciddi bir şekildeydi, arabaya binince mi böyle oluyordu?
"Böyle ciddi olduğunda çekilmiyorsun," dedim gülümseyerek. Kısa bir ara bana baktı. "O yüzden bir tek sana gülümsüyorum," dedi. Tekrardan yola çevirdi bakışlarını. Yutkundum. Bu çocuk bana mı yürüyordu?
~Her nereye gidersen git, sana yürüyor.

HATUNUMWhere stories live. Discover now