YİRMİ7~ Ay Düşmüş Elektirik Tellerine
Dedublüman~ Sakladığın Bir Şeyler Var•••
Ne kadardır yolda olduğumuzu bilmiyordum ama İstanbul'daydık. Peşimizde de artık kimse yoktu.
Selim yorgun gözlerle arabayı kullanmaya devam ediyordu. "Selim..."Kısa bir ara bana baktıktan sonra tekrardan yola baktığında gülümsedi. Neden gülümsemişti şimdi?
"Günaydın kızım."Kızım... Bir değişik hissettiriyordu.
Nefesimi verirken doğruldum. Yola bakındım, güneş çok güzel ısıtıyordu, o yüzden klimayı açmıştı Selim."Nereye gidiyoruz Selim?"
"Nereye gitmemizi istersin sarı?" Gülümseyerek bana kısa bir bakış attığında bende gülümsedim. "Ben burada bir yerde ineyim, teşekkür ederim."
"Olmaz sarı."
Kaşlarımı çattım. "Ne demek olmaz?"
Bişey demeden arabayı kullanmaya devam etti. Nefesimi verirken arkama yaslandım. "Bana neden yardım ediyorsun çok merak ediyorum. Yoksa beni kaçırıp babamın şirketlerine el mi koyacaksınız? Belki de çoktan herşeyi hallettiniz?"Kaşları çatıldı. Dudaklarımı birbirine bastırdım tepkisine bakarken. Nefesini verdi, daha sonra alt dudağını ısırdı. "Aleyna... İnan haberim yoktu babamın böyle bişey yaptığından. Az çok gördün, eve bile gitmek gelmiyordu içimden."
"Biliyorum canım... Ormanın ortasında bir binada yaşıyordun, sen ve sevgilin..."
Nefesini verdi. "Sana sinirlenemiyorum ne değişik his lan bu!" dedi lafıma atlayıp sinirle.
Gülmemek için kısa bir ara dudaklarımı birbirine bastırdım. "Neydi ya ormanın ismi? Hm... Uzun yol, he evet uzun yoldu... O ormanın bir gizemi falan var mı?"
"Olmaz mı?" Dalga geçtiğimi farketmiş olacak ki bakışı değişti. "Hep sonbahar yaşanıyor gibi bir havası vardır, insanları çok gariptir, yobazdır..."
"Kendinden mi bahsediyorsun Selim?" dedim, kendimi tutamayıp güldüm.
"İste yedi yirmi dört bahsedeyim."
Kafamı salladım sadece. Nedense kızardığımı hissediyordum. Garip bir his... Garip bir yola geçmemiz ve kaşlarımın çatılması... İstemsizce gözlerimin Selim'i seyretmesi...
~Ay düşmüş elektrik tellerine, Aleyna düşmüş Selim'in siyah gözlerine... ğajfiahfiajdidjsi[...]
Selim arabayı durduğunda yine bir ormandaydık. Belimin ağrısıyla doğrulup etrafa bakındım.
Orman yine çok güzeldi, çok güzel gözüküyordu.
Selim'e baktığımda bana baktığını gördüm, gözlerimiz birleşti."Merak ediyorsun değil mi nereye gittiğimizi?"
Kafamı salladım. "Yani, merak etmem gerekiyor. En son güzel şeyler yaşamadım da."
Bir süre bekledi, gözlerimi inceledi. Kaşlarını çattı. "Bişey alacağım sarı, istersen arabada bekle."Kaşlarımı çattım. "Saçmalama! Korkudan ölürüm ben burada..." Lafıma atladı. "Ee, hadi o zaman."
Hızla ormana doğru ilerlemeye başladı, arkasından hızla ilerlemeye başladım bende.
Yaralarım acıyordu, yürümemi de engelliyordu. Sızlana sızlana Selim'i takip ediyordum....
Saatlerce yürümüştük sanki. Bacaklarımı hissedemiyordum artık. Ormanın içindeki küçük bir kulubenin önündeydik, Selim alacağı her neyse kulübeye girmişti.
Ellerimle kollarımı ovuştururken Selim'in gelmesini bekliyordum...
YOU ARE READING
HATUNUM
FantasyBir uzun yoldan geldim, ardım bomboş. Aşk yolundan dönmem derdim, kimler sarhoş?