2: ADİ ÖKÜZ

865 73 108
                                    

Kitabı oylamayı ve bolca yorum yapmayı unutmayın güzellerim. Keyifli okumalar :)

******

Karşımdaki otele bakıyordum. İki hafta boyunca kalacağım yere bakmak en doğal hakkımdı. Otobüsten ineli yaklaşık on dakika oluyordu.

"Ayy çok güzel." diyen sağımdaki Begüm'ün sesi geldi kulağıma.

"Katılıyorum." diye onayladı Deniz.

"Ama odalar keşke karma olmasaydı biz Deniz'le eşleştik ama sen yoksun Ekin." neşesi bir anda kaçmıştı Begüm'ün ve sesi sonlara doğru çok buruk çıkmıştı.

Aynı üzgün ifadeyle ona döndüm.

"Evet, ben de üzgünüm."

Okulda bir kura çekilmişti ve çıkan iki isim odayı paylaşacaktı. Tabi hayat bana yine otur oturduğun yerde sana huzur haram demişti ve ben B şubesinden Zeliha ile eşleşmiştim. Buna da şükür ama, ya Gizem ile eşleşseydim... Tövbe.

"Bir müdürle konuşsak diyecem ama odalar da iki kişilik illa birimiz dışarıda kalıyor."

Kızları üzdüğümü farkettiğimde tüm üzüntümü bir kenara attım ve kocaman gülümseyerek iki kolumu da onların koluna geçirdim.

"Boşverin be yine tatil boyu beraberiz odalar ayrı olsa nolur? "

Keyifleri birazda olsa yerine gelmişti veya bana çaktırmak istemiyorlardı. Üç kişi kol kola otelin kapısından içeri girdik. Bavullarımızı görevliler almıştı zaten bu yüzden çok rahattık.

İçerisi kocamandı gerçekten, girişin tam ortasında küçük bir su havuzu vardı, havuzun içinde ise bir heykel.

İçerisinin anlatılacak bir kısmı yoktu aslında. Bildiğimiz oteldi işte, insanlar, bavulları taşıyan görevliler, büyük bir ortam...  Bu kadardı.

Oda kartlarımızı aldıktan sonra asansörlerin olduğu tarafa doğru yöneldik. Oda numaram 1024'tü. Yani beşinci kattaydım. Zeliha benden önce kartını almış olmalıydı ki görevli bana "sen de mi 1024 numaradasın? " diye sormuştu.

Ben oda kartımı incelerken yandan gelen artarda düğme basma sesi dikkatimi çok dağıtıyordu. Aynı şekilde Deniz'i de.

"Begüm salak mısın? Otuz kere basınca daha mı erken geliyor?"

Begüm omuz silkerek düğmeye basmaya devam etti.

O kadar hızlı basıyorduki düğmenin içeri göçmemesi mucizeydi.

"Begüm, çok basma istersen bozacaksın şimdi. Ödemek zorunda kalacağız."

Begüm bana dönmeden konuştu, "Merak etme tatlım, bozulursa öderiz sorun değil."

Kocaman açılan gözlerimle ona baktım. Ne yani bu kadar kolay mıydı? "Bozulursa öderiz! " ciddi misiniz? Bu kadar basit olmamalıydı karşımızdaki şey herhangi bir alet değildi yani... asansördü! Ben bu asansöre binmeye kıyamazdım be.

"Tabiki ödersiniz." diye söylendim ağzımın içinde.

"Bir şey mi dedin?"

"Yoo hayır."

Asansör gelmişti  sonunda. Hepimiz asansöre bindik, kızlar dördüncü kata basmışlardı çünkü odaları o kattaydı. Dördöncü kata ulaştığımızda asansörün kapısı açıldı ve birlikte indi kızlar.

Begüm çoktan elindeki telefonla oynarken gözden kaybolmuştu. Deniz kapı kapanmadan el sallayarak sonra konuşuruz demişti ve asansör bir kat daha çıkarak benim hedefime ulaşmıştı.

BÜYÜKADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin