22 : ORMAN

196 23 100
                                    

Keyifli okumalar canlar 🐣💞

🎶Mustafa Sandal - Gel Bana🎶

*****

Katilden...

Cep telefonumda oynayan görüntüye bakarken gözümün seğirdiğini hissettim. Telefonu tutan parmak boğumlarım beyazlamış, cihazı fazla sıktığım için acımaya başlamıştı. Ama bu o kadar da önemli değildi.

Durmadan sallandırdığım bacağım ahşap zeminde tıkırtılar çıkartarak ölümcül sessizliği bozuyordu. Canım sıkılmıştı, hem de fazlasıyla.

Çağrı'nın sevgilimin saçından çekip çıkardığı tokayı gördükten sonra bu görüntüye daha fazla tahammül edemeyeceğimi fark ederek görüntüyü kapattım ve sert bir şekilde telefonu orta sehpaya çarptım. Ekranın kırıldığından emindim ama sorun değildi.

Ona, o evde daha fazla kalırsan o ikisini öldürürüm derken demek istediğim o evden ayrılması değildi. O çocuğun yakınlarında olmamasıydı.

Ona zarar gelmesini istemiyordum sadece.

İnsanoğlu çok aptaldı.

Ben istisnayım.

Ayağımı sallamaya inatla devam ettiğim için çıkan tıkırtılarda devam ediyordu. Bu çok rahatsız ediciydi. Beni rahatlatıyordu.

"Çok bile dayandım." diye ağzımın içinde mırıldandım. Ardından bunu onaylatmak istercesine başımı aşağı yukarı salladım. Yerimde daha fazla duramayacağıma karar vererek verandaya çıktım. Sık ağaçlardan başka bir şey görünmezken beynime oksijen girmesine izin vererek içime sesli bir nefes çektim.

Burayı seviyordum. Ormanlar hep ilgimi çekmiştir.

Bir adım atarak ağaçtan yapılma korkuluklara doğru bir harekette bulunduğumda ayağımın altındaki yine ağaçtan yapılma olan parkenin gıcırtısı kulaklarımı doldurdu. Huzursuzca yüzümü buruşturdum. Birilerinin tadilat zamanı gelmiş, diye içimden geçirdim.

Sonsuzluğa uzanıyormuş gibi bir izlenim veren ağaçlara bakarken cebimden bir sigara paketi çıkardım. İki dudağımın arasında sigarayı sabitlerken aynı anda çıkardığım diğer çakmakla ucunu tutuşturdum. Sigaradan derin bir nefes çektikten sonra onu sağ elimin işaret ile orta parmağımın arasına sıkıştırarak sabitledim.

Sessizlik içindeki birkaç saniyenin ardından sigarayı bir kez daha dudaklarıma yaklaştırdım. Geri çektiğimde verdiğim nefesin arasında çıkan dumana bakarak gülümsedim. Tam bir nefes daha çekecekken dudaklarımın biraz önünde elimi durdurdum. "Elimdekini söndürmeden yere atsam ömrünüzün sonlanacağını biliyorsunuz değil mi?" diye ağaçlara doğru bağırdım.

Hiçbir yanıt gelmedi.

"Aslında," dedikten sonra dudaklarımın önündeki sigaradan bir nefes çektim. "Ona bakan herkesi buraya koyup bir çakmakla işlerini bitirmeyi nasıl istemem?" diye büyük bir hayranlınla sordum. Bazen şu zekama hayret ediyordum. Ama yine hiçbir cevap gelmedi. İçimde tuttuğum duman beni zehirlemeden sesli bir şekilde havaya karışmasına izin verdim.

"Sevdiniz değil mi?" ağaçların uzun dallarının esen rüzgar vasıtasıyla sallanmasından bunu bir evet olarak algıladım. "Madem konuşuyorsunuz, o zaman neden susuyorsunuz?" onaylamaz bir şekilde göz devirdim.

Sol elimi ağaçtan olan korkulukların üzerine koyarken sağ elimdeki sigarayı kaldırıp bir haline baktım. Küllüğe basmadığım için birçoğu çoktan dökülmüştü. Omzumun üstünden geriye baktığımda küllüğün tam da içeride olduğunu gördüm. Omuz silkerek tekrar önüme döndüm ve bir an bile düşünmeden izmariti sol elimin üzerine bastırarak söndürdüm.

BÜYÜKADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin