Heyecanlıydı.
Taehyung yıllar sonra ilk kez oldukça heyecanlıydı. Elleri heyecandan ter atarken, üzerine paltosunu geçirmiş işten çıkıyordu. Beş dakika önce Seokjin ona mesaj atmış, kapıda beklediğini söylemişti. Bu onun, mesajı okurken birkaç kez yutkunmasına neden olmuştu.
Sonunda dönen kapıdan çıktığında adımlarını, kollarını açmış adama yönlendirdi. Onun temas sevdiğini anlamıştı. Tereddüt etmedi. Kafasını göğsüne yaslayıp, sarmalanmayı bekledi sadece. Öyle de oldu. Seokjin, onun bedenini sıkıca sardı. Bir süre, öylece durdular.
Taehyung halinden memnundu. Ona alışmış, onunla beraber bir şeyler yapmayı çok sevmişti. İki gündür düşünüyordu bu durumu. Ona karşı bir adım atıp, ilişki isteyip istemediğini oldukça yoğun düşünüyordu. Sonucunda hislerine kulak verip, Seokjin'e bir şans vermek istemişti.
Bu yüzden artık ona adım atacak ve yaptıklarına karşılık verecekti. "Sanki hava biraz soğudu." Seokjin kollarından çekilen adamın sesiyle kendine gelmişti. Hava hafif esiyordu. Biraz da soğumuştu.
Taehyung'un saçları esintiden gözlerinin önüne geliyordu. Seokjin eliyle uçlarını okşayarak geriye doğru attı."Bize kahve aldım." Taehyung saçındaki ellerin hissiyle, boğuşuyordu şu an. "Arabaya geçelim daha fazla üşüme." Taehyung ses etmedi. Yavaşça arabaya doğru yönelip, kapıyı açtı. Ona bu kadar çabuk teslim olması, kendisini korkutsa bile içindeki endişeli sesi bastırdı.
"Neler yaptın bugün?" Seokjin bir yandan radyodan müzik arıyor, diğer yandan Taehyung ile ilgileniyordu. "Bazı iş adamlarıyla görüntülü konuşup, şirket için bazı anlaşmalardan bahsettim. Sonra yemek yedim. Çok bir şey yapmadım. Sen?" Seokjin istediği şarkıyı bulduğunda durdu.
"Hırsızlık, cinayet peşinde koşturdum." Taehyung kafasını torpidonun üst kısmına yaslayıp, Seokjin'i izledi. "İşin cidden çok zor." Seokjin göz ucuyla ona baktığında gülümsedi. Elini vitesin üstünden çekip, onun hafif tombul yanağına götürdü. İşaret parmağıyla hafifçe okşadı üzerini.
Tüy gibiydi dokunuşu, hafifti. Bu durum Taehyung'un mayışmasına neden olmuştu. "Masumsun," Taehyung onun sürekli kendisi için bu kelimeyi kullanıyor olmasına çok seviniyordu. Bir sürü ilginç ve korkunç insanla muhattap olduğunu bildiği için, kendisini masum görmesi özel kılıyordu.
"Daha gideceğimiz yere çok var mı?" Seokjin derin bir nefes alıp, kendine geldi. Kapılıp gidemezdi. Gitmemesi gerekiyordu. Henüz, her şey için oldukça erkendi. "Geldik," dedikten sonra arabayı olduğu yerde durdurdu. Şimdi tüm şehri izliyorlardı. Işıl ışıldı her yer.
"İnmeyelim, burası şehirden daha çok esiyor. Hasta olursun." Taehyung uysalca kafasını salladı. İnmek istemiyordu. Seokjin önce kendi koltuğunu geriye yasladı. Sonra eğilip, Taehyung'un koltuğunu geriye yasladığında ikisi arasında mesafe azalmıştı.
Seokjin onun kendisine bakan yorgun bakışlarına gülümseyip, yanağına öpücük bıraktı. "Üşümüyorsun değil mi?" Burun buruna gelmişken bu soruyu soruyor olmak Seokjin için de çok zor olmasına rağmen, onunla bu denli temas içinde olmak sevindirmişti.
Taehyung burnunu, Seokjin'in burnunun ucuna sürtüp mırıldandı. "Çok sıcak burası." Seokjin hafifçe gülmüş, biraz daha yaklaşıp çocuğun aklını aldıktan sonra, arkasındaki küçük termusa uzanmıştı. "Senin sevdiğinden aldım. Karamelli latte." Taehyung az önce oluşan yakınlıktan dolayı, sıcaklamıştı.
Seokjin bardaklara kahveyi döküp, Taehyung'a uzattı. "Kadından karameli çok koymasını istedim." Taehyung sevdiği şeyleri önemsediği için gülümsedi. "Teşekkür ederim." Kahvelerini içip, sohbet ederken yavaş yavaş yakınlaşmışlardı.
Seokjin aralarındaki boşluğu tamamen kapatmak için çaba göstermişti. Onu öpmek istiyordu. Bir adım daha ilerlemek istiyordu. "Biliyor musun?" Taehyung kafasını Seokjin'e çevirdiğinde yutkundu. Cidden fazla yakınlardı. Bunu asla beklemiyordu.
"Neyi?" Sesi öyle kısık çıkmıştı, öyle sessizdi ki... Taehyung sesini kaybedeceğini düşünmüştü. Seokjin biraz daha yaklaşıp, dudaklarını birbirine sürttü. "Seni çok öpmek istiyorum." Taehyung nefesini dışarı verdiğinde, Seokjin aklını yitireceğini düşündü.
Dudaklarından içeri giren karamelli tat, aklını uçurmuştu. Taehyung ciğerlerine az gelen nefesle, son gücüyle konuştu. "Ben de seni," dediği gibi dudaklarına değen sert baskıyla ellerini Seokjin'in yanaklarına götürdü. Yavaşça ağzını araladığında, Seokjin'in dilini hissetmişti.
Sıcak baskılar, dudaklarındaki sert öpücükler kalbinin atışını hızlandırmıştı. Seokjin yanağındaki ellerden destek alıp, Taehyung'un dilini yumuşakça emiyor ve dudaklarına ıslak ısırıklar bırakıyordu. Sonunda ikisi de nefessiz kalacağını anladığında, hafifçe çekildiler.
Bu gecenin son öpücüğü, diğer sabahların ilk öpücüğüne işaretti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü ozanlar, şiir yazarlar ✓
FanfictionTaehyung, kendisini kötü hissettiren asabi Başkomiser Kim Seokjin'e mesaj atar.