"Ne zaman bir sonuca varacak bu operasyon?"
Seokjin boşluğu izler gibi yeri izlerken, Yoongi gözlerini üzerinde gezdirdi. Kaç yıllık arkadaşındaki değişimin farkındaydı. Biliyordu, çoktan batırdığının farkındaydı. "Seokjin?" Sesi boşlukta adeta yankılandı. Sabah sarılarak, öperek uyandırdığı adamı düşünüyordu.
"Biliyorsun," sonunda konuşmuştu. Derin bir nefes aldı. "Batırdım." Seokjin elleriyle kafasını sıkıştırdı. Beyni patlayacak durumdaydı. Beş aydır kaçıyor ve hep bir bahane buluyordu. Ama biliyordu. Gerçekten batırmıştı. Bu işten nasıl yara almadan çıkacaktı hiçbir fikri yoktu.
"Aşık mı oldun?"
Seokjin gözlerini kapatıp, çaresizce gülümsedi. "Çok. Hatta bu kelime, hislerimin karşılığı olamaz." Yoongi sıkıntılı bir nefes verip, elindeki kalemi masaya sertçe vurdu. "Aklından ne geçiyordu senin? Nasıl böylesine bir duygunun içine girersin?" Seokjin kaşlarını çattı.
"Duygularıma nasıl engel olacaktım? Siktiğimin işine beni sokan sensin." Yoongi yerinden kalkıp, Seokjin'in masasına geldi. "Sana başka yol verdim. Sen gidip flört ederek güvenini kazanırım dedin." Seokjin o an tiksinmişti. Gerçekten nefret ediyordu kendinden.
"Böylesine tutulacağımı bilmiyordum. Yoongi sevmek ne demek bilmiyordum. Hatta aşktan asla anlamayan bir adamdım. Ama o bana güldüğünde, yüreğimde bir şeyler oluyor. Sonra etkisi tüm bedenime yayılıyor. Midemdeki kelebekler; "yaşıyoruz biz," diye sevinç çığlığı atıyor." Yoongi şaşkınca baktı.
"Sen gerçekten aşık olmuşsun."
Seokjin, çaresizce yutkundu. Berbat hissediyordu. "Ben şimdi nasıl diyebilirim ona? Yapamam." Yoongi çaresizce oturdu koltuğa. Şimdi kendisi de oldukça bitkin hissediyordu. Elini çenesine götürüp sıvazladı. "Üsttekiler sıkıştırıyor. Adamı istiyorlar." Seokjin geriye doğru attı kafasını.
"Taehyung hiçbir şey bilmiyor. Bundan oldukça eminim. Annesiyle konuştum geçen gün. Kadınla oğlu için buluşup, resmen ağzından laf aldım. Ne kadar iğrenç hissettiğimi bilemezsin. Bir yandan aşık olduğum adam, bir yandan mesleğim ve tonlarca insanın hayatı."
Yoongi, Seokjin'in bitkin halinin farkındaydı ama sormadan edemiyordu. "Seokjin, biz Taehyung'a en başından babası için yaklaşsaydık bize yardım ederdi. Neden bu saçma yolu seçtin?" Seokjin gözlerini kapıya dikip, bir süre sessiz kaldı. Aptaldı çünkü. Gerçekten eğlenceli olur diye düşünmüştü.
"Eğlenmek istemiştim." Gözlerini sertçe yumdu. Aklına "benimle eğlenmek için yapıyorsun," diye yazan Taehyung gelmişti. Karşı çıkışını hatırladığında, midesi bulandı. Gerçekten dört ay önceki Seokjin iğrenç biriydi. Hisleri, tam olarak karşılaştıktan bir ay sonra değişmişti.
Evine ilk gittiğinde, ona ilk sarıldığında ve temas ettiğinde, kafasında iş bitmişti adeta. Yine de ortada bir yalan vardı. Tanışmaları tesadüf değildi ve Taehyung hislerinde yanılmamıştı. Bu yüzden bile Seokjin oldukça huzursuz hissediyordu. Ama onu asla kaybedemezdi.
"İlişki durumunuz ne? Yani şu an ne durumdasınız?" Seokjin derin bir nefes aldı. Zaten son zamanlarda sadece derin derin nefesler alıyordu. "Çok iyiyiz. Beraber olduk dün." Yoongi ayağa kalkıp, ellerini cebine koydu. Bu işin sonu ikisi için, iyi olmayacağa benziyordu.
"Bu saatten sonra ne yapabiliriz ki?" Yoongi onu üzmek istemiyordu ama saklamaktan başka seçenekleri de yoktu. "Saklayacağız." Seokjin kafasını ona doğru çevirdi. Saklamak sorun değildi. Taehyung'a kimse söylemezdi. Zaten çokta iş hayatına ve iş çevresine dahil etmemişti onu.
"Saklamak çok kolay ama ben iğrenç hissediyorum. Bir şekilde öğrenir diye ödüm kopuyor. Benden duyması lazım Yoongi." Böyle olmasının daha doğru olacağına inanıyordu. Şimdiden kalbine dehşet bir acı saplanmıştı. Onsuz bir dakika bile geçirecek durumda değildi. Çok bağlanmıştı ona.
"O zaman konuşsan iyi olur. Annesi bir şeyler biliyor ama o da asla tam anlamıyla sana açılmaz. Taehyung'a iş birliği teklif edebiliriz. Bize de yardımcı olur. Seokjin iş daha önemli. Bu konu daha önemli. Kısa sürede çözmemiz lazım. Adam elindeki zehiri çocuklara, gençlere yemek satar gibi satıyor."
Seokjin ona hak veriyordu. Bu yüzden dolan gözlerini görmemesi için yerinden kalktı. Koltuktaki ceketini alıp, odadan sessizce çıktı. Evde kendisini bekleyen sevgilisine gidecekti. Onunla konuşması gerekiyordu. Ona doğruları söylemesi lazımdı. Her zaman kendisine dürüst olan bu adamdan, bunları daha fazla saklayamazdı.
Yalanla başlayan bu mükemmel hisleri, kirletmek istemiyordu. Kendisi dışında, birinden veya bir yerden duyarsa yüzüne bakmayacağına emindi. Bu yüzden sustu. Sadece sessizce arabasına doğru yürüdü. Biliyordu. Minik surat, bir daha yüzüne bakmayacaktı. Belki, silecekti onu.
Ama ölü ozanlar, şiir yazardı.
İhtimal her zaman vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü ozanlar, şiir yazarlar ✓
FanfictionTaehyung, kendisini kötü hissettiren asabi Başkomiser Kim Seokjin'e mesaj atar.