eighteen

596 33 19
                                    

DİLHUN | 18. bölüm.

@hera.altınok bir hikaye paylaştı.

altınok bir hikaye paylaştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#

Ceketimi düzeltip kayıt için yeniden mikrofona eğildiğimde, Harun abi engel oldu bu çabama.

"Hiç dinlenmedin Hera, çık biraz hava al. Sonra yeniden devam ederiz." Her ne kadar severek şarkı söylesem de gerçekten yorulduğumu hissetmiştim. Bu yüzden Harun abiyi onaylayarak kulaklığımı çıkardım ve kenarıya bırakarak odadan çıktım.

Beni gören Cansu'da oturduğu masadan kalkarak yanıma geldi ve yan yana yürümeye başladık. "Nasıl geçti?"

"Her zamanki gibi." Aslında her zamankinden farklı geçmişti. Zihnim sürekli dün Adin Adal'ın -bana göre öptüğü, ona göre sadece dudak teması yaptığı- o hareketine gitmişti. Son sözleri de geri dönmemi istemesi olurken, beni orada bırakarak evden gitmişti.

Zihnimden ise gidememişti.

"Dalgınsın. Magazin susturuldu, senin dalgınlığın neden?" Cansu'nun sesi kendime gelmemde en büyük etken olurken derin bir nefes aldım.

"Sadece yorgunum, gecem o kadar da güzel geçmedi."

"Bir sorun mu var?" Adin Adal bir sorun ise evet, kocaman bir sorun vardı.

"Hayır yok. Uyku tutmadı sadece, gerçekten." Yüzüme bir gülümseme kondurdum. Bahçeye çıkmamızla da boş bir banka geçerek oturdum. Cansu'da yanıma beklemeden oturduğunda elinde ki telefonla birisini aradı. Aradığı çalışandan iki tane kahve istedikten sonra da yönünü bana döndü.

"Adin Adal ile birbirinizi takibe almışsınız." 'Ne iş?' der gibi çıkan ses tonuyla sırtımı banka yasladım.

"Dün bana geldi. Geri dönmemi istediğini söyledi." Ağzından sesli bir şaşkınlık nidası çıkarken elimi ağzına kapattım. "Bağırmasana Cansu, başımıza toplayacaksın insanları."

Yardımcının getirdiği kupayı elimin arasına alıp dudağıma götürdüm. Sıcak buhar yüzüme çarparken, bu koku sayesinde tebessüm ettim.

"Bakışlarından anlamıştım zaten. Ne zaman magazinin sevilen çifti oluyorsunuz?"

"Hiçbir zaman Cansu!" Ani çıkışım ona bir tesir etmeden rahatlıkla cebinden telefonunu çıkardı ve bir şeyler yaptı. Ardından da ekranı bana döndürerek elime tutuşturdu telefonu.

"Şunu bi izle önce sen. Siz kayıt alırken düştü medyaya."

#

Genç adam restorandan rahat bir biçimde çıkmak için döner kapıya ulaştı. Geldiği restoran bildiği ve güvendiği bir restoran olduğu için magazincilerin olmadığını düşünüyordu, rahatlığı da bu yüzdendi bir nebze.

Kapıdan dışarıya çıktığında adımlarının durmasına sebep olan magazincilerle kaçamayacağını bildiği için yüzüne ufak bir tebessüm kondurdu.

"Arkadaşlar, tüm yaşantımızı görerek paylaşmanıza rağmen karşımıza çıkarak bizi rahatsız etme sebebinizi öğrenebilir miyim?" Adamın kinaye barındıran sesiyle magazinciler birbirine bakmış ve en önde bulunan, saçları tepesinde bağlı esmer kız mikrofonu Adin Adal'a konuşarak uzatmıştı.

Kendi sesi de yaka mikrofonu sayesinde ulaşıyordu kameralara.

"Adin Bey, Hera Hanım ile aranızda bir şey mi var?" Genç adam yüzüne kondurduğu hayret dolu ifadeyle, şaşkınlığını dile getirdi.

"Bunu size hangi konu düşündürdü inanın bilmiyorum. Hera Altınok şarkılarıyla ün salmış bir şarkıcı olmasının yanı sıra Dilhun dizimizde de şarkılarımızı yapıyor, seslendiriyor. Magazin de isminin kötü bir şekilde anılmasını elbette istemem." Adam sözlerini sonlandırmadan yeniden tebessüm etti.

"Tekrardan burada belirtmek istiyorum ki, Hera Altınok ismini bir daha magazinde sizin saçma yerlere getirdiğiniz imalarla duymak istemiyorum. Sözlerimin bazı arkadaşlar nezdinde elbette karşılığı olmayacaktır, onlarla da zamanı gelince görüşmekten gurur duyarım." Mikrofonu kadına uzatıp elini öne uzattı.

"Müsaade ederseniz, gitmek istiyorum." Önünde ki insanlar bir bir kenarıya çekilirken adam son kez gülümsemiş ve arabasına yürümüştü.

Son gülen, iyi güler imâsını ise anlayanlar çok azdı.

#

"Yani diyor ki, benim olanın adını ağzına alanın göreceği son yüz benim." Telefonu eline verdim.

"Ne saçmalıyorsun Cansu ya, mafya dizisi mi çekiyoruz." Eliyle havada tırnak işareti yaptı.

"Ünlü oyuncu Adin Adal, Hera Altınok'u savunarak neyi ima etmeye çalıştı. Çiftin arasında bizden sakladıkları bir şeyler mi var?" Cümlesini bana bakarak bitirdiğinde omzuna yavaşça vurdum.

"Cansu sus menajerim, sus." Kızgın değil aksine şaşkındım. Adin Adal'ı değişen tavırlarından dolayı tanıyamaz olmuştum. Onu ilk televizyonda gördüğüm halinden oldukça uzaktı.

"Hadi kalkalım, yeter bu kadar mola." diyerek ayaklandım. Bir an önce kayıtı bitirip eve geçmek istiyordum. Sonra da Adin Adal'a bu yaptığının hesabını sormalıydım.

Bu kadar uzun süre magazinde kalmayı sevmiyordum ve Adin Adal inadına tam tersini yapmak için çabalıyordu. Ben de ona bu çabasının yanlış olduğunu göstermeliydim.

#

Ya da beraber o yanlışa yürüyün askim sizzz!

29.02.2024

DİLHUN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin