Merhabaaa vanilyalarım
Nasılsınız?
¤¤¤¤¤
Perdeden sızan güneş ışıkları gözlerimi acıtmaya başladığında birbirine yapışan göz kapaklarımı birkaç defa kırpıştırıp araladım. Başımda çok keskin bir ağrı vardı.
Ellerimi başıma götürüp bastırdım dudaklarım arasından çıkan sızlanmalar eşliğinde. Nerde olduğumu sorguladım bir süre, aynı zamanda kendime gelmeye de çalıştım.
Başımda olan ağrı yerini korurken ensemde ılık ve düzenli nefesleri, belime sarılmış iri kolları hissettim. Bununla gözlerin sonuna kadar açılırken yerimden kıpırdamadım. Çünkü feromonlarından Taehyung olduğunu anlayabilmiştim. Başımdaki ağrı sebebiyle bunları uyandığım gibi hissedemedim.
Neden beraber uyuduğumuzu sorgularken dün olanlar bir bir beynime nüfus etti. Aklıma gelen her detayla gözlerim bir tık daha büyüyor, yanaklarım bir ton daha kızarıyordu.
Dün neler yapmıştım, çok rezil olmuşumdur kesin. Resmen beni kucağına almadığı için ona trip atmıştım.
Elimi yüzüme kapatıp bagıracağım sırada Taehyung'un hala uyuduğu aklıma geldi ve susmak durumunda kaldım.
Kolunu üzerimden çekip kaçmayı düşünsem de belimi o kadar sıkı kavramıştı ki kurtulmam imkansızdı.
Bende kurtulamayacağımı anlayıp en azından perde ile bakışmaya son vereyim diyerek Taehyung'un kolları arasında ona doğru döndüm. Buda çok zor oldu tabi ama neyse ki uyanmadı.
Ona dönmem ile enseme gömülü olan burnu bu defa çeneme denk gelmişti. Bende bu halimize gülüp yüzünü daha iyi görmek için biraz geriye çekildim.
Yüzünü incelemeye başladığımda uyurken iri cüssesine rağmen ne kadar masum göründüğünü, kirpiklerinin ne kadar uzun, dudaklarının ne kadar dolgun, kaşlarının ne kadar şekilli ve güzel, yüzünün ne kadar kusurlu ama kusursuz olduğunu düşündüm.
Bir süre daha onu izlemiştim. Elim yüzüne dokunmak için yansa da her seferinde kendimi baskılamıştım. Dün olanlardan sonra bir de beni ona dokunurken yakalarsa off! Düşüncesi bile utanç verici. Neyse yani kısacası dokunmayacağım.
Taehyung'un kirpikleri titreştiğinde uyanacağını anlayıp hemen gözlerimi kapatmış, uyuyor numarası yapmıştım.
Kısa süre sonra onun tarafından gelen haraketlenme ile uyandığını anladım ve bunun heyecanı ile saçma bir hareket yapmamak için büyük bir çaba sarf ettim.
Uyur nunarası yaparken kirpiklerimin titremesine ve nefeslerimin düzenine dikkat etmeye çalıştım.
Taehyung'un elinin tersinin yanaklarımda gezdiğini hissettiğimde tepki vermemek için zor tuttum kendimi.
Elini çektikten sonra parmak ucu ile burnuna dokunmuş sonra şok olacağım bir harekette bulunmuştu. Dudağımın kenarından öpmüştü.
Uzun süredir sesini çıkarmayan kurdum onun bu hareketi ile kendi etrafında koşup sevinçle ulumaya başlamıştı. Benimde kalbim yerinden çıkacaktı. Hâlâ burun burunayken dudaklarıma baktığını hissedebiliyirdum.
Bunun düşüncesi ile daha fazla heyecana kapılırken kendimi ele vermeden yeni uyanıyormuş gibi yaparak gözlerimi yavaşca kırpıştırarak araladım.
Taehyung karşımda bana gülümseyerek bakıyordu. Bu benimde gülümsememe sebep olurken alnımdan öpüp gözlerimin kapanmasına neden oldu.
Onunla ne kadar süre tanıştığımız önemli değildi. Önemli olan bana o süre içinde ne kadar iyi hissettirdiğiydi. Ve şunu söylemeliyim ki Taehyung bana çok iyi hissettiriyordu. Dokunuşlarıyla, bakışlarıyla, sözleriyle bana her anlamda iyi hissettiriyordu. Ben ilgiyle büyümüş biriydim diyemezdim ki ailem bana hiç ilgi vermiyordu ama buna rağmen onun ufacık ilgisine bile muhtaç hissediyordum. Kimse beni sevmezse o sevse yetermiş gibi hissediyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Full Moon Night
FanfictionJeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya gelen yüzyılın deltası Kim Taehyung'un ruh eşi olacağını düşünmemişti. semetae! ukekook! taekook! An...