Selamünaleyküm gençler!
Nasılsınız?
Müzik: Car's Outside - James Arthur
ೄྀ࿐ ˊˎ-
Birkaç adım daha attığında korkudan elim ayağıma dolaşmıştı.
Sandığım gibi beni parçalamayıp etrafımda birkaç tur atmıştı ve en sonunda tekrar önümde durduğunda yavaş yavaş yaklaşmaya başlamıştı.
Nefesimi tutmuş bir şekilde ne yaptığına bakıyordum. Yanlış mı görüyordum yoksa delirmiş miydim? Şuan önümdeki devasa kurt saçlarımı mı kokluyordu!
Bismillahirrahmanirrahim. Allah'ım biz günahsız canlarız. Ne zararımız var ki?
Artık korkuyu iliklerime kadar hissederken kurt geri çekilmişti.
Son kez bana baktıktan sonra çok güçlü gir şekilde uluyup sürüsüyle birlikte kayıplara karışmıştı. Acaba o kurt alfa olabilir miydi? Çünkü genellikle alfalar sürüyü yönetirdi, değil mi?
Senin ben beynini seveyim. O kadar şey yaşadın takıldığın şeye bak!
İç sesim haklıydı. Ben az önce ne yaşamıştım?
Yavaş yavaş eve doğru adımlıyordum. Yaşadığım bu olayların ve benim bu olaylara karşı verdiğim tepkilerin bir açıklaması olamazdı.
Ben deliriyordum!
Elime telefonumu alıp bu evin sahibini arayacaktım. Artık gerçekten çok korkmaya başlıyordum ve gidecek hiçbir yerim de yoktu.
Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor...
Aramayı kapatıp tekrar aradığımda yine aynı sonuçla karşılaşmıştım.
Benim bir şekilde buradan gitmem lazımdı. Evet kafa dinlemeye ve yarışmaya hazırlanmaya gelmiştim ama ikisinide yapmamıştım. Buna ek olarak ise ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştım.
"Allah'ım yardım et. Burada kurtlara yemek olmak istemiyorum. Belki bugün yemediler ama yarın yemeyecekleri nereden belli?"
Sıkıntıyla üstümdeki kıyafetleri ısırmaya başlamıştım ve o an da aklıma kar motoru gelmişti.
Onunla gitmeyi düşünmüyorsundur diye umuyorum.
Evet onunla merkeze gidip oradan da İstanbul'a geri gidecektim. Ev konusu ise tam bir muammaydı. Belki bana iş teklif eden o adamın yanında işe başlayabilirdim ama o lanetli eve geri gidemezdim.
"Tamam o zaman yarın merkeze gidiyoruz."
Keşke bu söylediklerimi sesli bir şekilde söylemeseydim çünkü bunun sonuçlarını yarın çok feci bir şekilde ödeyecektim.
ೄྀ࿐ ˊˎ-
Güne mutlu bir şekilde uyanırken hiç olmadığım kadar hafif hissediyordum.
"Evet, şimdi güzel bir kahvaltı yapalım."
Kendime kahvaltı hazırlarken şarkı söylemeyi ihmal etmiyordum.
Car's Outside - James Arthur
~I'm packin' my bags that I didn't unpack the last time.
(Geçen sefer açmadığım çantalarımı topluyorum.)~I’m sayin’, “see you again” so many times it’s becomin’ my tag line.
("Görüşmek üzere" diyorum defalarca kez
artık bu sloganım haline geliyor.)~But you know the truth.
(Ama gerçeği biliyorsun.).
.
.
~Oh, I don’t wanna leave you anymore.
(Artık seni bırakmak istemiyorum.)~(Oo-ooh, a-ah) I don’t wanna leave you.
[(Oo-ooh, a-ah) Seni bırakmak istemiyorum.]~(Oo-ooh, a-ah) I don’t wanna leave you.
[(Oo-ooh, a-ah) Seni bırakmak istemiyorum.]~(Oo-ooh, ah) I don’t wanna leave you.
[(Oo-ooh, ah) Seni bırakmak istemiyorum.]~Don’t wanna leave you anymore.
(Artık seni bırakmak istemiyorum.)Neredeyse şoka girecektim. Sesim umduğumdan daha güzel çıkmıştı. Eğer yarışma günü de bu şekilde söylersem kesinlikle birinci olurdum.
Çok mutluydum. Hemde hiç olmadığım kadar mutluydum.
"Evet! Sonunda! Sonunda başardım."
Hızlıca yemeğimi yedikten sonra sadece gitarımı alarak dışarı çıkmıştım. Kar motorunun hacmi büyük değildi ve bütün eşyalarımı taşıyabileceğini hiç sanmıyordum. Aslında bir taksi çağırsam işim çok kolay olurdu ama günlerdir süren tipi ve kar yağışı yolları kapatmıştı.
Eşyalarımız için sonra geri döneriz. Şimdi sadece yanımıza para ve gitarı almak daha mantıklı.
Evet, şuan dışarıdaydım ve seri adımlarla odunluğa gidiyordum. Etraftaki uluma sesleri soğuk havadan bile daha soğuktu.
"Biraz daha hızlı olsam iyi olacak."
Kar motorunu dışarı çıkararak sürmek için uygun bir ortam yaratmıştım. Evdeki anahtarlardan birkaçını alarak motor üzerinde denemeye başlamıştım.
"Umarım çalışır."
Ve evet çalışmıştı. Sevinçten çığlık atacaktım ki kendime engel olarak motoru çalıştırdım.
Sürme mantığı çok basitti ve kolaylıkla sürebiliyordum.
Kulübeme bir kez daha bakıp önüme dönmüştüm. Eşyalarım için kesinlikle geri dönecektim. Sadece şu anlık merkezde kalmak çok mantıklı bir seçenekti. Aldığım kararın ne kadar doğru ya da ne kadar yanlış olduğunu bilmiyordum ama bildiğim tek şey buradan gitmem gerektiğiydi...
Ve kulaklarımı inleten bir uluma duyduğumda şoka girecektim. Eğer yanlış duymadıysam bu uluma çok ama çok yakınımdan bir yerlerden geliyordu. Arkama bakmaya korkuyordum.
Daha hızlı sür!
Aniden gelen heyecanla arkamı dönmüştüm...
Yok bu sefer net paramparça edecekler bizi!
Arkamda yüzlerce kurttan oluşan bir sürü görüyordum. Yanlış görmüş olamazdım, değil mi?
Aracı daha hızlı sürmeye çalışırken kapana kısıldığımı farketmiştim. Bir daire biçiminde etrafımı sarmışlardı.
Siktir! Sona geldik bacım. Hadi Allah'a emanet...
Nefesimi tutmuş bir şekilde çevreme bakıyordum ki o yeşil gözleri görünce tuttuğum nefesi geri vermiştim. Sürüden bağımsız bir şekilde bana doğru ilerliyordu.
Yoksa o mu beni yiyecekti?
Bunlara da elini veren kolunu kaptırıyor!
Hâlâ o yeşillere bakarken kurt ile aramıza 1 metre kalmıştı. Uzaklaşmaya çalıştığımı anlayınca yerinde durarak bakışmanın devam etmesini sağlamıştı.
Lan mal mısın amip! Birazdan midesinde halay çekeceğiz. Hâlâ yeşil göz diyorsun salak!
O an hiç tahmin edemediğim bir şey olmuştu. Kurdun tüyleri yavaş yavaş çekilirken bir insan formu aldığını görmüştüm.
ೄྀ࿐ ˊˎ-
Herkese iyi akşamlar!
Yazarınız kaçar😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Kuyu
WerewolfYıllarca çalışıp kazanmak istediği yarışma için çabalayan Dolunay, kafa dinlemek ve müzik yarışmasına daha iyi çalışabilmek için gittiği ıssız yerde ne gibi olaylarla karşılaşabilir ki? Fikir bana aittir. Çalan ya da çalmaya çalışan birini görürseni...