''Şiddet, yetersiz kimsenin son barınağıdır.'' -Isaac Asimov
''Sevgi, insanlığın. Şiddet, hayvanlığın kanunudur.'' -Mahatma Gandhi
♫︎ ♫︎ ♫︎
Yaşadığım acıyla inledim, gözlerimi açamayacak kadar yorgundum. Sırtımda büyük bir ağrı vardı, koca bir acı. Yaşadığım şeyleri hatırlamaya çalışmadım çünkü her şeyi hatırlıyordum, unutmaya çalıştım. Ne güzel olurdu her şeyi bir anda unutsaydım, dünyada kimse beni tanımasa. Yok olmanın ilacını bulsalardı, denek olabilirdim.
Annem ve Efe bir hiç uğruna ölmüşlerdi, benim uğruma. Şu anda benim yerime annem veya Efe hayatta olsalardı, eminim ki her şey daha güzel olurdu.
Yorgunum anne, iyi değilim anne.
Gözlerim hala kapalıydı, gerçekten fazlasıyla kötüydüm. Vücut ağrım veya kurşun izim umrumda değildi. Babam beni sırtımdan vurmuştu, beraberimde hiç tanımadığım bir kızı da acıya sürüklemiştim ve üstelik o kız bana güvenmişti. Çok kötü biriydim ben, bu dünyada güvenilecek son insandım ve üstelik en kötüsü beni tanısanız beni iyi biri sanardınız.
''Ne diyorsun Aylin, emin misin babası olduğundan?'' Umut'un sesi çok şaşkındı. Alışık değillerdir, bir babanın kızını vurmasına.
''Evet kendi söyledi, ayrıca çok korkmuştu.'' Aylin'in sesini duyunca içim rahatlamıştı, demek ki ölmemiş.
''Kim bilir ne yaşadı?'' Mert'in sesinde adeta bir abi şefkati vardı.
''Susun amına koyayım, kalbim bi' garip oldu.'' Batu da konuşunca kaşlarımı çattım, Kasırga grubu beni nasıl bulmuştu? Daha da kötüsü hepsi bana acımıştı.
Sonunda dayanamadım ve gözümü açıp yattığım yerden doğruldum. ''Bana acımanıza ihtiyacım yok. Ayrıca beni nasıl buldunuz?''
Hepsinin bakışı beni bulmuştu. Aylin, yanımdaki hastane yatağında yatıyordu.
''Aylin, bizim çok yakın arkadaşımız. Onun haberini alınca geldik, seni burada görünce biz de çok şaşırdık.'' Mert ilk defa ciddiydi.
''Güneş, neler oluyor?'' Umut, herkesin aklından geçen soruyu sormuştu.
Kimseye güvenemezdim, güvenmemeliydim. Bu yüzden onlara bir şey söylemiycektim. ''Bir şey olduğu yok, Aylin sen de kusura bakma. Bir daha böyle bir şey yaşanmayacak, söz.'' yapacağım açıklama bu kadardı.
Yataktan kalkıp gidecekken bir el kolumu kavradı. ''Öyle mi? Bir şey yok demek, babanın seni kovalaması ve silahla ateş etmesi, sürekli her şeyden korkman. Bunların bir açıklaması olmalı, mesela sokaktaki insanların senden korkması.'' Batu yine dişlerini sıkıyordu.
Aylin, her şeyi onlara anlatmıştı. Haklıydım, onlara asla güven olmaz.
Sert mavilerimi, Batu'nun sert grilerine diktim. ''Evet var, ama sizi ilgilendirmez.''
Odanın içindeki herkes gerilmiş olmalı ki, tüm kaşlar çatıldı.
''Yok ya, gayet de ilgilendirir hanımefendi. Hemen, şimdi bize bir açıklama yap.'' Batu, kolumdaki elini sıkmaya başlamıştı.
''Sakın, sakın bir daha bana hesap sorup canımı yakmaya kalkma. Ayrıca hangi vasıfla seni ilgilendiriyor?''
Kolumu sıktığını fark edince hemen elini çekti ve gözlerime daha da sert baktı. Baktı, baktı ama konuşmadı, sadece yutkundu. Anladığım şeyle alaycı bir şekilde güldüm. ''Ne, bana mı âşık oldun?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kasırga - Geçmişin İzleri
Teen FictionZemheri Bulut, 16 yıl boyunca babasından şiddet gören, annesi ve kardeşiyle eve hapsedilen, büyük evlerinin bahçesinden başka bir yer bilmeyen, hayatı bilmeyen, yeteneklerini keşfetmemiş bir kız. Zemheri, sonunda hapis olduğu evden kaçar ama onu çı...