Yaralar sarmak için var...

26 5 5
                                    

Selam sevgili okurlarımmm. Yeni bir kurgu ile birlikteyim eski kurgumu neden sildiğimi sormayın. Zaten pek içime sinmiyordu ama bu seferki eminim efso olacak. Şimdiden iyi eğlenceler. Oy vermeyi ve satır başlarında bulunan yorum kısımlarından yorum yapmayı unutmayın. Öyle tepkilerinizi anında bana yazınca okuması daha zevkli oluyor. O zaman başlayalımm. 

Yazdığım yazı tamamen hayal ürünüdür. Gerçeklikle alakası yoktur.

.

.

.

.

.

.

Küçüklüğümden beri bu krallığın emirleri ve yasakları doğrultusunda hareket ediyordum. Babamın krallığının... Evet benim babam kraldı. Adını bile duyunca herkesin tüyleri diken diken olurdu. Ablam ya da benim için aynı şey söz konusu değildi. Sanki o bir pamuk şeker gibiydi. Yani dışarıdan sert ama bize karşı hep hassas olmuştur. Bunu hissediyorduk. Ablam babamın ilk eşinden dünyaya gelmişti. Buna rağmen ne annem ne de babam için bir ayrımcılık söz konusu değildi. Sadece ben şirinliğimi kullanıyordum. Hatta babam bazen bana kocaman kız oldun böyle yapma diye sitem ederdi ama günün sonunda istediğim olurdu... Şimdi de sırf ablam platonik aşığını görsün diye çarşıya inecektik. Benim amacım farklıydı tabii. Ben halka inip sanki onların içindeymiş gibi davranıp sürü ile alışveriş yapacaktım ve onların bir ihtiyacı varsa babama iletecektim. Ben bu planları kurarken ablam ne mi yapıyordu?

''Sence mavi olan mı yoksa gül kurusu olan mı? '' Sabahtan beri bir elbiseyi seçmeye çalışıyordu ben burada kırk takla atmıştım. Sinir krizine ramak kalmıştı. 

''Abla yeter artık birini giy. Hem çok gösterişli olma. Halka iniyoruz.'' Amacı o olmamıştı ama babama halka inmek için bu bahaneyi sunmuştuk. Ne harika ama! O orada sefa sürerken en azından ''bakışarak'' ben diğer tarafta iş yapıyor olacaktım. Babamın bu olanlardan haberi olsa ne olurdu acaba diye sormadan edemiyorum. 

''Çok mızmız ediyorsun Mira gören de seni zorla götürüyorum zanneder.'' Bu kız şaka mı yapıyordu? Yüzüne baktım ve parfüm sıkmak ile meşguldü hem de kendi ellerimle yaptığım Nergis parfümüydü. Bunu sadece özel zamanlarda kullanırdım ve bu kız benim eşyalarımı karıştırıyordu. Sinirlenerek elindeki parfüm şişesini aldım. 

''Sen... Sen benimle dalga mı geçiyorsun abla!!. Bunu kendim yaptım ve sadece özel günlerde sıkıyorum demiştim.'' Hiç takmayarak kutunun içindeki dudaklarım için, gülleri kurutarak yaptığım toza ve kreme uzandı. ''Hey ellerini eşyalarımdan çek!'' İzin istese zaten vereceğim ne bu özgüven?

''Gerçekten çok ama çok paylaşımsız ve bencil bir insansın kardeşim.''

''hı hı ben hep öyleyim.'' 

Ayakkabılarını çıkardı ve yenilerini  giydi. Babama çıkmadan önce haber verecektik. Yavaşça çıktık ve o meşhur taht odasına adımladık. Belki de çoğu krallığı ağırlayan, en önemli toplantıların burada geçtiği bir odaydı burası. Bizim için ise ancak bir top sahası olurdu... Kendi kendime kıkırdayıp odanın kapısında durduk. Nöbetçiler kapıyı açtı ve biz selam verip içeri girdik.

''Babacığım biz hazırız! Gidebilir miyiz?!'' Sevinçle şakıdım ve babam bu halime gülümsedi. Anneme baktı her ne kadar katı bir erkek olsa da kadınına hep sadıktı. Ablamın annesi ise... O kendini babam için feda etmişti. Bazen düşünüyorum eğer bir gün bir kral ile evlenirsem kesinlikle ablamın annesine benzerdi bu yönüm. Sevdiğim adam için gerekirse kendimi feda edebilirdim. Birini çok kolay da sevemezdim ama seversem o benim her şeyim olurdu. Annem kafası ile onay verince ablama baktı.

Yaralı KralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin