Fırtınalı Bir Gece...

58 7 1
                                    

Bu aralar kar yağıyor(daha yeni) bende böyle bir bölüm yazayım dedim.
Bir önceki bölümde Chanmin smut yazdım ya hala arkadaşlar.
Ha birde artık zaman atlama yazmıyacağım direk zaman yazacağım yada biraz boşluk bırakacağım çünkü üşeniyorum.
Neysee bölüme geçelim oy vermeyi unutmayın!!

Bangchan'dan

Sabah uyanıp etrafıma bakındım. Seungmin'in yanımda olmadığını görünce telâşlanıp etrafıma bakınca birşey bulamamıştım.

Ama pencereye bakınca rahatlamıştım, çünkü hem perde açıktı hemde kar yağıyordu.

Muhtemelen Seungmin, çok sevindiği için ikimizede sıcak süt yapacağına emindim.

Eskiden ne zaman kar yağsa annesinden süt ister, pencerenin önüne oturarak dışarıyı izlerdi.

Yatağımı düzeltip aşağı indim.

Onu görünce gülümsemiştim, şutu ısıtmaya çalışıyordu.

Yavaşça arkasından gidip ona sarıldım.
Korktuğu için geriye sıçramıştı.

Ellerim hala karnındayken konuştum.

"Yine süt mü istiyorsun?"

"Evet, ama sen sevdiğimi nereden biliyorsun?"

Bu soruyu cevapsız bırakmamak için hızla konuştum.

"Sütleri hazırla ve pencerenin yanına gel."

Dedikten sonra pencerenin hafif geniş çıkıntısına oturarak onu düşünmeye başladım.

Aramız bozulur diye geçiştirdiğim o güne gelmiştik.

Bir süre sonra en sevdiğimiz kupaların içinde sıcak sütlerle yanıma gelmişti.

"Seungmin... Normalde bu konuşma daha önce olacaktı fakat sen o gün hastaneye yatırıldın,"

Derin bir iç çekerek devam ettim.

"Seneler önce 'Bang Christopher Chan' diye bir arkadaşın vardı hatırlarsan. Fakat seneler boyunca aramama rağmen seni bulamamıştım. Küçükken korede öğretmenlik okumakta kararlı olduğun için en iyi üniversitelerin öğrencilerine baktım.
Aralarında seni de görünce gözlerim dolu bir şekilde Hannah'ya gösterdim. Ailemde çok istekli olduğumu görüp beni şuan ki üniversitemize aldılar. Seni ilk gün görüp o kadar bakmam sadece özlemdi, anlayacağın o seneler önceki arkadaşım benim."

Tek nefeste anlattığım şeyler ile onunda gözleri dolar dolmaz bana kupasını kenara bırakıp bana sarılmıştı.

Afallasam bile hemen toparlayıp kupamı kenara bırakarak ona sarıldım.

Birbirimizi öyle sıkı tutuyorduk ki üst bedenlerimiz tamamen yapışmıştı.

Ona sarılmak annemi hatırlattıkça daha
çok sarılıyordum.

Arada sırada hıçkırıklarını duyunca gözlerim doluyordu.

Şuan pencerenin üstünde sarılıyorduk. O benin üstüme uzanmış bir biçimde bana sarılıyordu, bense onu kucağıma çekmiş bir şekilde ona sarılıyordum.

Bir süre sonra ayrılınca ağladığı için kızarmış burnu ve gözleri ile bana baktı. Hâlâ kucağımda oturuyordu. Kafasını göğsüme koyup bana baktı.

"Chris..."

Dedi fısıltıdan farksız sesiyle.

"Chris, ben seni hiç unutmadım. Sen her zaman aklımın bir yerinde vardın. Sürekli kalbim senin yakınlarda olduğunu söylüyordu. Daha diğer arkadaşlarımla senin kadar yakınlaşmamışken seninle aynı yatakta uyuyoruz. Her ne kadar ilk temaslarımızda utansam bile kalbim sana güvenebileceğimi söylüyordu. Zeyne sana ilk sarıldığımda bile böyle bir his sarmıştı içimi. Yani anlayacağın seni hala seneler önceki gibi seviyorum."

Baklavalarını sevdim:)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin