'Suskunluk'★
"Enkazda kalan çocuklar."
***
16 kasım, 2014
'Amansız bir fırtına vardı dışarıda. Rüzgar,dolu, soğuk... hepsi bir arada. Rüzgar öyle esiyorduki, dolu öyle düşüyordu ki sanki kıyamet kopuyordu. Sonbaharın soğukluğu dedikde bunu kast etmemişdim.Cama çarpan her dolu parçası içimi bir daha titremesine sebep oluyordu. Evet korkuyla karışık titremem küçüklükden beri benimle).
O fırtına da sadece tek bir şey istiyordum. Kardeşlerimi... Poyrazı ve Hasanı. Çünkü ilk korkdukda onlar gelirdi hep aklıma. Ne zaman başım sıkışsa onların yanında bulurdum kendimi.
Ama bir fırtına akşamı yalnızca Poyraz vardı yanımda. Çünkü Hasan kaçmıştı... Yalnız bu yurdu terk etmemişdi,o bizi terk etmişdi.
Hasan gitdi... biz yıkıldık.
Hasan gitdi... biz dağıldık.
Ve Hasan gitdi... biz diye bir şey kalmadı.'***
28 ocak,2024
Evet aradan 10 yıl geçmişti. Koskoca 10 yıl. Acısıyla, sıkıntısıyla, yoksulluğuyla,yokluğuyla... 10 yıl içerisinde sevinç,mutluluk,huzur,aile, ve biz diye bir şey olmadı...
***
"H-Hasan!?" Dedim. Dolu gözlerle. Kendimi tutamadım. Yıllar sonra görmenin acısı ve buruk bir sevinci vardı içimde.
Hasan yüzüme acılı bir gülümsemeyle bakdı. Canı yanıyordu...
Adım atmaya yeltendiğim an Poyraz sertce beni arkasına doğru aldı. Ne olduğunu anlamadan yüzüne baktım. Ama o bana değilde karşısında duran Hasana bakıyordu. Öylesine bir bakış değildi. Hırs,öfke, ve çok az özlem var gibiydi. Aslında özlem içinde büyükdü, ama yüzündeki özlem ucundan ucundandı."Sakın! Sakın Didem!." Dedi bu kez Poyraz.
"Ama abi?" Dedim dolu gözlerimi gözlerine çevirerek.
"Yürü" diyerek beni kolumdan tutup çekti. Yavaştı ama bu beni ilgilendirmiyordu. Çünkü karşımda kardeşim,ailemden bir parça, Hasan vardı... "Yürü!" Dedi bu sefer emr şeklinde.
"Abi... yapma.. lütfen." Dedim yalvarırcasına.
"Didem hadi!" Dedi bu sefer sert sesiyle. Gözlerim bir dolup bir boşalıyordu.
Sözünü ikiletmeden bir Hakana baktım bir Hasana. Ama bakışlarım Hasan da çok kaldı. Onun da bakışları da bendeydi. Ama pişman gibi değil, ödül kazanmış gibi bir ifade vardı yüzünde. Anlam veremedim.
Poyraz hızlı adımlarla beni hastaneden çıkardı. Adımları büyük olduğu için yetişemem de ayrı bir konuydu.
Çok fazla bu duruma maruz kalmayarak kolumu sertce Poyrazın elinden kurtardım. Kolumu çektiğim an Poyrazın bakışları beni buldu.
"N-ne yapıyorsun sen?" Dedim sertce ama titreyerek.
Poyraz bakışların üzerimden çekip yola bakarak"Yapılması gerekeni." Dedi sert ve tok sesiyle.