İnsan bazen sadece ölmek ister. Bazen sadece yorulur.
Bazen aldığı nefesten, döktüğü gözyaşlarından, boğazına takılan çivilerden, sabah kalktığında şişmiş gözlerinden, vücudundaki morluklardan, Tanrı'ya yalvarışlarından, sesinin duyulmamasından, fısıldamaktan, bağırmaktan, konuşmaktan, susmaktan, sessiz kalmaktan yorulur.
Bazen boşunaymış gibi hissettiği dualarından, evsizliğinden, yurtsuzluğundan, sahipsizliğinden, yalnızlığından, ellerindeki soğuktan, başındaki ağrılardan, midesindeki bulantılardan, dudağındaki yaralardan yorulur.
Bazen kalbindeki buzullardan, önündeki engellerden, itham edildiği sıfatlardan, yargılandığı suçlardan, yutkunamadığı anlardan, yerlerde süründüğü akşamlardan, savrulduğu duvarlardan, edildiği tehditlerden, bulamadığı destekten, göremediği sevgiden, sevemediği kendinden yorulur.
İnsan bazen tırnaklarının arasındaki deri kalıntılarından, boynundaki tırnaklarından, dilindeki kan tatından, burnundaki sızıdan, kulağındaki çınlamadan, parmağındaki kırıktan, saçlarındaki eksiklerden, eksiklerin oluşturduğu yumaklardan, fazlalıkların oluşturduğu sızıdan, kalbindeki ağırlıktan yorulur.
İnsan bazen hıçkırıklarından, sessizliğinden, konuşacak kimsesinin olmayışından, kimsesizliğinden, kalabalıkların içinde yalnız kalışından, kaldırımların soğukluğundan, gecenin huzursuzluğundan, gündüzün huzursuzluğundan, cennetin imkansızlığından, cehennemin olmama ihtimalinden, cezanın muallaklığından, adaletin adaletsizliğinden, intiharın korkunçluğundan, ölümün acısından, acının derecesinden, intiharın başarısızlık ihtimalinden yorulur.
İnsan bazen ölmek ister. İnsan bazen istediklerinden yorulur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geceye Fısıldayanlar
RandomHerkes birilerine, bir şeylere fısıldadı. Herkesin herkesi, bizimse bizden başka kimsemiz yoktu belki de. Biz o kimsesizliğin içinde birbirimizi bulmaya çalışıyorduk. Hem birbirimizi hem de kimsenin bulamadığı benliğimizi... Biz, geceye fısıldamay...