Boğazında düğümlü bir yer var, biliyorsun. Ne yaparsan yap açılmıyor o düğümler. Kalbinde bir sıkıntı, içinde bir boşluk. Vazgeçmişsin.
Önceden olsa geçmişini istersin geriye. Sana, senden çaldıklarını versinler diye yalvarırsın. Kaybettiğin zamanını istersin. Boşa giden günlerini istersin. Yaşayamadığın, yaşatmadıkları çocukluğunu istersin. Fakat şimdi umrunda değil hiçbiri. Vazgeçmişsin.
Sokaktan geçen insanları saymıyorsun artık. Kaç yaprağın yere düştüğü seni ilgilendirmiyor. Kaç takvim bitmiş, umrunda değil. Kaç kar yağmış, kaç güneş batmış seni ilgilendirmiyor. Vazgeçmişsin.
Aynaya bakmıyorsun sabahları. Saçlarını taramıyorsun. Günlerce üstünü değiştirmiyorsun. Yemek yemiyorsun. Bir sigara bile yetiyor mesela hayatını devam ettirmene. Vazgeçmişsin.
Ellerin titremiyor artık. Ne heyecan var içinde ne korku. Bir boşluktasın. Karadelik desen değil. Cehennem ıstırabı çekiyorsun ama cehennemde de değilsin. Keza cehennemin varlığından bile şüphe duyuyorsun.
Haklı haksız aramayacaksın artık. Kelimelere takılmayacaksın. Suratına inen ellerin sahibini görmek için gözlerini aralamayacaksın. Acıyla kasılan karnını tutmayacaksın. Söylenilen her söze sağır, edebileceğin her cümleye dilsiz kalacaksın. Vazgeçeceksin.
Yavaş yavaş öleceksin. Umudun, mutluluğun, sevgin, saygın yitip gidecek kalbinden. Sadece bir uzuva dönüşecek o da. Kesip atılan bir tırnaktan daha hissiz olacak. Öyle yavaş yavaş değil hatta. Birdenbire olacak ne olacaksa.
Hiçbir kararın olmayacak hayatında. Kendi hayatında kendi söz hakkını devredeceksin başkalarına. Bir süs bebeğine dönüşeceksin. Sadece var olduğunu sansınlar diye vitrinin bir köşesinde duracaksın. Ta ki oradan kaldırılana dek.
Sen de gideceksin. Vitrinin en güzel bebeği değilsin neticede. Bir önemin, kendine bağlayacak bir sebebin de yok. Ruhsuzsun. Ruhunu almalarına engel olmak için söküp atmışsın ruhunu. Karşı koyamayacağını sen de anlamışsın çünkü.
Acı çekmek istemiyorsun. Anlıyorum... Seni pek iyi anlıyorum. Vazgeçmişsin. Yavaş yavaş fakat bir o kadar da aniden. Bakışların donuklaşmış. Bakışların mânâsızlaşmış. Vazgeçmişsin. Anlıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geceye Fısıldayanlar
AcakHerkes birilerine, bir şeylere fısıldadı. Herkesin herkesi, bizimse bizden başka kimsemiz yoktu belki de. Biz o kimsesizliğin içinde birbirimizi bulmaya çalışıyorduk. Hem birbirimizi hem de kimsenin bulamadığı benliğimizi... Biz, geceye fısıldamay...